Aylin ve Soner artık mutludurlar. Kavuşmuşlar, evlenmişler, bebek beklemektedirler. Fakat halleri öyle acayiptir ki, Süleyman bile “Arkadaş bu ne gerilimli mutlulukmuş böyle ya, ayrı olduğunuz zamanlar bile bu kadar üzgün değildiniz, tedirginlikten can vereceğim ama ya” diye isyan eder...
Karolin’in öpüştüğü adamların kurşun yeme geleneği bozulmamıştır. Bu kez de ahir yaşında şeytana uyup sarışın cadının dudaklarına yapışan Ekrem Bey vurulmuş, hastanelik olmuştur. Dizimizin altın kuralı da budur zaten. Her bölüm mahkemeye, hastaneye ve hapishaneye düşmesi gereken üç tip olmadan asla yürümez...
Ali Kaptan, yıllar sonra denize açılmaya karar vermiştir. Eski bir tekne bulur, kazıyıp boyar, teknenin adını ‘Eğer Bir Dolap Çeviriyorsan Gebertirim Seni’ koymayı düşünür ama sığmadığı için ‘Kaderim’ koyar. Denize dönme kararına eski karısı ve çocukları aşırı şaşırırlar. Öyle ya, kaptan adamın denizde ne işi olur ki...
Soner, bebek beklerken ödül gelir. TÜSİAD, ‘işiyle zerre ilgilenmeyen yegane çok zengin işadamı’ olması nedeniyle Soner’e şilt verir ama onu almaya da gene Süleyman gider. Aynı törende bulunan Halit Ergenç, Süleyman’ı “Benim padişahlığım nedir ki hocam, ekranların gerçek Muhteşem Süleyman’ı billa da sensin” diyerek tebrik eder...
Tanrının Flemenkçe bilmediğini sanmaktadır
Bu arada Karolin, Hollandalı’dır ama her nedense yalnız kaldığında Tanrı’ya İngilizce yalvarmaktadır. Belki de Karolin, Tanrı’nın Flemenkçe bilmediğini sanmaktadır...
Minik Osman, ailesinin yaşattığı dertler nedeniyle aklını şaşırmış, Gesi Bağları’yla Türkçe Olimpiyatları’na katılmak için hazırlanmaktadır. El kızartmaca oynadığı Ahmet Enişte’nin “Oğlum, sen zaten Türksün, almazlar seni o yarışa, boş yere derslerinden olma” uyarısı üzerine kendine gelir...
Kötüler kötüsü Kenan Bey, paraları indirip Amerika’ya tüymeye karar vermiştir. Haftalardır yancılığını yapan sarışın elemanın “Peki niçin Amerika?” sorusunu “Kötüyüm ben oğlum, normal yerde beni hemen
bulurlar, Amerika’da çok kötü var, arada kaynar
giderim, Bush’ların kuşak boyu başkan olduğu yerde ben şu halimle aziz gibi gözükürüm imanıma dinime” diye yanıtlar.
Turuncu minibüsü kullana kullana Mete’de aniden, ince Orhan Gencebay bıyığı çıkmıştır. Bağlama alıp arabeske geçiş yapmayı planlarken, Nihal’in Almanya’ya kaçışıyla şok geçirir. Bunun üzerine ‘Senin Yüzünün Yarısı Benim Kalbimin Tamamı Yanık’ adlı ilk damardan arabesk şarkısını besteler...
Doğuma hazırlanan Aylin, bir yandan da sezaryende ısrar ederek, dönem dizisinde 40 sene sonranın gündemine cevap vermeyi ihmal etmez...
Sezon finali olması nedeniyle, Ali Kaptan bölüm boyunca dizideki herkesle vedalaşmaktadır. Esnaftan biri, “Abi bitiyorsa hepimize bitiyor, niye bu kadar hassaslaştın ki?” diye sorar, Ali Kaptan onun kulağına “Oğlum çaktırma, seneye yokum lan ben” diye fısıldar...
Bir ödül de Hasefe Hanım’a gelir. ‘Felaket haberini alınca evden en hızlı çıkan babaanne’ kategorisinde verilmiştir bu ödül...
Kenan tam gemiyle kaçacakken, Ali gelip elinden para çantasını kapar, gemi de bir patlamayla havaya uçar. Kenan’ın kötülük arzusu, ölmesine engel olacak ve büyük ihtimalle façalı bir şekilde yeni sezonda yine belirecektir...
Denizcilere karada ve havada ölüm olmadığı için Ali Kaptan denize atlar ve yok olur. Oysa tüm gücüyle yeni anlaştığı dizinin setine doğru yüzmektedir...
Hastane, intikam, ayrılık, ihanet, mahkeme, intihar, gelinlik, entrika, mezarlık, para, kıskançlık, aşk, köşk, hapishane, gözyaşı, keder, müsamere derken minik Osman finalde nihayet büyür ya da bize öyle gelir. Nihayetinde daha da küçülmediği kesindir. Çevresinde akıtılan oluk oluk gözyaşlarından ıslanıp çekse, küçülse bile ilgiyle izleyecek bir seyirci kitlesine sahiptir Osman, daha ne olsun...
GÜLESiM GELDi!
Ömer Fikret Şen’in ‘Gülesim Geldi’ adlı tek kişilik komedi gösterisi, 24 Haziran’a kadar, saat 21.00’de, Cafe Theatre’de...