Çok komik arkadaşlarım var, sağolsunlar. Öyle acayip şeyler anlatıyorlar ki, aktarmadan olmaz. Bunlardan biri Adli Tıp’ta doktora yapıyor ve aynı zamanda gazeteci. Çalıştığı için bazen derslere gidemiyor, devamsızlıktan kalmasın diye de, onun yerine arkadaşları yoklama kağıdına imza atıyor. Bu derslerden biri de ‘Evrakta Sahtecilik!’
Bir başka arkadaşım da kısa süre mimarlık okumuş. Çizimleri çok kötüymüş. Bu çizimleri gören hocası “Sen solak mısın?” diye sormuş, arkadaşım “Hayır” demiş. “Bence bir de solla dene” demiş hoca, “bundan daha kötü olmaz!”
Başka bir arkadaşım, abisine “İki dakika delikanlı ol yav!” demiş. Abinin cevabı şu: “Risk alamam!”
Bir grup arkadaşım da, çok sarhoş halde gece yarısı arabaya binmişler. Bunlardan biri “Ahmet abi, çok sarhoşsun, istersen ben kullanayım” demiş. Gelen yanıt aynen şöyle: “Oğlum ne diyosun, zaten sen kullanıyosun!”
KARŞILAŞTIRMALI EDEBİYAT
“Işık, biraz daha ışık!” Goethe
“Hep karanlık, hep karanlık, yeter artık, yeter!” Kayahan
YALAN AJANS
Onur Öymen’den yeni açıklama. Öymen “Yanlış anlaşılma oldu, ben Atatürk dönemi Dersim’inden bahsetmedim, yeni çekilmekte olan ‘Dersimiz Atatürk’ filminden bahsettim, genel başkanımla galaya kesin gideriz” dedi!
OLMA MI?!
Süre olarak kısa da olsa, etkileyici roller için tiyatro ve sinema ödüllerine ‘En iyi kompozisyon’ ödülü eklenemez mi? Böyle bir ödül, detay rolleri güçlendirmez mi? Kadirist tonlamayla üç defa: Ayarlayın bunları!
YORUMSUZ
“Ben Almanya’ya gitmem oğlum, Almanya bizi yendi!”
- Gümüşsuyu çocuklarının sokak konuşmasından
TARİHTE O GÜN
Geciken çay için “Rize’den mi geliyor?” esprisi ilk kez yapıldı.
(1 Ağustos 1947)
AHA BURAYA YAZIYORUM!
Yavuz Turgul senaryoları Züğürt Ağa ve Muhsin Bey, günü gelince illa ki tiyatroda da sahnelenecektir. E, hep sinemacılar, tiyatro eserini uyarlayacak değil ya!,
EN SON NEREDE GÖRÜLDÜLER?