27.03.2011 - 01:08 | Son Güncellenme:
MiNE AYDIN mine.aydin@milliyet.com.tr Fotoğraflar: Ozan Güzelce
* Diziye nasıl dahil oldunuz?
Erdem Ergüney (Deli Hikmet-aynı zamanda dizinin cast direktörü) telefon edip “Çiğdem seninle görüşmek istiyoruz. Bir savcı karakterimiz var diziye yeni dahil olacak” dedi. Daha önceden Erdem’le tanışıyoruz. Dediler ki; “Bir savcı karakteri var, bu karakterin şimdiye kadar diziye giren kadınlardan farklı, çok güçlü bir karakter olmasını istiyoruz. Baktı mı gerçekten karşısındaki adamı korkutsun, seni düşünüyoruz.” “Tamam” dedim. “Olur mu olmaz mı?” diye konuşurken bir an yaşım konusunda tereddüte düştüler. Çünkü ufak gösteriyorum. Görüşmeye de az makyajlı gitmiştim. Ama benim şöyle bir özelliğim var...
* Her role bürünürüm mü diyorsun?
Makyajla, saç renginin değişmesiyle, biraz böyle kesilmesiyle hemen değişebilecek bir tipim var aslında. Bunun şansım olduğunu düşünüyorum. Dediler ki, “Çiğdem biz seninle çalışmak” istiyoruz. Anlaştık. Akşam 7’de oradan çıktım ertesi gün 12’de sete girdim. O kadar hızlı oldu ki ben bile çok şaşırdım.
* Diziye katılmadan önce ‘Kurtlar Vadisi’ni izliyor muydunuz? Genel olarak nasıl buluyordunuz?
Çok fazla izlemiyordum. İzlediğim bölümleri vardı tabii. Müdavimi değildim. Zaten hiçbir dizinin müdavimi değilim. Genelde etrafımdaki arkadaşlarım izlerdi Kurtlar Vadisi. O vesileyle bakabiliyordum. Özellikle benim izlediğim bir dizi değildi.
* Memnun musun tepkilerden?
Çok memnunum. ‘Kurtlar Vadisi’ benim oyunculuk kariyerinde başka bir boyut. Kendimi geliştirmeye açık bir oyuncu olarak daha farklı bir basamak bana göre. Bundan öncesinde Papatyam’da oyunuyordum. Papatyam bir sit-com. Orada canlandırdığım karakter daha böyle bir kadın kokan karakterdi. Nazlarıyla, kaprisleriyle, cilveleriyle daha bir kadındı. O yüzden benim için çok farklı.
* Bir dizinin ülke gündemiyle bu kadar iç içe olmasına ne diyorsunuz?
Bence şu anda Türkiye’de bu anlamda yapılan tek iş olduğunu için önemli bir proje. İnsanların bu ülkede yaşanan şeyleri anlayabilmesi fark edebilmesi adına biraz da hikayeleştirilerek görselliğe taşınan bir proje olması gerçekten önemli.
* Politikaya ilginiz var mıydı?
Hiç yok. Ben siyasete biraz uzak bir insanım. Taraf değilim. Bu projede olduğumda da bir yere yöneliyorum ya da yönelmiyorum diye bir şey söz konusu değil. Benim hayatımda çok fazla şey değişmedi. Ben uzağım, uzak kalmayı da tercih ediyorum aslında. Rolüm ne gerektiyorsa onu yapıyorum.
* Dizideki Polat Alemdar tipi sizin için çekici mi?
Polat Alemdar çok güçlü bir karakter. Bir erkeğin güçlü olması, bir kadına kol kanat gerebilecek ya da birçok sorunun üstesinden gelebilecek güçte olması sanırım her kadına çekici gelir.
* Dizide yan rollerdeki herkes bir gün ölüyor. Siz ölüme hazır mısınız?
Şunu biliyorsun, Kurtlar Vadisi’nde her karakterin mutlaka bir yaşam süreci var. Dahil oluyor, yaşıyor, ölüyor ya da mekan değiştiriyor, yer değiştiriyor. Bilmiyorum senaristlerimize bağlı bir şey bu. Ben bu diziye dahil olduğumda dediler ki “Ee herkes ölüyor sen ne zaman öleceksin?” “Ölene kadar bu işteyim. Ölene kadar Kurtlar Vadisi’ndeyim” diye espiri yapıyorum mesela.
* Rolünüzü bu kadar rahat nasıl oynuyorsunuz? Hukuk bilginiz var mıydı?
Yoktu. Senaristlerimizden biri; Cüneyt Aysan eski hakim. Onun bilgisi, tecrübeleri çok önemli. Ben bir şeye takıldığımda, “Bu kadın bunu nasıl yorumlar?” dediğim noktada o bana tecrübelerinden bahsediyor, bu anlamda yardımcı oluyor.
* “Türkiye’de kadın oyuncu olmak” diye sorsam...
Şöyle bir meslek bugün bir dizide oynuyorsunuz, iyi de bir para kazanıyorsunuz. Üç ay sonra dizi bittiğinde siz iki sene boyunca iş yapamayabiliryorsunuz. Kazandığınz para bitiyor. Maddi ve manevi anlamda çöküntü. Yeri geldiği zaman depresyonu, kendine güvensizliği beraberinde getiriyor. O yüzden oyunculuk fatura derdi düşünülerek yapılacak bir iş değil. Ailem bana destek olduğu içinben bu işi daha rahat yapabiliyorum. Sadece işime konsantre olabiliyorum. Kadın oyuncu olmaksa; güçlü bir kadın olduğunuz sürece sadece ünlü olmak adına sadece bu işi yapmış olmak adına kendi kişiliğinizin kendi değerlerinizin dışına çıkmadığınız sürece kadın oyuncu olmak zor değil. Sağlam bir kişilik gerektiriyor.
* Kendinizi beğeniyor musunuz?
Aynaya baktığımda şükrediyorum.
Yeşilçam dedin mi akan sular duruyor
“Eski Türk filmlerine müthiş hayranım. Televizyonda falan görüyorsam duruyorum. Mutlaka izliyorum. DVD koleksiyonu yapmaya çalışıyorum. O yüzden Yeşilcam’da oynayan oyunculara ve ustalara gerçekten hayranım. Türkan Şoray, Filiz Akın, Hülya Koçyiğit, Ediz Hun, Kartal Tibet... Şener Şen’in oyunculuğunu da gerçekten çok beğeniyorum. Yeni jenerasyonda da Nur Aysan, Onur Saylak, hem çok beğendiğim oyuncular hem çok sevdiğim arkadaşlarım.”
Çağan Irmak’la çalışmak istiyor
“En son ‘Prensesin Uykusu’nu izledim, yine dedim ki, ‘Çok doğru bir yerden yakalamış insan duygusunu, insanın o yumuşak karnını.’ Bence kimsenin kolay kolay dışarı çıkaramadığı o duyguyu yakalıyor, çıkarıyor, oyuncuyu da o kadar güzel yönlendiriyor ki, her seferinde çok güzel filmler çıkıyor. Hayalimde, Ezel Akay gibi daha böyle masalsı işler yapan yönetmenler de var.”