YAPRAK ESNEDİ!

Yedi yıl ayrı kaldığı sinemaya dönen Yaprak Özdemiroğlu, "Artık senaryo konusunda eskisi kadar seçici olmayacağım" dedi


Türk sinema izleyicisi Yaprak Özdemiroğlu'nu Alişan, Dolap Beygiri, Çılgın Arzular, Şekerpare, Dil Yarası ve Hababam Sınıfı gibi filmlerle tanıdı. Ancak o, yedi yıl boyunca hem ekranlardan hem de beyazperdeden uzak kaldı. Özdemiroğlu şimdilerde, 'Mazi Kalbimde Yaradır' projesinde yer alan, yeni versiyonu çekilecek 10 Türk filminden biri olan 'Halk Çocuğu'yla sinemaya dönmeye hazırlanıyor.
Sinemadan, iyi proje gelmediği için uzak kaldığını belirten Özdemiroğlu şöyle konuştu:
"Sinemada sürekli iyi şeyler yapmak tek amacımdı. Bu yüzden hep en iyi projelerde yer almak istedim. Ama maalesef pek çıkmadı. Bugün artık bu kadar seçici olmayı düşünmüyorum. Daha esnek olacağım. Çünkü kimse seçiciliğimden dolayı bana madalya takmadı. Önümüzdeki günlerde Sinan Çetin'in yapımcılığında çekilecek olan eski Türk filmlerinin çağdaş versiyonu projesinde 'Halk Çocuğu' isimli filmde rol alacağım. Ayrıca bir televizyon dizisiyle de ekranlara geleceğim."
Sesim kötü
Yıllar önce albüm çalışmalarının da olduğunu söyleyen Özdemiroğlu, sesini beğenmemesinin bu çalışmayı rafa kaldırmasında etken olduğunu vurguladı. Albüm çıkarmayı hiçbir zaman ciddi olarak düşünmediğine dikkat çeken Özdemiroğlu, şunları söyledi:
"Bir oyuncunun aynı zamanda sesini de geliştirmesi gerekir. O yüzden şan dersi aldım. Babam, eşim ve kardeşim profesyonel müzisyen oldukları için, bana albüm yapmak istedi. Hocalarım da çok diretti. Fahir Atakoğlu'nun benim için yaptığı iki besteyi seslendirdim. Açıkçası sesimi beğenmedim, öyle bir statüyü de istemedim."
Ayrılık müziği
İskender Paydaş'la olan yedi yıllık evliliğini noktalamak üzere olan Yaprak Özdemiroğlu, ayrılmalarında en büyük neden olarak eşinin zamanının tamamını müziğe ayırması olduğunu söyledi. Evlilikleri boyunca bu gerçeğin değişmediğini söyleyen Özdemiroğlu, adli tatilin bitmesiyle boşanmak için mahkemeye başvuracak. Eşi İskender Paydaş'a büyük sevgi duyduğunu da söyleyen Özdemiroğlu, boşanmaları konusundaki düşüncelerini şu cümlelerle anlattı:
"İskender, altı yıldır hiç sektirmeden sabah beşte stüdyodan gelir, öğlen uyanır uyanmaz stüdyoya giderdi. Bana göre dünya çapında bir isim. Fakat evlilik böyle yürümüyor. Niye bu kadar yıl devam ettirmeye çalıştığımı da bilmiyorum. Bana aşıktı. Bu kadar zaman beklememdeki neden, 'belki düzelir' umudu oldu. İskender de beni öyle kandırdı zaten. 'Bak paraya ihtiyacımız var, iki tane daha albüm yapayım, daha yapmayacağım' derdi. Bütün mesele müziğe olan aşkıydı. Yüzde 99 müziğe, yüzde bir bana ilgi gösteriyordu. Onu anlıyorum. Bana da iyi projeler gelseydi yüzde 99 sinemaya, yüzde bir ona zaman ayırırdım. 25 Haziran 1993'te evlendik, 25 Haziran 2000'de ayrılık kararı verdik. Evlilik ilişkiyi tüketiyor. Eşinizin sürekli yanınızda olacağı düşüncesi ona karşı hislerinizi ertelemenize neden oluyor. Hisler asla ertelenmez."