Cadde “Siz isteyin İstanbul versin”

“Siz isteyin İstanbul versin”

25.08.2011 - 01:00 | Son Güncellenme:

Ulus’ta yaşayan oyuncu Emel Çölgeçen’in gözleri parlıyor mahallesini anlatırken. Kedisi Ashley ile birlikte yaşadığını söyleyen oyuncu, aynı zamanda tam bir İstanbul aşığı: “Manzaraya karşı çay içmek mi, yoksa insanların arasında kaybolmak mı? Siz isteyin, İstanbul versin”

“Siz isteyin İstanbul versin”

İstanbul’da doğup büyümenin en güzel tarafı ne?
Sanırım İstanbul’un en güzel tarafı renklilik. İçinde inanılmaz bir tarih barındıran, Boğazı’yla nefes kesen, canlılığıyla insanı büyüleyen, her saati ayrı güzel olan bir şehir. Hem çok kalabalık hem de çok tenha olabiliyor. Her an keşfedilmeyi bekleyen ve insanı şaşırtmaktan asla vazgeçmeyen bir masal şehri. İçinde o kadar çok duygu barındırıyor ki kapılıp gitmemek, ona aşık olmamak mümkün değil. Hele bir de sanatın herhangi bir dalıyla uğraşan biriyseniz, bu şehrin her sokağında sizi besleyecek anlar, resimler, hayatlar bulabilirsiniz. Sanırım başka bir şehirde yaşayamazdım.

Oturduğunuz semtin nesi size cazip geliyor?
Ulus’ta oturuyorum. Minicik, şirin bir dairede, kedim Ashley ile beraber yaşıyorum. Salon penceremin önünde yabani bir dut ağacı var ve özellikle yazın tüm pencereyi yapraklarıyla sarıyor. Sanki bir metropolde değilmişim de bir kıyı kasabasındaymışım gibi hissetiriyor bana bu ağaç. Güne yeşiller içinde gülümseyerek başlıyorum. Ulus’un bulunduğum tarafı tam bir mahalle. Köpekler, kediler, sokakta oynayan çocuklar, onlara pencereden seslenen anneleriyle yaşayan bir mahallede olmak bana güven veriyor.

Sizin için en özel semt hangisi?
İçinden tramvay geçen İstiklal Caddesi, kitapçıları, sanat galerileri, festival zamanlarındaki coşkusu, ara sokaklardaki kafeleri, tarihi meyhaneleri, antikacıları, sahafları... Beyoğlu özel bir semt benim için. Bir kitapçının raflarının arasında kaybolmak, o kokuyla sarhoş olmak, sonra aldığınız kitapla bir kafede oturup, vakit geçirmek benim için çok özel. Ama şimdi bu farklı doku yavaş yavaş değişiyor, sinemalar kapatılıyor, butikler yerini her semtte rastlayabileceğimiz sıradan alışveriş merkezlerine bırakıyor. Bu beni üzüyor gerçekten, sanki bir tarih kayıp gidiyor ellerimizden.

En çok sevindiren?
Buna cevap vermek zor. İstanbul o kadar çok seçenek sunar ki kaybolursunuz. Beni her zaman mutlu eden, bitmek tükenmek bilmeyen bir çeşitlilik. Manzaraya karşı çay içmek mi, yoksa insanların arasında kaybolmak mı? Martılar eşliğinde kıtalararası
kısa bir yolculuk mu? Siz isteyin, İstanbul versin.

Fotoğraf çekmeyi çok sevdiğinizi biliyoruz. Bu merakınız nasıl başladı?
Çok yeni bir uğraş benim için. İki yıldır bu konuyla ilgilenmeye başladım. Anların ölümsüzleşmesi hoşuma gidiyor. Gözümün sevdiği, beni heyecanladıran, sevindiren, içimi burkan, hayranlık uyandıran, şaşkınlıkla bakakaldığım anların kaybolmamasını istediğimi fark ettim. Böyle başladı, içine girdikçe başka şeylere de yöneldim. Ağaçlar, suretler gibi... Analog çekmeyi seviyorum. Ne çektiğinizi unutuyorsunuz, filmi tab ettirmeye götürüyorsunuz ve heyecanlı bir bekleyiş başlıyor. Sonra o anları yeniden yaşıyorsunuz.

