CaddeYerli film sayılarına bak, Türkiye'nin halini anla!

Yerli film sayılarına bak, Türkiye'nin halini anla!

12.09.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Yerli film sayılarına bak, Türkiyenin halini anla

Çünkü ekonomik yapısı hiçbir dönemde şeffaf olmamış, arşivleri yanmış bir Türk Sineması'ndan sağlıklı bilgi alıp ortaya bilimsel bir çalışma koymak gerçekten de zor zanaat... Bugün Hollywood'un hangi yıldızının hangi filmden ne kadar aldığını dünya bilir. Ama bizde hangi oyuncunun "kaşesi"nin kaç milyon YTL olduğunu kendisi, menajeri ve parayı ödeyenden başka kimse bilmez. İstanbul Teknik Üniversitesi'ne sunduğu Yüksek Lisans Tezi'nin konusunu "Türk Sineması'nın Ekonomik Yapısı" olarak seçen Ertan Tunç'un bu çalışması elektronik postama düşeli epey oldu. 166 sayfalık bu tezin çıkışını alıp ciltletmek ve incelemek de bir hayli vakit aldı. Tunç'un bu arada, Doç. Dr. Suat Küçükçiftçi'nin danışmanlığında hazırladığı bu tezden geçip geçmediğini bilmiyorum. Ancak tezi okuduğumda Tunç'un 1896 - 2005 dönemini mercek altına aldığı Türk Sineması'nın Ekonomik Yapısı'nın içinden çıkamadığı kanaatine vardım. Yeşilçam'ın sır perdesi aralanamaz Bugün Ajda Pekkan'dan Sezen Aksu'ya, İbrahim Tatlıses'ten Sibel Can'a hangi şarkıcının bir konserden - üç aşağı beş yukarı - kaç milyon YTL aldığı bellidir ama hangi dizi yıldızının bölüm başına kaç milyon aldığı nedense sır olarak tutulur... O nedenle de, yerli dizilerin ekonomisi üzerine sağlıklı bir akademik çalışma yoktur. Tunç'un Yeşilçam'ın sır perdelerini aralayıp ortaya koyduğu bu çalışma ve yıllar itibarıyla çekilen Türk filmleri tablosu, bir bakıma Türkiye'nin içinde bulunduğu iktisadi, siyasi, hukuki ve toplumsal olaylarla nasıl da büyüyüp küçüldüğünün belgeseli gibi...Türkiye sinema ile 1896'da tanıştı ama ilk Türk filmi Fuat Uzkınay tarafından 14 Mayıs 1914'te çekildi. "Ayastefanos'taki Rus Abidesinin Yıkılışı" adlı ilk Türk filminden bu yana geçen 92 yılda 2007 hariç - çekilen yerli film sayısı 6.301... Hangi yılda kaç Türk filmi çekildiÇinin tablosu tek başına çok şey ifade etmeyebilir.Ancak bu tablo, şu tarihi gerçeklerimizi bir kez daha anımsadıktan sonra öyle sanıyorum ki hayli renklenecek ve çok şey ifade edecektir. Türkiye, 1970'lerin başında siyah beyaz da olsa televizyonla tanıştı. Türkiye bir dizi yasak getiren son askeri darbeyi 12 Eylül 1980'de yaşadı.1983'te Özal iktidarının ardından Türkiye video ile tanıştı, şarkıcı filmleri furyası başladı. Türkiye 5 Nisan 1994'te tarihinin en büyük ekonomik krizlerinden birini yaşadı, dolar bir günde 16 bin liradan 40 bin liraya çıktı. 2002'de Türkiye koalisyon devrini kapatıp tek parti iktidarıyla tanıştı... Hangi yıl kaç Türk filmi çekildi? Yıl Film sayısı1914 11915 Yok1916 21917 31918 11919 51920 Yok1921 31922 31923 31924 11925 Yok1926 Yok1927 Yok1928 21929 11930 Yok1931 11932 11933 71934 31935 Yok1936 Yok1937 11938 11939 41940 41941 21942 41943 21944 41945 21946 61947 121948 181949 191950 221951 361952 561953 421954 511955 621956 511957 601958 811959 791960 851961 1231962 1311963 1171964 1811965 2151966 2411967 2091968 1771969 2311970 2241971 2651972 3001973 2091974 1891975 2251976 1641977 1241978 1261979 1931980 681981 711982 721983 781984 1261985 1231986 1841987 1861988 1171989 991990 741991 331992 391993 821994 781995 351996 371997 251998 231999 212000 192001 202002 562003 572004 772005 712006 45 İstanbul Korse Merkezi'nin Tuğba Özay'lı termal şort ilanları daha önce de gazetelerde vardı. Ancak bana öyle geliyor ki Tuğba Özay cezaevine girdikten sonra bu ilanların sayısı tavan yaptı...Tuğba Özay, henüz "tutuklu", o nedenle suçlu olup olmadığına yargı karar verecek.Ama çete davasından tutuklu yargılanan birinin model olduğu ilanla termal sauna şort satmak bana hiç mi hiç etik gelmiyor.Üstelik, yazı çoktan geride bıraktığımız bir dönemde, "2007 yazını formda geçirmek isteyen herkese Yaz Fırsatı 135 YTL" diye ilan yapıp kampanyanın 30 Eylül'e kadar uzadığını vurgulamak da işin cabası... Cezaevindeki modelle reklam ne kadar etik? Geçen hafta FOX'ta katıldığı Dobra Dobra'da "Bizden ne paralar alıp da nerelere gelmiş öyle medyacı adamlar tanıyorum ki" deyip, o da Bülent Ersoy gibi iddiayı ortaya atıp isim vermemişti. Yeşim Salkım hâlâ açıklamadı-2 Cumartesi günü Milliyet Televizyon'daki köşemde Salkım'ı bu isimleri açıklamaya çağırdım, ama açıklamadı. Salkım, beklediğim mertliği yapamadı. Ama kararlıyım. Yeşim Salkım o isimleri açıklayana kadar konuyu gündemde tutacağım.Yok öyle. İşinize geldiği zaman kendinize "besleme gazeteciler" yaratacaksınız.İşinize gelmediği zaman "Onlar kendilerini biliyor" deyip herkesi zan altında bırakacaksınız.Yeşim Hanım; "Elimde" dediğiniz o banka dekontlarında kimlerin adına ne kadar para yatırdığınızı ya da yatırıldığına tanık olduğunuzu açıklamazsanız müfterisiniz. O isimleri ne zaman çıkacağı belli olmayan kitabınıza saklayıp sicili temiz onlarca gazetecinin alnına kara çalamazsınız.Kirli ilişkiler ve kirli isimlerle dolduracağınız bir kitapla "temiz para" kazanamazsınız. Ben kendimi biliyorum. Ne çiğ yedim ne de karnım ağrıyor. Çiğ yemedim, karnım aÇrımıyor.Ama "kalemini satmış medyacılar" ve onları "satın alanları" öğrenmek de hakkım. Bilmem anlatabildim mi Yeşim Hanım? aeyuboglu@milliyet.com.tr

EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler