05.02.2010 - 01:00 | Son Güncellenme:
Haber: Filiz Aygündüz
Önceki gün bir kez daha 'güle güle deme zamanı'ydı 23 Ocak'ta kaybettiğimiz Şakir Eczacıbaşı'na... Yakın dostları ve İKSV çalışanları vakfın Deniz Palas'taki yeni merkezinde yer alan Salon'da toplandılar, Türkiye'de sanatın şövalyesini ölümünün 10’uncu gününde anmak için... Gözler eşi Sebla Eczacıbaşı’nı aradı ama o yoktu. Sevgili hayat arkadaşına bir kez daha veda edecek gücü bulamamıştı kendinde.
Bütün vakıf toplantılarında eli belinde, şık bastonuna dayanmış halde kapıda konuklarını karşılayan Şakir Eczacıbaşı ise, bu kez ekranda bir fotoğraf karesindeydi. İKSV'nin hazırladığı kısa filmle başladı tören. Fonda Sarah Brightman ve Andrea Bocelli’nin düet yaptığı 'Time To Say Goodbye'... Art arda akan görüntülerde bir ömrün fotoğrafları... Robert Kolej yıllarından bugüne kare kare Şakir Eczacıbaşı... Basketbol takımıyla bir arada, film festivali açılışlarında Gerard Depardieu'yla kol kola, Türkan Şoray'la dans ederken, Sophia Loren'le kırmızı halıda yürürken, kendisini fotoğrafa başlatan yakın arkadaşı Ara Güler'le, Leyla Gencer'e ödül verirken, bir partide Sherlock Holmes kılığında, Eczacıbaşı ailesiyle bir arada...
Kültürün gökkuşağı
Gözlerin nemlendiği bu barkovizyon gösterisinin ardından, İKSV Genel müdürü Görgün Taner, İKSV Mütevelliler Kurulu Başkanı, Türkiye'nin ilk Kültür Bakanı Prof. Talat Halman'ı kürsüye davet etti. Halman, yaptığı hayli duygusal konuşmasına "Şakircan..." diyerek başladı; aynı zamanda çok da yakını olduğu arkadaşının ekrandaki resmine bakarak: "Ara sıra böyle seslenirdim sana. Can kardeşimdin. Kan kardeşiydik ikimiz. Can adamdın. Cana can katan bir kişiliğin vardı sıcak, sempatik, karizmatik, çalışkan nüktelerle, fıkralarla canlı." Halman, konuşmasının devamında Eczacıbaşı'nı isminin harflerini taşıyan kavramlar üzerinden, bir akrostij düzeninde anlattı: Şevk, şenlikler, şahsiyet'in Ş'si; akıl, aşk, aksiyon ve azim'in A'sı; kültür ve kahkahanın K'sı, irade, itina, inanç, incelik ve İstanbul'un İ'si; ruh ve rengin R'si.
Ardından 'kültürün gökkuşağı' dediği yakın arkadaşını bu kez de renklerle tanımladı Halman;
"Kırmızı: sanatçı, iş adamı; turuncu: büyüleyici yazar / çevirmen; sarı: fotoğraf virtüözü; yeşil: yayın sihirbazı; mavi: festivaller yaratıcısı; lacivert: yönetim üstadı; mor: kültür anıtı."
Halman'ın ardından Türkiye'nin son Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay davet edildi sahneye.
Talat Halman'ın bu şiirsel metninden sonra Eczacıbaşı hakkında konuşmanın zor ve heyecan verici olduğunu söyleyen Günay, Eczacıbaşı'nın işine olan tutkusuna, yoğun enerjisine, özendirici ve yaratıcı kişiliğine dikkat çekti.
“Sanat öksüz kalmayacak”
Günay, kendisinden önce söz alan Halman'ın konuşmasına bir düzeltme yapma ihtiyacı da duydu: "Şakir Bey, öyle bir kurum, öyle bir öğreti bıraktı ki arkasında, artık müzik, sinema, tiytaro, sanat öksüz kalmayacak ülkemizde. Onu sahiplenmiş İKSV gibi bir kurum, ekip var. Eğer onu seviyorsak, anlıyorsak, bütün o yapmak istediklerini daha güzel yapmaya çalışacağız."
Günay'ın konuşmasından sonra 2008'de Şakir Eczacıbaşı için yapılan 80'inci sürpriz doğum günü partisinin görüntüleri izlendi. Anma töreni Eczacıbaşı'nın Sabahattin Eyuboğlu ve Fransız yönetmen Pierre Biro'yla birlikte 1962-64 yıllarında gerçekleştirdiği, Anadolu'yu ve Türk kültürünü yansıtan 'Eczacıbaşı Kültür Filmleri' film dizisinin ilki olan, 1964 yılında Locarno Film Festivali'nde gösterilmiş, en başarılı beş filmden biri seçilmiş, ayrıca Avrupa Konseyi'nin 'Kültür Filmleri Ödülü'nü kazanmış 'Renk Duvarları' belgeselinin izlenmesiyle sona erdi. Son sözü ekrana gelen VTR'de Şakir Eczacıbaşı söyledi: "Mozart son günlerinde şöyle diyordu; Ölüm düşünü görmek beni hiç korkutmuyor. Beni dertlenmekten kurtarıyor. Bana huzur veriyor.”