12.12.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:
ve sağ kısım özel olarak çamla kapatılmış, Patron Mehmet Koçarslan ve işletme ortağı Ali Ünal yakın arkadaşlarım olmalarına rağmen bu yıl Reina'yı ihmal ettim. Ama gidince de üç kez üst üste gittim. Nedeni de kış bahçesi. Çıtır çıtır yanan şömine karşınızda, tepenizde gökyüzü, parlayan yıldızlar ve sağınızda muhteşem Boğaz manzarası olunca ne yediğini ne de içtiğini anlıyor insan. Reina'nın kalabalığında kış bahçesi benim için bir sığınma yeri oldu. Aslında Mehmet kendisi ve konukları için yapmış burasını, fakat aralık sonuna kadar rezervasyon dolu. Kış bahçesinin tepesi o nedenle gökyüzü ve muhteşem Boğaz manzarası farklı bir ambians yaratıyor oturduğunuz koltukta. Özellikle de karlı havaları iple çekiyorum bu kış bahçesi için. Bu yıl da Reina'yı Barbara Pensoy ve 'doğuştan mimar!' Ali Ünal çok şık yapmışlar. VIP bölmeler Reina'ya hem farklı bir kalite hem de ferahlık getirmiş. Özellikle hafta arası o bölmeler özel kadife perdelerle kapatılıyor ve dükkan daha sıcak, daha samimi oluyor. Bordo ve gri-yeşil ton kadife koltuklar, sandalyeler, tik masalar, kısacası çook masraf yapmış Mehmet bu yıl çok. İki tane VIP Lounge bölümde ayrı barlar var, servis elemanları da buraya özel. Kimse dans ederken üstünüze çıkmıyor. Özellikle hafta sonları o kalabalıkta sıkışıp kalmıyorsunuz. Reina'daki değişiklik yalnızca görsel değil tabii. Mönü baştan aşağıya yenilenmiş. Eski mutfak şefi Tevfik Usta artık New York'ta bir restoranda ama yeni şef ondan da başarılı, çünkü pek çok şeyi tattık o gece ve tek kelimeyle harikaydı. O akşam Ali Ünal ile bol bol sohbet ettik. Ali ve yakışıklı kardeşi Reina'nın salon müdürü Erkan birlikte Nişantaşı City's'de 'Yamis' adlı bir cafe-bar açıyorlar. Toplam 70 kişilik. Akdeniz ve dünya mutfağı ağırlıkta olacak. İleride Ali zincir haline getirmek istiyor bu food-bar'ı. Öğle ve akşam servisi olacak ama saat 22.30'da kapanacak. Bu arada Mehmet Koçarslan'dan da iki proje geliyor. Biri SuAda'nın içinde. Arşipel Balık Lokantası'na kardeş oluyor. Yaz sezonu SuAda'nın içinde Hamdi ile ortak açtıkları kebap lokantasının yerinde Hamdi'nin ayrılmasıyla birlikte baştan aşağıya dekoru yenileyerek ilk kez kebap dünyasında açık mutfaklı bir kebap salonu açıyorlar. Pişirilen lahmacun, kebap kokularını önlemek için de bir cam fanusun içine koyuyorlar mutfağı. İkinci projeyi ise dünkü POSTA'da açıklamıştım. Bebek'te eski Mel's'in yerine müthiş bir İtalyan restoranı açılıyor. O akşam Ali bana Antalya'da yetişen çekirdeksiz nar ile yapılan bir votka ve çekirdeksiz nar ikram etti. Müthiş lezzetli. Narı severim ama çekirdeği nedeniyle yiyemem, bayıldım. Çekirdeksiz karpuzdan sora çekirdeksiz narı da tatmış oldum. Bütün ısrarıma rağmen Ali yetiştiricinin adını söylemedi. Yoksa bir-iki kasa getirtecektim. Hepsini Reina kapatmış. Reina'nın dünya çapında bir restoran olmasında kusursuz servis, lezzet, doyulmaz Boğaz manzarasının yanı sıra çalınan müziğin de çok etkili olduğuna inanıyorum. Suat Ateşdağlı yönetiminde Yalçın günün her saatinde Reina'yı müziğiyle uçuruyor. O akşam Yalçın son günlerin en popüler ve en çok istek alan şarkılarını benim için art arda çaldı. Neler mi? Sıla, Betül