26.10.2010 - 01:00 | Son Güncellenme:
Röportaj: Gülüm Dağlı
Santralistanbul’un orta yerinde, terk edilmiş bir ambardayız... Buranın yeni sahibi Berkun Oya ve Krek Tiyatro Grubu. İçerisi epey toparlanmış. Her şey hazır gibi. Kasım ayının ikinci yarısında, ‘Güzel Şeyler Bizim Tarafta’ oyunlarıyla açacaklar sahneyi. İki büyük yeniliğin peşindeler: Birincisi, tiyatro sahnesinin önüne kocaman bir cam koymak. İkincisi; seyircilere kulaklık dağıtıp, oyunu ‘dinletmek’.
İçeri girdiğimde Berkun Oya zıplıyordu. Heyecandan ya da başka bir şeyden değil; muhtemelen yalnızca canı öyle istediği için zıplıyordu. Fotoğraf çekimi yaptıktan sonra röportaja başladığımızda, “Evet, vur!” dedi bana, “Haydi başla!” der gibi. Ben de gelişine vurdum.
Neden cam taktırıyorsunuz sahneye?
Bir yandan estetik, bir yandan mont, ezan, pet şişe gibi ses çıkaran şeylere karşı savaş... Kulaklık sisteminin sebebi o. Seyirci oyunu izlerken istenmeyen sesleri duymasın diye.
Yeni oyun nasıl? ‘Bomba’ gibi 15 dakikalık bir şey mi?
Hayır, uzun. The Royal Court’ta yazıp bitirdim. Bartu Küçükçağlayan, Tülin Özen, Öykü Karayel ve Ozan Çelik oynayacak. Muhtemelen kasımın ikinci yarısında sahnede olacağız.
Neden böyle bir yer açma ihtiyacı duydunuz?
“Bir yer olsun, anahtarlığına nazar boncuğu takalım” gibi bir düşüncemiz yoktu. Sabah kalkıp “Bugün kimin evinde okuma provası yapacağız?” diye düşünmekten sıkılmıştım. Santralistanbul bana iyi gelen bir yer. 10 yıldır mekan arıyorduk, aradığımıza değdi. En iyisini bulduk. Tamamdır yani.
Burası neden iyi geliyor size?
Çim var.
İstanbul’da en sevdiğiniz yer Santralistanbul mu?
Büyükada’da oturuyorum. Herhalde en sevdiğim yer orasıdır.
Daha çok çim olduğu için mi seviyorsunuz Büyükada’yı?
Kafam karışmıyor, güzel bir yer.
15 dakikalık oyununuz Bomba’yı izledim. Dakikası 1 lira. 15 dakikada 15 lira alıyorsunuz öğrenciden. Fazla değil mi?
Bilet fiyatını ben koymuyorum. Bizim tiyatroya gelip de bilet fiyatından dolayı geri döndürülen kimse olmuyor. Ekip böyle şeylere hazırlıklı.
Türk insanı niye tiyatroya gitmez?
Türk insanı nereye gidiyor ki tiyatroya gitsin? Bence buna ‘toplu günah’ gibi bakmamak lazım.
Eski bir şey mi tiyatro?
Olur mu canım? İki insanın birbiriyle konuşması eskimediği sürece tiyatro eskimez. Kötü tiyatro eskidir.
İstanbul’u yıkıp baştan yapsanız ne olmazdı?
Boyalı trafolar.
İstanbul’da bir bomba patlatsaydınız nerede patlatırsınız?
Ortaköy’de kafamda patlatırdım.
İyi Seneler Londra’nın devam filmleri ‘İyi Seneler Bolvadin’ ve ‘İyi Seneler İstanbul’a ne oldu?
Tiyatroyu açıp her şeyi yoluna koyduktan sonra filmi çalışmaya başlayacağız. Zaman tanımak istiyorum kendime. Hastanede karısı doğum yapmış, eline çocuk verilmiş bir adama, “İkinci çocuk ne zaman?” diye sorulması gibi bu... Şu an elimde bir bebek sallıyorum. Daha oğlan mı kız mı onu bile anlayamadım.
Ben ‘İyi Seneler Londra’yı seyrettikten sonra uyumuştum.
Ben de uyumuştum.
İzlediklerimi unutmak istemiştim.
Ben de yaptıklarımı unutmak istedim.
Defakto’yu konuşmaktan sıkıldınız mı?
Yıllar önce topu topu 10 bölüm mü ne yayınlandı, hâlâ sokakta bana “Defakto!” diyorlar. Ne Defakto’ymuş!
Yapmak ister misiniz tekrar?
Televizyon hâlâ var mı gerçekten? Bana televizyonda iş yapmayı teklif ettiklerinde mırın kırın ederim. İnternette bir şey yapmak daha cazip geliyor.
Dizi işine nasıl bakıyorsunuz?
Televizyon kafasına girince ayağımda yırtık terlik varmış gibi geliyor. Öteki tarafa gidince de robdöşambr varmış gibi geliyor. Arada denge bulmak lazım.
BERKUN OYA KAFASI
Uzun boylu olmanın bir avantajı var mı?
Problemli bir şey. 10 santim fazlam var. Ama önümüz kış. Yaza kadar vermiş olurum.
Evine gidip Beethoven dinleyen birine benziyorsunuz. Burjuvalık var mı biraz?
Allah Allah... Yani kim nasıl görmek istiyorsa öyle görür.
“Seni çöpe atacağım poşete yazık” sözü size ne ifade ediyor?
Hastalık.
Askerlik meselesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ne kadar kısa o kadar iyi.
Çoğunluk’u nasıl buldunuz?
Öyle iyi ki, azınlığı da anlatıyor.
Domates fiyatları 10 liraya çıktı. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Benim kendi domateslerim var. Domatese para vermiyorum
Menemen 30 liradan satılırsa ne olacak?
Röportajlarda genelde ben eğlenmiyorum, sadece karşı taraf eğleniyor. Bak ben de eğlendim bu sefer! Çok iyi ya!
FAVORiLERi
En sevdiği film: Bilinmeyen Kod (Michael Haneke), Teyzem (Ümit Ünal), Sevmek Zamanı (Metin Erksan)
En sevdiği gruplar:
Büyük Ev Ablukada, Steve Wright, Morton Feldman, Alfred Şinitke
En sevdiği yazar:
Melih Cevdet Anday
En sevdiği köşe yazarı:
Yıldırım Türker
TEK CÜMLEYLE...
Yatılı okul:
Otoban sesi
Türkiye:
Yarım olmak
Bayrak:
Şaka
Edip Cansever:
Edip Akbayram
Üniversite eğitimi: Hasret
Woody Allen:
New York