Yazmazsam ölürüm, yazarsam öldürürüm!

nornek@milliyet.com.tr Perihan MaÇden 6-7 yıl önceki bir yazısında onların çalışırken çekilmiş bir fotoÇraflarından bahsediyor, "Hiçbir Türk çiftin ya da Türk'ün oturup öyle çalışabileceÇini zannetmiyorum. Çünkü biz sohbet aÇlarına takılmadan duramayan bir milletiz" diyordu.O gün bugündür elimde kitapla servise binip de, "muhabbet etmekten" kapaÇını açamadan işe geldiÇim her sabah ya da "anlatmayı" yazmaya yeÇlediÇim her kolaycı an, bu yazıyı düşünürüm.. Daha az sosyalleşsem, biraz yalnız kalsam, daha az konuşsam kıyısından köşesinden iyi bir yazar olabilir miydim? Sonra yazabilmek için evine-odasına kapanan, "Yazmazsam ölürüm" ekolünden Orhan Pamuk'u düşünürüm. Ben yazmazsam ölür müyüm? Yazmak paylaşmanın bir türü ya, tıpkı anlatmak, göstermek, tattırmak gibi... Ben "bir şekilde paylaşmazsam ölürüm".Sanırım yazar olmak adına atılan ilk adım da "paylaşmak" için seçilen yoldan geçiyor. Peki, bir cinayet işleseniz... Bunu birileriyle paylaşır mısınız?Diyelim ki olay içinizden taştı, söylediniz, sırdaş, ispiyoncuya evrildiÇinde belki serinkanlılıkla "İftira" deyip yutturabilirsiniz...Peki ya bir cinayet işleseniz, bunu en ince ayrıntılarına kadar yazar mısınız? Yazsanız kitap olarak bastırır, satar, imza günlerinde saçı örgülü, yüzü çilli güleç kızlarla yazım sürecinin sahte muhabbetlerini yapabilir misiniz?Polonyalı yazar Kyrstian Bala bunu yaptı. 2000'de eski eşiyle ilişkisi olan bir işadamını işkence yaparak öldürdü. Cinayetin ayrıntılarını anlatan kitabı "Amok" 2003'te yayımlandı ve çok sattı. Ancak sanırım okurları arasında bir de polis vardı ki, romandaki cinayet ile 2000'de Almanya sınırındaki Oder nehrinde bir cesedin bulunmasıyla ortaya çıkan olay arasında benzerlikler saptandı. Sonuçta Bala 25 yıl hapse mahkûm oldu.Kyrstian Bala kitap yazmak için mi cinayet işledi, yoksa cinayeti paylaşmak için mi yazdı? İki yanıt da sınıf geçirir!Rus asıllı ABD vatandaşı Eugene Perchikov ise -en az- iki kadını "mükemmel cinayet romanı yazabilmek için" öldürdü. New York'ta birlikte yaşadıÇı kadınları hayat sigortası yaptırmaya ikna ettikten sonra katletti; yaptıklarını da küçük hikâyelere döktü... Polis hikâyelerden haberdar ama kaleminden kan damlayan yazarı yakalayabilmiş deÇil. Yazılanlar "yaşanmış" olduÇunda çok daha içten, gerçek ya da etkileyici olabilir ancak salt gerçekleri yazıyor olmak, yazanı yazar yapar mı? Ya da "mükemmel cinayet" ancak işlendiÇinde mi iyi yazılır? Test edemem... Ama müzikle baÇlarsak; Beethoven 9. Senfoni'yi bestelediÇinde tamamen saÇırdı. Bilmem anlatabildim mi? İki büyük yazar; Sartre ile Beauvoir... Yıllarca birlikte yaşamış ve de birlikte, "aynı minik oda içinde şaşırtıcı biçimde ayrı ayrı" çalışmışlar... 'En kutsal örtü külottur' Ramazan geldi; pek çok ilimiz için iftar, Prof. Dr. Zekeriya Beyaz için "konuşma vakti" tabii... Hemen hemen her sorulana "Caizdir" ya da "Vesvese bunlar" yanıtını veren Beyaz, türban tartışmalarına da son noktayı koydu: "Ne türbanın kutsallıÇı vardır, ne pantolonun, ne de donun. Bezde kutsallık arıyorsanız en önemli yerleri örttüÇü için en kutsal örtü külottur." Ben sadece Beyaz'ın beyninin nasıl işlediÇini merak ediyorum. Nasıl buluyor en magazininden, en Haydar Dümeninden, en iç gıcıklayıcı konuları, lafları... Ya da merak etmemeli miyim? Süs havuzuna havai fişekli milletvekilli açılışların yapıldıÇı (Sivas), ATM'lerin davullu zurnalı törenle hizmete sokulduÇu (Konya), Bülent Ersoy'un iftarını Paris saatiyle açtıÇı ülkemizin havası suyu, böyle çalışan bir beyni beslemeye yeter de artar belki? Efsane geri döndü "Bir insan sabah kalkışıyla akşam yatışı arasında geçen zamanda gerçekten yapmak istediklerini yapabiliyorsa başarılıdır" demiş müziÇin ozanlarından Bob Dylan. Benim içinse başarıdan çok "mutluluk" ve "huzur" kavramının tanımını yapmış. Bakıyorum da ne başarılıyım, ne de huzurlu bu anlamda... Sonra bir haber geliyor önüme "Dünyada her 5 kişiden 1'i depresyonda." "İyi" diyorum "Belki sınırdayım ama daha var!". Sonra bakıyorum da 10 bin Budist rahibin askeri cuntaya karşı protesto yürüyüşü 6'ncı günü de devirdi. Myanmar'da belki normal ama düşünüyorum da gözlerini meditasyon ile açıp yoga ile kapayan Budist rahipler bile huzuru bulamadıysa biz ne yapalım? Tek yol isyan mı acaba! Oynatmaya az kaldı!