Çekim için favori adresleriniz?
İstanbul bulunmaz nimet. Her an her yer olabilir. Ama özellikle derseniz; Adalar, Balat, Arnavutköy’ün ara sokakları, Mısır çarşısı, Emirgan Parkı’ndaki ağaçlar, Galata Köprüsü’ndeki balıkçılar...



“Komedi dizisinde oynamak çok zevkli”

‘Geniş Aile’ kadrosuna sonradan katıldınız. Canlandırdığınız Nilüfer nasıl biri?
Zengin bir ailenin küçük kızı. Ablası Neşe ve babası Alemdar ile yaşar. Annesini kaybetmiştir. Birgün yolları Cevahir’le kesişir ve bu zengin ailenin restoran zincirlerinin başında olan Nilüfer Cevahir’e aşık olur, Cevahir de Nilüfer’e. Aslında hayatları çok zıt olan bu iki karakteri aşk bir arada tutar ve ani bir kararla evlenirler. Nilüfer ablası Neşe’nin aksine erkek tarafları olan atarlı bir karakter. Neşe de aynı gün Koyu Bilal’le evlenir. Bu ezeli iki düşman böylece bacanak olur ve eğlenceli maceraları başlar.

Bu kez bir komedi diziyle karşımızdasınız.
Komedi dizisinde oynamak çok zevkliymiş. ‘Geniş Aile’ seti çok keyifli. Sahnemizi beklerken de, oynarken de gülüp eğleniyoruz. Herkes sette bulunmaktan keyif alıyor, gerçekten bir aile olmuşlar. Yeni üyelere sonuna kadar açık bir aile. Setin ilk gününden itibaren ailenin bir üyesi oldum. Bu sıcacık, eğlenceli ekibin bir parçası olmaktan dolayı çok mutluyum.

Başka projeleriniz var mı?
Özlem ve Murat Daltaban’ın kurduğu DOT’tayım iki sezondur. Bu birlikte üçüncü sezonumuz olacak. Geçen sezon Hakan Günday’ın aynı isimli romanından uyarladığı ‘Malafa’ isimli oyunda oynuyordum. Bu sezonda da bir oyunda oynayacağım ama henüz proje belli değil.



“Denize karşı güne başlamak güzel”
Kahvaltı için hangi mekanları tercih edersiniz?
Gmall’da Dot’un Popup isimli bir kafesi var, orada vakit geçirmeyi seviyorum. Kahvaltı, öğle yemeği, akşam yemeği hepsi orada çok güzel. Rumelihisarı’nda Kale ve Nar da güzel bir alternatif. Denize karşı güne başlamak her zaman güzel. Vapurda martılarla simit paylaşmak ya da sahilde bir kafede uzun ve keyifli bir kahvaltı olabilir. Hepsinin tadı başka.

Hangi restoranlara gidersiniz?
Balık çok severim. Kireçburunu’nda Set Balık’a giderim. Canım çok çektiğinde Günaydın’da et yemeyi severim. Karaköy Lokantası’nda arkadaşlarımla bir akşam yemeği de cazip gelir bana.

Akşam yemeği için romantik adresleriniz var mı?
Sabancı Müzesi’nin içindeki Müzedechanga, Hisar’daki Nar restoranın üçüncü katındaki minik balkon romantik bulduğum mekanlardan bazıları.

Eğlenmek için nerelere gidiyorsunuz? Nasıl eğleniyorsunuz?
Canlı müzik dinlemeyi severim. İKSV Salon’un programları çok güzel oluyor. Babylon ve Beyoğlu Hayal Kahvesi de severek gittiğim adresler.


Favorileri
En son okuduğu kitap:
Hakan Günday ‘Az’, Bedia Ceylan Güzelce, ‘1473’
En son izlediği film: Josh Radnor’un yönettiği ‘Happythankyoumoreplease’ çok tatlı, yumuşacık bir film. Bir de izlemekten asla sıkılmayacağım ‘The Bridges of Madison County’i izledim yine. İzlemediyseniz elinize mendilinizi alın ve izleyin derim.
En sevdiği şarkı: O kadar çok ki... Tori Amos’tan ‘Precious Things’, Coldplay’den ‘Don’t Panic’... Seçemeyeceğim galiba.
İzlediği diziler: Fringe, Leyla ile Mecnun, Behzat Ç., Desperate Housewives, How I Met Your Mother
Beğendiği oyuncular: Meryl Streep en hayran olduğum oyuncudur.