Demir'den 'Dokunmak İstiyorum', DJ Yalçın 'Arrıba', Alex Goudıno 'Watch Out' ve Thella 'Ex Que Poli'. O akşam Reina'da Mehmet Ürgüplü, Mehmet Habbab, Mehmet Cansun, Celalettin Bilgiç ve eşleri, ünlü piarcı Ayşe Azizoğlu, İtalyan teknik direktörü Capello, Ceyda Gölcüklü ve yeni barıştığı sevgilisi Zeki Tanyeri, Serdar Ortaç, Melda-Sinan Kosif'i gördüm. Reina telefon: (0212) 259 59 19. Yammis geliyor, çekirdeksiz nar... Geleneksel İtalyan lezzetlerinin sunulduğu Pastarito, şimdi Ankara'da. İlk Pastarito büyüyor İzmir'de Bornova Form Çarşısı'nda Pastarito'da yemek yemiş ve hayran kalmıştım. Ardından İstanbul Suadiye, derken şimdi de Ankara'da şubelerini açtı. Sevgili arkadaşım Devriye programından tanıdığınızEbru Keser Erda. Dünyanın, kökeni İtalya olan en büyük restoran zinciri Pastarito. Eski televizyon programcısı Ebru Keser Erda, iki ortağıyla beraber Pastarito lezzetini şimdi de Ankaralı lezzet severlere sunuyor. Dekorasyonda İtalyan tarzı hâkim. İç tasarımı ahşap, taş ve mermerden oluşan Pastarito, geleneksel İtalyan mimarisini tam anlamıyla yansıtıyor. İtalyan şeflerin çalıştığı mekânda, İtalyan lezzet geleneklerine dayalı yemekler, nadide İtalyan şaraplarıyla bir arada sunuluyor. "En büyük iddiamız lezzetimiz" diye konuşan Ebru Nişantaşı City's'in içinde yeni bir şubenin aralık sonunda hizmete gireceğini söyledi. Ankara Pastarito telefon: (0312) 490 62 94. ...Karanlıkta konuşulanlar...... Oğlu kadar çapkın Bugünkü kahramanımızın hoş, alımlı bir karısı var. Boyunca da iki oğlu. Oğullarının ikisi de birbirinden yakışıklı ve de çapkın mı çapkın. Büyük oğlanın bir yıl önce başından bir nişan da geçti ama yürümedi. Sosyetenin alımlı ve soylu ailelerinden birinin kızı ile evliliğin eşiğinden döndü yakışıklı beyzade. Şu günlerde yine ünlü bir sanayicinin güzel kızıyla birlikte ama durulmuş gibi. Küçük oğlan ise yurt dışında okuyor ve her geldiğinde de yanında bir güzelle gecelerin, eğlencenin tadını çıkarıyor. Kahramanımız da büyük oğlunun boşluğunu son günlerde dolduruyor. Şakaklarına düşen kırlar nedeniyle daha da karizmatik olan bu iş adamını birkaç aydır hoş kadınlarla görüyorum. Küçük oğlu gibi o da daha çok yabancılardan hoşlanıyor. Yanında bulunan hatunların çoğu da Rus asıllı. Sabahlara kadar Etiler'de artık bir klasik hale gelen gece kulübünün dans pistinde tangodan, çarlistona kadar bütün hünerlerini sergiliyor. Çok da şık giyinen kahramanımız sanırım yabancılardan sıkılmış olacak ki bir süredir ekranların başarılı bir dizi oyuncusuna takmış vaziyette. Esmer güzeli dizi oyuncusuyla şimdilik Boğaz'daki balık lokantalarına takılıyor. El ele, diz dize oturuyor. Hatta dizi oyuncusu sevgilisini eli ile besliyor. Bakalım karısı tarafından ne zaman basılacak, ne zaman paparazzilere malzeme olacak? Blacck komedi başlıyorrr... Perşembe akşamları Kuruçeşme'deki Blacck yıkılıyor. Eğlence dünyasının ünlü işletmecilerinden Cüneyt Kurt geçiyor DJ kabinine, herkesi coşturuyor. Aslında bu Cüneyt'in eski mesleği. Tıpkı Etiler Şamdan'ın patronu Mehmet Tuna ve Celal Çapa'nın olduğu gibi. 1970'li yıllarda Cüneyt, Mehmet ve Celal Harbiye'de yer alan o dönemin en popüler gece kulübü Tiffany'de çalarlarmış. Neyse yine uzun atladım. Eğlence dünyasının