04.09.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:
radio N101 Kader ağlarını ördü ve onlar Türk filmlerini aratmayacak tesadüflerle radyocu oldu... Uğur Gürtürk röportaj için kapısını tıkladığı Cem Ceminay'la radyo programlarına başladı, yıllardır içinde yaşattığı sesleri dinleyicilerle tanıştırdı. Memduh Işık da temizlik görevlisiyken Cem Ceminay'ın 'şans' ağına dolandı, etrafın tozunu alayım derken, radyo tozu yuttu! O da artık sihirli kutuda sesini duyuruyor. Ayrı ayrı yol alırken Radio N101'de buluşuldu. Biri doğallığını diğeri taklitlerini konuşturdu. Ortaya iki kişilik 'çok sesli' bir program çıktı. Uğur Gürtürk ve Memduh Işık Radio N101'de 20.00 - 22.00 saatleri arasında günün gelişen olaylarına mizah çerçeveli pencerelerinden kahkahalar eşliğinde bakıyorlar... Kendileri de eğlenmekten programın nasıl akıp gittiğini anlamadıklarını söylüyor. Buyurun, Memduh Bey'in kahkahalarının eşlik ettiği sohbetin yazıdaki hali... Uğur Gürtürk: Kendimi bildim bileli taklit yapıyorum. Magazin muhabiriydim. Cem Ceminay'la röportaja gittim, tanıştık, beraber program yapmaya başladık. Memduh Işık: Şirketin temizlik görevlisiydim. Sürekli şamata yapıyorum. Cem Ceminay programdaydı, canlı yayınına çağırdı "Artık buranın temizliğini yapmayacaksın" dedi. Müdürüm öyle bir baktı ki , ben de farketmez "Sen de para verirsin, o da dedim!" İki ay sonra birlikte şova çıktık. 600-700 kişiye şov yaptık. Temizlik elbisesiyle çıktım, sahnede taklalar atmaya başladım. Cem Ceminay yetenek avcısı durumunda... Sizleri de radyo dünyasıyla o tanıştırmış... U.G.: Ben cevaplayayım! Memduh, çok hızlı düşünüyor, pratik zekâ, ya da biz öyle sanıyoruz! Enteresan lafları var. Öyle bir şey söylüyorki bir hafta düşünür gülerim! Potansiyeliniz varmış... Temizlik yaparken nasıl ipucu verdiniz? M.I.: Hayat bir değirmen çarkıdır, buğday da öğütebilir, arpa da! Bağlamacı olurum dedim ama 3 tane saz aldım bir türlü ses çıkaramadım! Kıyısından köşesinden radyo kapısını çalma gibi hayaliniz var mıydı? M.I.: Valla öyle oldu, beni yaratan Cem Ceminay oldu. Ekmeğimi verdi. Çevresine Memduh Bey diye tanıştırdı! U.G.: Şanslıyız. Doğru zamanlarda doğru insanlarla tanıştık. Sizlerinki Türk filmlerini aratmayacak bir tesadüf... M.I.: Bizim elemanlar benim sesimi duyunca fabrikada alkışlamaya başladılar. Herkes beni çok seviyordu, ben orada çok iş yapıyordum, kimseyi kırmazdım, birine hizmet etmeyi seviyorum. Yapım bu. Bambaşka bir dünya radyo, ilk yayınınızda kendinizi nasıl hissettiniz? M.I.: Beni korkuttular, yayında bel altı espri yapmayacaksın, onu yapma, bunu yapma dediler. Biz neler neler yapıyoruz.U.G.: Dayanamaz ki! Dayanamıyor da.M.I.: Stüdyoya girdim, beni aldı bir terleme, iki gün boyunca terledim! Sanki ilk yayınım, ama ben biliyorum Uğur beni heyecanlandırdı! Uğur diyor, "3 dakikan var konuş." Ben bir başlıyorum konuşmaya program yeni başlamış gibi. Programlarda neler yapıyorsunuz? Sohbetten de anlaşılıyor ki gülmekten konuşamıyorsunuz... Dönüş yok, sözler uçuyor...M.I.: Laf geliyor küt diye, söyle gitsin!U.G.: "Kulağımızı çekecekler, dikkat edelim" diyorum. Nerdeee! Gazeteden ciddi eğitim haberlerini okurken bir bakmışız cinsel konuların ortasındayız! Oraya nasıl geldik anlamıyorum, eğitime katkı derken, kadınlar erkekler konumuz. Canlı yayınlar tehlikelidir, hele söz ayarını yapamıyorsanız işiniz zor... U.G.: Gülüyorlar, bazıları inanmıyor, "Hayır sesim öyle değil" diyor. Kendi içinden nasıl duyuyorsa o sesi, inanamıyor. İçimde 50 ses var! Bülent Ersoy'la ilgili bir haber okuyorum, onun taklidini yapıyorum. Memduh, Gökhan Abur'a bayılıyor, hava durumunu ondan veriyoruz. Bazen konuklarımız oluyorlar. Taklitler de programınızın vazgeçilmezlerinden... Taklit yaptıklarınızın tepkileri nasıl? U.G.: Mesela Şansal Büyüka'nın taklidini yaptığımda dinleyici sizi görmüyor ve direkt aklına Şansal geliyor, ama televizyonda çok iyi taklit yapsan da karşısında sakallı şişman birisin. Görüntünün olmaması, radyodaki taklidi daha mı avantajlı kılıyor? U.G.: Şansal ve Erman ikilisini yapıyoruz, Hıncal Uluç vazgeçilmezler arasında. Bülent Ersoy'u da unutmamalı. En çok kimin taklidini yapıyorsunuz? U.G.: Var, olabilir. Yaptığın taklidin arkasında duracaksın! Ben yapıyorum deyip başka birileri yapmamalı. En iyisi benim. Rakibim yok. Hodri meydan! Radyolarda benzer formatlı, taklit programları yok mu? Farkınız ne? M.I.: Mikrofonu söyleyemiyordum, pirkrofon diyordum, birgün akşama kadar öğrendim. Cem Ceminay bana kızdı, "70 milyon konuşuyor para mı kazanıyor, sen de öğrenmeyiver" dedi. Doğal olmalıyım. Ben de kendimi tiyatrocu gibi hissedi-yorum. Küçükken piyes izlerdim zaten. Radyoda program yaparken kendinizi nasıl hissediyorsunuz? U.G.: Bir eşini değiştirmedi! Alkışlamak gerekir!M.I.: Dünyam bambaşka oldu. Büyük bir avantajdı benim için. Meşhur oldu, ünlü oldu diyorlar bazen. Eskiden kiradaydım, şimdi evim var. Bir yere gittiğim zaman beni tanıyorlar... Hayatınızda neler değişti? M.I.: İyi para verirlerse ben ayrılırım Uğur'dan, hemen satarım! Uğurla Cem Ceminay arasındayım. Hangisi iyi para verirse oradayım! Peki, başka bir teklif gelse...