“ŞiMDi BiR PATLATIRIM GÖRÜRSÜN”

Derdim sokakta erkek arkadaşları tarafından itilip kakılan kadınlar. Sevgilisine “Gerizekalı”, “Şimdi bir patlatırım görürsün”, “Seni buraya getiren de kabahat, düzgün yürü” gibi sevimli(!) uyarılar da bulunan erkeklerin sayısında inanılmaz artış var


Dün gece uzun bir süre sonra Taksim’e gittim. AKM’den Tünel’e birkaç kez yürüdüm. Kalabalıktan, insanların birbirinin ayaklarına basıp, omuzlarını çıkarırcasına çarptıktan sonra özür dilememelerinden bahsetmeyeceğim. Bu sanırım çözmesi çok zor bir sorun. Benim derdim sokakta erkek arkadaşları tarafından itilip kakılan kadınlar.
Saat 18.00-02.00 arasında herhalde 10 çifte rastlamışımdır. Özellikle 00.00’dan sonra sevgilisine “Gerizekalı”, “Şimdi bir patlatırım görürsün”, “Seni buraya getiren de kabahat, düzgün yürü” gibi sevimli uyarılar(!) da bulunan erkeklerin sayısında inanılmaz bir artış yaşandı. Tamam, anlıyorum. Şişede durduğu gibi durmuyor. Kadın-erkek fark etmez sarhoş insan çekilmiyor, ama yine de duvara patlatmak mı lazım?
Ben böyle ağzım açık onları izlerken bir midye tezgahında mola verdik. Midyeci “Abla ne şaşırıyorsun, dün bir kadını benim önümde saçlarından tutup sürükledi sevgilisi” dedi. O kadar normal anlatıyor ki, görmelisiniz. Midyeyi açıyor, limon sıkıp uzatıyor arada da “Kadının saçları koptu valla” deyiveriyor.
Dondum kaldım. Mini Cooper’lı polislerimizi sordum. Karışmamışlar. Olay dağıldıktan yani birileri kadını adamın elinden kurtardıktan sonra gelip adamı ‘içeri’ atmışlar.
İlkokulda annem, babamla arasında yaşanan bir şeyi öğretmenime anlattığım için bana kızmıştı. “Karı-koca arasına girilmez, kimseyi ilgilendirmez” demişti. Anladığım kadarıyla millet olarak onca öğüt arasından bir bunu beğenmiş ve kafamıza kazımışız. Ha bir de “Bana dokunmaya yılan bir yaşasın!” var. İkisi birleşince de ortaya çıkan manzara bu oluyor tabii ki!

Haberin Devamı

BU PARKTA ‘YAKIN TEMAS’ YASAK!
Bankta sarılmış oturuyorlar belki de öpüşüyorlar diye etraftaki insanlar tarafından denize atılmaya çalışılan çifti anımsıyorsunuzdur.
Ben o zaman da bu meseleye çok sinirlenmiştim. Aradan epey zaman geçti fakat anlıyorum ki hiçbir şey değişmemiş. Geçen hafta bir arkadaşım sevgilisiyle Bahçelievler’de bir parkta otururken çok terbiyesizce bir davranışla karşılaşmış.
Bu defa ‘namus bekçisi’ rolündeki zat, parkın güvenlik görevlisi. Arkadaşım sevgilisinin omuzuna kafasını yaslamış, ’eniştem’ de başını arada sırada öpüyormuş. Havadan sudan konuşurlarken (klasik romantik sevgili muhabbeti) bir anda kafalarının üzerinden başka bir kafa uzanmış. Ortama pat diye misafir olmuş! Bizimkiler “Ne oluyor yahu?” demeye kalmadan, adam bombayı patlatmış: “Yakın temas yasak!”
Bu durumu aklım almıyor. Böyle bir cümleden sonra ne yapmak lazım onu da bilemiyorum. Bahsettiğim olay saat 21.00’de yaşanıyor. O sırada parkın içindeki halı sahada maç yapılıyor, gençler arkadaşlarıyla çimenlere oturmuş sohbet ediyor. Yani in cin top oynarken, birbirini kuytuda yakalamış ve ipin ucunu kaçırmış bir çiftten bahsetmiyorum.
‘Çoluk çocuğa kötü örnek’ olma meselesiniyse hiç açmayalım. Ülkemizde anne babasını bir kez bile sarılırken, öpüşürken görmemiş, bırakın onu babası tarafından (sert erkek raconu bozulmasın diye) saçı hiç okşanmamış insanlar var. Bunlar sevmeyi ve sevilmeyi beceremeyen, duygularını kimin koyduğuna dair hiçbir fikirleri olmayan, katı sınırların içine hapseden insanlara dönüşüyorlar. Biz de ancak yıllar sonra gazetenin birinde bir fotoğrafla karşılaşınca lanetliyoruz onları. Ne acı! Bu arada merak edenler için: Bizim çift belediyenin internet sitesine şikayetlerini bildirdi. Tabii ki bir cevap gelmedi.

ÜÇ HAFTADA DAHA MUTLU VE FİT BİR PELİN!
Karen Hill’le uyguladığımızı diyetin üçüncü haftasındayım. Un, tuz, şeker, diyet gazlı içecekler ve içki olmadan tamamladığım bu sürenin sonunda vücudumdaki değişikliklere inanamıyorum. Artık çok daha az yorgunum, sakinleştirici etkisi olan bitkisel çaylardan içmiyorum çünkü kolay kolay sinirlerim bozulmuyor. Tırnaklarımın kırılması bitti, saçlarım daha parlak ve gözle görülür biçimde hızlı uzadılar. Bol gelen pantolonlar da cabası!

Haberin Devamı