prenslerinden Ali Sayar, sırdaşım İsmail Akkaya ile birlikte uğradık. Patron Emre Ergani'nin keyfi yerindeydi. Emre üst katta yer alan Levendis Rum Meyhanesi'nden çok memnun. E başında Beyza gibi bu işi çok iyi bilen bir ortağı var. Blacck de Fahri'ye teslim. Şimdi Emre, Blacck'in altında bir kabare açıyor. Adı 'Blacck komedi'. Danışman olarak Demet Akbağ yardımcı oluyor. Taksim'de eski Yeşil'in havasını yaşatmak, canlandırmak istiyor. İşin başında da Nahide Büyükkaymakçı olacak. Orkestra ise Vedat Özdemir'e teslim. Fransız kabarelerinde yer alan alçak masa ve sandalyeler dekorasyona hakim. Yemekli. Ben merakla bekliyorum. Blacck telefon: (0212) 236 72 56. Şimdi 'Çıt Çıt' çok moda... Sosyetenin iki popüler güzeli Sedef Bozok ile Sermin Çapa birleşti ve sımsıcak bir bar açtı. İsim annesi de sosyetenin sarışın güzellerinden Sedef Bozok oldu ve açtıkları yerin adını 'Çıt Çıt' koydu. Fulya'da Polat Tower'ın çarşı katında açılan Çıt Çıt'a bayıldım. Yanımda avukatım Ersan Taştekin, güzel eşi Burcu da vardı. Onlar da çok sıcak ve samimi buldu Çıt Çıt'ı. Sabah saat 10.00'da kahvaltıyla açılıyor Çıt Çıt. Sedef'in yemeklerini ve damak tadını iyi bilirim. E Şermin yıllardır bu sektörde pek çok işletmeye imzasını atmış deneyimli bir işletmeci. Ayrıldığı eşi Ahmet Çapa yıllarca Türkiye'nin klasikleri arasında yer alan Park Şamdan'ın eski ortağı. Polat'ta oturan kim var kim yok kahvaltıyı burada yapıyor. Ev reçelleri, kepekli undan yapılmış katmerler, börekler. Mekan iki katlı. Üst kat 20, alt kat ise 25 kişilik. Üst katta açık mutfak var. Barı harika. Sabit bir mönü var ama her gün değişen bir de tabldot öğle yemeği koymuşlar. Türk yemeklerinden oluşuyor. Fiyatı da 15-17 YTL. İstanbul Cerrahi Hastanesi, civardaki bankalar, iş yerlerinden gelenler nedeniyle öğlen yer bulmanız mümkün değil. Şermin, yıllardır şefliğini yapan Özkan Ekinci'yi getirmiş işin başına. Açılalı 15 gün olmasına rağmen Çıt Çıt çok moda. Semiramis Pekkan'dan, İsmail Akkaya, Hakan Karahan'dan Betül Cemali ve Murat Polat'a varıncaya kadar herkes Çıt Çıt'ta. Telefon: (0212) 266 72 66. Etiler Şamdan hastane gibi! Eğlence dünyasında sağlam arkadaşlarımdandır Şehnaz-Mehmet Tuna çifti. Memo ile yıllardır tanışırız. Yemeği, içmeyi, gezmeyi iyi bilir. Keyif adamıdır. Şehnaz, Memo'nun hayatına çok şeyler kattı. İyi anne, eş ve psikolog olarak Memo'nun yanında oldu. Neyse Etiler Şamdan evim gibidir. Eğlenmeye çıktığım her akşam finali burada yaparım. Geçen akşam uğradım. Yukarısı kalabalıktı. Hafta arası daha çok tanıdık oluyor. Kapıda Saim Bilgin ve Şef Erdinç Kurtar alt katın daha iyi olduğunu söylediler. Baktım Şehnaz ve Mehmet bir masada oturuyorlar. Mehmet kolumdan tuttuğu gibi mutfağa soktu beni. Bir hastane laboratuvarı ancak bu kadar temiz olur. Mehmet mutfağı sıfırlamış. Bu mutfakta eskiden çok lezzetli yemekler yapılıyordu. Ama üç-dört senedir nedense restoran olarak Şamdan bitti. Mehmet mönüyü de klasik hale sokmak istemiş olmamış. O akşam Şamdan'da Mehveş-İskender Pisak, çapkınlar grubu olarak Nedim Keçeli, Mehmet Aslan, gece alemine veda ettiğini söyleyen Helin Avşar, Tanca Ayakkabıları'nın yakışıklı patronu Ergin Tanca'yı gördüm. Şamdan telefon: (0212) 263 48 98. sdudek@posta.com.tr