Bu bir tanışma yazısı, her pazartesi birlikteyiz bundan sonra. Ne mi anlatacağım? Öyle ya da böyle, az ya da çok bende iz bırakan her şeyi!

Bir iki ay önce yeni bir dövme yaptırdım. Artık boynumda “Drama Queen”(Drama Kraliçesi) yazıyor. Şu an içinizden “Özenti misin? Neden İngilizce yazdırdın?” diyor olabilirsiniz ama ne yapayım, Türkçesi kulağıma sakil geldi ve yeni bir dövme deseni bulacak gücüm kalmamıştı. (Yaptıranlar bilir, desen seçmek bazen işkenceye dönüşebilir) Üstelik beni bu kadar net anlatacak başka bir şey de yoktu. Konuya biraz daha açıklık getirmek isterim. Efendim, bendeniz biraz mız-mız, biraz alıngan, biraz paranoyak, ekstra duygusal ve biraz da dünyanın kendi etrafında döndüğünü zanneden biriyim.
Yazıya kendimi anlatarak başlamak istedim. Çünkü bunu yapmayı çok seviyorum, çünkü yeni tanışıyoruz ve çünkü bugün doğum günüm! Bu satırları yazdığım sırada 33 yaşına basıyorum. Önümde dizüstü bilgisayarım, elimde bir kadeh kırmızı şarap, denize karşı bir balkonda oturuyor falan da değilim. Bağcılar’da gazete binasındayım, çenemde kocaman bir sivilce çıktı ve eve gitmek için dakikaları sayıyorum! Ama bir yandan da çok heyecanlıyım çünkü sizlerle karşı karşıyayım ve çok uzun zamandır hayalini kurduğum bir şeyi gerçekleştiriyorum.
Uzun lafın kısası, size “Merhaba, bundan böyle gazetenizin bu bölümünde Pazartesi günleri beni göreceksiniz. Şapşal fotoğrafıma alışmanızı ve fotoğrafın altında anlattıklarımın ilginizi çekmesini umuyorum” diyorum. Ne mi anlatacağım? Öyle ya da böyle, az ya da çok bende iz bırakan her şeyi!

MÜREKKEP’TEN HABERLER

Bu arada, naçizane, uzmanlık alanım dövmeler. Aman yanlış anlaşılmasın dövme sanatçısı falan değilim, çöp adam bile çizemiyorum ama dövme kültürüyle epeydir haşır neşirim. Eğer aşağıdaki gibi haberler sizin ilginizi çekiyorsa www.cinimurekkebi.com’a beklerim.

Haberin Devamı

TANIŞMA
YAŞLANINCA BUNA BENZEYECEĞiM

Fotoğraftaki Helen Lambin, 40 yaşından sonra dövme yaptırmaya başlamış. Türkiye’de böyle kişilere rastlamak mümkün. Mesela annem (65) haftaya eline benim ismimi yazdıracak.
Dövmelerimle ilgili en çok duyduğum sorulardan biri “Yaşlanınca ne yapacaksın?”dır. Her defasında gülerek “Dövmeli bir anneanne olacağım” diyorum. Karşılığında da “Nasıl olur ki? Yaşlanınca sarkar o dövmeler valla!” gibi cevaplarla karşılaşıyorum. Araştırdım, buldum: Yaşlanınca işte buna benzemek istiyorum.

HAFTA SONU NOTLARI

* Cuma akşamı Asmalımescit’e gidildi ve masa krizi yerinde incelendi. O daracık sokakların bu kadar geniş olduklarını görmek şaşırtıcıydı. Tamam, rahat rahat yürüdük, ‘Aman masalara çarpmayalım’ derdimiz de yoktu ama çok sıkıcıydı. Sevgilim “Filmlerdeki hayalet kasabalara benzemiş” dedi. Bence de masa kalabalığı olmadan Asmalı’nın insanda yarattığı his buna benziyordu.

* Cumartesi gecesiyse evde TV karşısında geçti. ‘Şanslı Masa’ya katılanlardan bazılarının ekipten olduklarını düşünmemek elde değil. Hele bir amca vardı ki, değme oyunculara taş çıkardı. Bu arada programda hep aynı senaryo var. Masadan ekiple işbirliği yapan zat karşısındakine “Seni sevgilimle tanıştırayım” diyor. Gelen sevgili biraz ‘garip’ olduğu için de şaka(!) başlıyor. Kabak tadı vermeye başlamış benden söylemesi.

* Twıtter’da takip ettiğim isimler arasında Tuba Ünsal da var. Ünsal “Sokak hayvanları için evinizin önüne su bırakın” dediği için tepki çekti. Eminim “İnsanlar açken hayvanları düşünmenin ne anlamı var?”, Yok efendim “Memleket bu haldeyken sizin derdiniz sokaktaki susuz hayvanlar mı?” gibi şeyler yazmışlardır. Bir hayvansever olarak bu tepkileri hiçbir zaman anlamayacağım. Ünsal ve kendim adına cevap veriyorum: Biz en azından bir konuda endişe duyup harekete geçiyoruz. Peki ya siz tepki vermek yerine bir çocuğun karnını doyurmayı denediniz mi?”

Haberin Devamı