30.12.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
SENEM AYDIN
Kendinden emin, çalışkan, aynı zamanda çok mütevazı... Türkiye’nin en iyi jönleri arasında yer alan Çağatay Ulusoy, “Öyle bir konuma koydular, ben de elimden geleni yapmaya, layık olmaya çalışıyorum. Ama daha çok yeniyim, ‘Delibal’ dördüncü işim” diyor. Kariyer odaklı olduğunu söyleyen oyuncu, enerjisini hayranlarının sevgisinden alıyor. Ulusoy’la filmin Eskişehir galasında buluştuk; oyunculuktan hedeflerine, aşka bakışından hayattaki tutkularına kadar her şeyi konuştuk.
Film turnesi devam ediyor. Nasıl bir dönemden geçiyorsunuz?
İlk defa böyle bir koşuşturmanın içindeyim. Önceki sinema filmimde gala yapamamıştık, kötü bir döneme denk gelmişti. İşin en keyifli kısmı bence bu... Yorumları merakla bekliyoruz. Güzel şeyler duyuyoruz, mutlu oluyoruz.
Çıkan sonuç içinize sindi mi?
İçinde olduğum için çok objektif bakamıyorum. Teknik anlamda süper, anlatım çok iyi. Ama kendi oyunculuğum açısından bir şey diyemem.
Rol için nasıl bir hazırlık süreci geçirdiniz? Psikologla çalıştınız mı?
Bateri çalacağım senaryo yazılırken belliydi. O yüzden hazırlanmam için altı ayım oldu. Serkan Ayman’dan ders aldım. Karaktere de Bahar Kerimoğlu ile çalıştım. Onun dışında karakter için gözlem yaptım, bir şeyler okudum.
Karakteri çıplak gördüğümüz sahnede neler hissettiniz?
Filmin kırılma noktasından biri o sahne. Karakterin yaşadığı evreyi anlatmak adı altında çektik. Utandın mı dersen, öyle bir şey yok. Olması gereken bir sahneydi.
Leyla Lydia Tuğutlu “Sevişme sahnelerinde midem ağrıdı” demiş. Sizin de o sahnelerde utandığınız yazıldı...
Utanmadım. ‘Adını Feriha Koydum’ dizisinin ilk dönemlerinde sormuşlardı, “Ben de geriliyorum, daha alışamadım” demiştim. O zaman verdiğim bir röportaj yeniymiş gibi gündeme geldi.
Tabii zaman geçtikçe alışıyorsun duruma. Gayet profesyonel bir şekilde işimi yapmaya, o duyguyu yansıtmaya çalışıyorum. Yaptığım işten neden utanayım? İşimiz bu! Zaten filmde öyle abartıldığı gibi bir sevişme sahnesi yok.
Filmde canlandırdığınız Barış ilk görüşte aşık oluyor. Siz ilk görüşte aşka inanır mısınız?
İlk görüşte bir şeyler hissettiğim olmuştur. Ama buna aşk diyebilir miyim bilmiyorum. Paylaştığım güzel şeyler oldu fakat bu filmdeki gibi bir durum yaşamadım.
Aşkı nasıl yaşarsınız?
Genelde duygularımı dışa yansıtmam ama içimden geldiği gibi hareket etmeye çalışırım. Hissettiğim gibi yaşarım. Aslında sana çok alan sağlamaz aşk...
Şimdi biri var mı? Kalbiniz dolu mu?
Şu an kariyer odaklı gidiyorum. İşimde bir hedefim var, oraya endekslendim.
Hedef nedir?
İşimi en iyi şekilde yapmak. Daha iyisini nasıl yaparım demek. Mesela ‘Delibal’dan sonra nasıl bir sinema filmi yaparım, şimdi onu düşünüyorum. Kendi gidebileceğim noktayı merak ediyorum. Beni en çok heyecanlandıran şey, işim. Başka bir şey yok hayatımda.
Genç yaşta Türkiye’nin en iyi jönlerinden biri olarak anılmak ne hissettiriyor?
Sorumluluk tabii... Öyle bir konuma koydular, ben de elimden geleni yapmaya, layık olmaya çalışıyorum. Ama daha çok yeniyim. Bu dördüncü projem.
Hızlı bir yükseliş oldu...
Güzel gitti, şanslıyım. Hep iyi insanlarla bir aradaydım. Kendini işine adamış insanlar... O yüzden bu sadece benim başarım değil. Birlikte çalıştığım insanlarla oluşan bir başarı.
‘Şarkıyı hissederek söyledim, gözlerim doldu’