Telkinde bulunur
Bu arada Sağlık Bakanı duruma el koymuş ve Tarık’la Hülya’yı karşısına alarak “Gençler, ikiniz de doktorsunuz, aynı hastanede çalışıyorsunuz, özetlerden izlediğim kadarıyla iyi anlaşıyorsunuz, hayır boyunuz posunuz da birbirine uygun, kendi aranızda sağlam aşk yaşamak varken niye biriniz gider hamile kadına tutulur, diğeriniz de çocukludan beter, Süleymanlı adama yanar tutuşur, anlamadım gitti’’ şeklinde telkinde bulunmuştur. Aşkından vazgeçmeyen Dr. Hülya, kendisini hastanenin morguna kilitler ve Soner gelinceye kadar çıkmayacağını söyler...
Boşanacağı günün gecesinde, kızı Zehra’nın oyuncak ayısıyla karşılıklı oturup iki büyük rakı deviren Ahmet, ayının “Cila niyetine birerleş soğuk bira çakalım sağdıç’’ önerisini duymazdan gelir, paltosunu alıp fırlar ve Berrin’in evine koşar. Berrin’le Hakan’ı ay ışığında, dönemin gözde sporu olan artistik patinaj yaparken görüp yıkılır. Avukat Nedim’i arar ve Almanya’da benzincide avukat olarak çalışmayı kabul ettiğini bildirir. Bu arada, hep çantalı, kravatlı, mesai halinde görülen, evi barkı bilinmeyen Avukat Nedim’e Adalet Bakanlığı tarafından, ekstra üç haftalık adli tatil verilmiştir...
Karnından sesler gelir
Öte yandan minik Osman, okulundaki Ali Baba ve 40 haramiler müsameresinde Ali Baba rolünü beklerken, harami de değil, “Açıl susam açıl’’ denince açılan mağara kapısı rolü aldığı için çok üzgündür...
Hamile Aylin, annesiyle günlük olağan sarılıp kalmasını yaşarken, karnından sesler gelir. Cemile “Bebek gurulduyor’’ der. Susup dinlerler ve bebeğin içerden “Her şeyi duyuyorum, ya dünya bir tuhaf veya bizim aile, ailelerin en acayibi. Bu dünyaya gelmek istemiyorum. Ya da dur, geldim bile!’’ dediğini duyarlar. Yahut onlara öyle gelmiştir...
Tüm bunlar olurken Dr. Hülya morgta kilitlidir. Soner gelmez ama Süleyman devreye girerek, morgtaki ölülerden birinin canlanmasını ve donmak üzere olan Hülya’yı kurtarmasını sağlar...
(Devamı haftaya...)