Vedat Özdemiroğlu

Vedat Özdemiroğlu

vedatozdemiro@gmail.com

Tüm Yazıları

* Hayırlı günler Karagözüm...
- Sana da Hacivat... Aman gözünü seveyim, bu sıcakta oruç zaten zor, bir de sen ağır meselelerden bahsedip canımı sıkma... Magazin filan konuşalım...
* Tam üstüne bastın... Bodrum’un bazı yerlerinde bir lahmacunla ayran 50 liraya satılıyormuş, duydun mu?
- Hadi canım... Alınıyor muymuş peki?..
* Kapış kapış...
- Maşallah... Lahmacunun 50 liraya satıldığı yerde, aç kalmak da bir 15-20 lira tutar herhalde...
* Plajlardan bir haber daha... Ayağı sargılı olan Sevda Demirel’i sevgilisi plaja kucağında taşımış...
- Eee, hep derlerdi, “Beni taşıyacak adam arıyorum’’ diye... Bi tanesi bulmuş işte...
* E, be Karagözüm, ayağın sargılıysa otur evinde di mi ya?
- Olmaz... Evinde oturursan fotoğraf veremezsin, o zaman da haber olmazsın... Deniz kızı bile bazen karada dinlenir ama plaj tayfasını ortamdan koparamazsın...
* Doğru... Örneğin Eda Taşpınar, aynı anda yedi ayrı plajda görülmüş... Her birinde değişik bikiniyle...
- Sıcak seni de telef etmiş Hacivat... Hiç olur mu öyle şey?..
* Magazin aleminde her şey olur... Bak, Survivor Adası mesela... Orada yarışmacılara yiyecek veriliyormuş meğer...
- E, n’apacaklardı, bambu ağacı mı kemireceklerdi?..
* Ama yarışmanın kuralları n’olacak?.. Halk, bunun hesabını Acun’dan sormaz mı?..
- Halk, acından ölüyo Hacivat, bi git başımdan!..
* Eee, sen istedin magazin konuşmayı... Hülya Avşar, Altın Portakal’da jüri başkanı oldu diye ortalık karıştı... Ne dersin?..
- Ne diyeyim yahu, Hülya Avşar, Yargıtay’ın başına geçmemiş ki, ortalık karışsın... Altın Portakal jüriliği, mevsimlik işçilik gibi bir şey... Bugün var, yarın yok... Ayrıca kadın oyuncu, sinemacı yani...
* Ama Levent Kırca, bu durumu protesto edip ayrıldı jüriden... “Ruhi Su’yu tanımayan insanla işim olmaz’’ demiş...
- Ruhi Su’yu tanımamak zaten insan için ağır dert, fazla üzerine gitmemek lazım... Jüri başkanı Helin Avşar olsaydı, Levent Kırca haklıydı...
* Aman Karagözüm, Helin Avşar nereden çıktı?
- Hülya Avşar nereden çıktıysa, o da oradan çıktı Hacı Cavcav... Ayıca, jüri başkanı ne demek?.. Sen belirlersin jüriyi, onlar kendi aralarında başkanlarını seçerler... O kadar şeyi seçecek insanlar, başkan mı seçemeyecekler?..
* Haklısın Karagözüm... Peki, paparazzilere ne diyosun?..
- Bildiğin muhabir diyorum, eskiden paparazzi mi vardı?..
* İnsanların özel hayatlarına girmek, barda öpüşürken, selülitli bacakla denize girerken çekmek doğru mu?
- Ünlü olmak için her yolu deneyen insan, buna da katlanacak... Olmayan sesinle albüm çıkarıp haber olurken ses etmiyorsan, bu fotoğraflara da karışmayacaksın...
* Aman Karagözüm, kim kiminle nerede sevişiyor, kim kimi nasıl öpüyor diye meslek mi olur?..
- İçine sindirirsen olur... Demek ki izleyici de böyle istiyor...
* İzleyici neyi haber verirsen onu izler... Sanmıyorum ki, izleyiciler, yılda 72 sevgili değiştiren tazenin 73’üncü sevgilisi kim diye yoğun bir merak içinde olsunlar...
- Doğru, öyle bir merak yok... Zaten isimler belli, sayılar belli... Sıradakinin kim olacağını azıcık düşünen bulur...
* Sıradaki parça senin için gelsin o zaman Karagözüm...
- t Aaah, ah... Sıcak yedi seni Cavcav... Biraz dinlen...
* Dur, unuttum... Plajda sevgilisi tarafından taşınan hanımın köpeğini de mekanın valesi taşımış, buna ne dersin?..
- Ne diyeyim, sinek vale olmasaydı bari... Hayvancağızı kaşıntı tutmasın...
* Gene yaptın yapacağını, yıktın perdeyi Karagözüm...
- Perdeler kapanmaz Hacı cavcav!..

Haberin Devamı

DÜZELTME: Geçen hafta yazdığım Numan Kurtulmuş’la Mehmet Bekaroğlu arasındaki yedi farkın ilk maddesi şöyle olacaktı: “Kurtulmuş, iktidarın yedek lastiği... Bekaroğlu, yayan da olsa kendi yolunda ilerler...” Teknik hatayı düzeltir, özür dilerim.