'Şöhret ilgi alanım değil'

Ayça Ayşin Turan, Netflix’te yayınlanan ‘Hakan Muhafız’ dizisiyle izleyici karşısında... Projenin bütün dünyada izlenmesine oyuncu, “Bir rolü kabul ettiğimde bu iş dünya çapında veya yerel olarak yayınlanacak diye bir ayrımla bakmıyorum. Her oynadığım karakterin sorumluluğu benim için her mecrada aynı büyüklükte öneme sahip” diyor. Turan’la yeni projesini, kariyerini ve sektörü konuştuk.
Netflix’ten ‘Hakan Muhafız’ dizisi için teklif gelince neler hissettiniz?
O dönem ‘Meryem’ dizisi biteli 1-2 gün olmuştu. Doğal olarak yorucu bir süreçten çıkmıştım ve tam dinlenmeyi düşünüyordum ki Netflix’ten teklif geldi. Ama çekimlere çok fazla vakit yoktu ve hemen senaryoyu okuyup karar vermem gerekiyordu. Leyla’yla karşılaştım; daha önce hayat vermediğim renkte bir kadın olduğunu gördüm. Karakterin değişimleri ve kimliği de ilgimi çekince kalan bir hafta gibi kısa bir zamanı da elimden geldiğince Leyla’ya hızlı bir adaptasyon süreciyle geçirdim.
Canlandırdığınız Leyla karakterinde sizi çeken ne oldu?
Oynayacağım karakterleri seçerken hep yeni ve farklı bir şey arıyorum. Leyla’da diğer hayat verdiklerimden farklı olan şey; yeni ve dönüşümleri güçlü birisi oluşuydu. Leyla’nın kendi içinde kendisiyle ilgili verdiği savaşlar bizi birbirimize çekti diyebilirim.
10 bölüm yayınlandı, nasıl geri dönüşler aldınız?
Pozitif ve negatif birçok geri dönüş oldu ve daha da olacaktır. Önemli olan bu dönüşlerden doğru yorumları ayıklayıp kendime katkı sağlamam.
Dünya çapında bir projede başrol oynamanın sorumluluğu nasıl?
Bir rolü kabul ettiğimde bu iş dünya çapında veya yerel olarak yayınlanacak diye bir ayrımla bakmıyorum. Her oynadığım karakterin sorumluluğu benim için her mecrada aynı büyüklükte öneme sahip. Tabii dünya çapında geri dönüşlerin olması ise değişik güzel bir deneyim.
Son dönemde dizilerde başrol oynuyorsunuz, başarının sırrı sizce ne?
Çalışmak, disiplinli olmak, içgüdülerine güvenmek, hata yapmaktan korkmamak ve doğru zamanda doğru yerde olmak.
Kariyeriniz istediği noktada olduğunu düşünüyor musunuz?
Kariyeri, inişleri ve çıkışlarıyla kendi grafik çizgisini oluşturan bir süreç olarak görüyorum. Tıpkı hayat gibi doğal akışında bir yolculuk. Herkes gibi bende bu süreçte yoluma devam ediyorum.
Şöhret ve popülerlik nasıl?
Şöhret ve popülerlik benim ilgi alanım değil. Hatta bunlar gerçeklikten uzak bir algı hali; bu iki şey oyunculukla, yani göz önünde olmakla gelen bir paket. Aslında bu meslekte olan çoğu kişi benim gibi normal hayatlar yaşayan insanlar, ekran önünde parlak, efektli bir dünya var ve oradan ayrıldığımız da duygularıyla gerçek bir dünya. Şöhret ve popülerliğin gelip geçici olduğunu bilerek yoluma devam ediyorum; benim için önemli olan ailem, sevdiklerim ve yaptığım işlerin kalıcı olması.

'KALİTELİ ELEŞTİRİLERE AÇIĞIM'

Televizyon ekrana gelen diziler 160 dakikaya kadar çıktı. Bundan sonra internet dizilerini mi tercih edeceksiniz?
Tercihlerimi mümkün olduğunca oynayacak olduğum karakter çeşitliliğiyle şekillendirmeye özen gösteriyorum. İnternet veya televizyon olarak sınırlandırmıyorum. Oynayacak olduğum karakter ve içinde olduğum proje benim için en önemlisi; onun hangi platformda zemin bulduğu değil. Elbette her iki mecrada da farklı avantajlar ve dezavantajlar var.
Neredeyse her söyleşinizde Karadenizli kadın olduğunuzu söylüyorsunuz. İlerleyen dönemlerde Sinop’a yerleşmeyi düşünüyor musunuz?
Sinop her zaman çok özel benim için, doğduğum büyüdüğüm, çocukluk anılarımın olduğu şehir ve bir parçam zaten her zaman orada ve mümkün olan zamanlarda zaten gidip geliyorum.
Sosyal medyada yapılan eleştirileri kafanıza takar mısınız?
Olumlu ya da olumsuz, kaliteli eleştirilere her zaman açığım. Sosyal medya günümüzde çok önemsenen bir mecra olsa da artıları olduğu kadar eksilerinin de baskın olduğu bir bulut ve gerektiğinden fazla önemsenmemesi gerekiyor bence... Sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla emeğin değerini bilerek eleştirmek yerine daha saldırgan bir tutum hakim oldu gibi geliyor bana. Genel olarak bu şekilde gördüğümden ciddiye alabileceğim kaliteli olumlu veya olumsuz eleştiri ve yazılar dışında kafama takabileceğim bir şey yok.