CaddeSARE BEBEK’LE TANIŞIN

SARE BEBEK’LE TANIŞIN

26.01.2011 - 01:00 | Son Güncellenme:

Evlendiklerini twitter’dan duyuran Tuba Ünsal-Murat Pilevneli çifti 2010 yılının son günlerinde doğan kızları Sare ile Elle dergisi için objektif karşısına geçti. Ünsal, çekim sırasında iki haftalık olan kızları Sare’nin tüm önceliklerini değiştirdiğini söyledi

SARE BEBEK’LE TANIŞIN

* Sizinki modern bir aşk hikayesi mi?
T.Ü.: Evet modern bir aşk hikayesi diyebiliriz, klasik olmadığı kesin. Birlikte çok eğleniyoruz ve birbirimize her anlamda destek oluyoruz. Aynı zamanda da gerçekten iyi arkadaşız. Herkesin kendine ait hayatı var birbirimizin sınırlarına müdahale etmiyoruz.

* Siz ‘biz uyurken’ evlendiniz. O gün nasıl geçti?
T.Ü.: Evet, Türkiye’de herkes uyurken biz evlendik. 10 saatlik zaman farkı var aramızda... O gün komikti, heyecanlıydık ancak aynı zamanda garip bir şekilde cool hissediyorduk. Nikahımız arkadaşlarımız Emrah ve Simla Yücel’in evinde kıyıldı. Etraf çok güzel süslenmişti, her yerde küçük güzel ayrıntılar dikkat çekiyordu. Beni Emrah teslim etti Murat’a.

* Birbirinizin en sevdiğiniz yönleri neler?
T.Ü.: Murat’ın işine olan tutkusu, sanata verdiği değer ve sürekli yorulmadan kendini ve galerisini daha ileriye taşımak için çalışması; tüm bunları yaparken hayatı yaşamak için de kendine, kızı Ayşe’ye, Sare ve bana zaman ayırmasını seviyorum.

M.P.: Tuba kalıpların insanı değil. Eve geliyorsunuz, yorgunsunuz, gün bitmiştir aslında... Ancak öyle bir enerjisi var ki, bir anda kendinizi bir restoranda, bir konserde hatta uçakta Atina yolunda bulabilirsiniz.

* Neden Los Angeles?
T.Ü.: Hamilelik süresince keyfim çok yerindeydi. İstediğim tüm kitap ve dergileri okumak için bol bol zamanım vardı. 16 yaşımdan beri çok yoğun çalışıp kendime çokça zaman ayıramadığım için hamileliğimde istediğim her şeyi yaptım. Los Angeles sağlıklı beslenmeye ve spor yapmaya teşvik eden bir şehir. Ben de şehrin ritmine ayak uydurdum ve ilk başlarda zorlansam da yürüyüş ve yoga yaptım. Doğumda bunun çok faydasını gördüm. Ayrıca sergilere gidip müzeleri dolaştım. Her anlamda dolu dolu bir süreçti. Hamileliğin fiziksel kısıtlamalarını
hissetmeden yaşadım. Duygusal anlamda da öyle büyük gel-gitlerim olmadı.

* Sare doğdu. O gün neler oldu?
T.Ü.: Doğumum çok kolay geçti. O gün Murat’la yürüyüşe çıktık çünkü sancılarım başlamıştı ve bir yerde yürümenin doğumu kolaylaştıracağını okumuştum. Akşam sancılarım sıklaşınca hastaneye gittik ve Murat bir köşede çalışmaya başladı, ben de kendi halimde doğumun başlamasını bekledim. Doğumun başlaması ve bitmesi çok kısa sürede oldu. Kızımı kucağıma aldığımda ne hissetmem gerektiğini düşünemiyordum. Şaşkın ama sakindim. Murat sürekli komik komik şeyler söylüyor ve ben de ona gülüyordum.

M.P.: Aynen öyle oldu!

* Anneliği bir de siz tarif edin... Anne Tuba nasıl biri?
T.Ü.: Dokuz ay boyunca anne olmakla ilgili hiçbir fikrim yoktu. Kucağıma verdikleri anda minicik bir şeyle karşı karşıya kaldım ve o bana muhtaçtı. Çok garip, bebekler doğar doğmaz emme içgüdüsüyle doğuyorlar ve siz de annelik içgüdünüzü keşfediyorsunuz. O acıktığı veya uyandığı zaman bunu hissediyorsunuz. Teyzem, anneler ve çocukları arasında görünmeyen bir bağ olduğunu ve nereye giderse gitsin annenin bebeğini hissedeceğini söylemişti. Gerçekten öyle, sanki sizi hamilelikte birbirinizi bağlayan kordon hiç kesilmiyor ve siz bu şekilde yaşamaya başlıyorsunuz. Her kadının yaşaması gereken ve kadınları her anlamda tamamlayan bir durum, annelik. Anne Tuba olarak daha fedakarım, o her şeyden önce geliyor şu anda. Sare, benim kendimle ilgili bütün öncelliklerimi sildi.

EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler