08.05.2011 - 02:30 | Son Güncellenme:
YASEMİN TÜRKAN
Küresel ısınma, GDO’lu yiyecekler, çevre kirliliği, aşırı yapılaşma, doğal alanların yok oluşu gibi insan sağlığını, hatta varlığını tehdit eden faktörlere karşı pek çok proje üretiliyor. Bunlardan son dönemde en çok dikkat çekenlerin başında Doğa İçin Çal geliyor. Hazırladıkları videolar internette en çok paylaşılanlar arasında.
Videolar şöyle hazırlanıyor. Projenin yöneticileri bir şarkı belirliyor. Bu şarkıda sesleri veya enstrümanlarıyla yer almak isteyenler için www.dogaicincal.com adresinde bir başvuru formu yayımlanıyor. Başvuruları kabul edilenlerin çekimleri yapılıyor, daha sonra bütün bu çekimlerden kısa görüntülerin birleştirilmesi ile ortaya parçanın yepyeni bir yorumu çıkıyor. Projede bugüne kadar Hayko Cepkin, Levent Üzümcü, Fuat Saka, Göksel Baktagir gibi tanınmış sanatçılar da yer aldı.
Ekip “Divane Aşık Gibi”, “Uzun İnce Bir Yoldayım”dan sonra üçüncü kliplerini Son klip “Gesi Bağları”, “Çemberimde Gül Oya” ve “Çayelinden Öteye”nin yorumlanmasıyla oluşturdu. Projenin yapımcısı ve yönetmeni Fırat Çavaş amaçlarının farkındalık yaratmak olduğunu, daha geniş bir etki için doğa dernekleri ile ortak çalışmalar yürütmeleri gerektiğini söylüyor.
* Son projeniz “Gesi Bağları-Çemberimde Gül Oya-Çayeli’nden Öteye”nin çalışmaları ne kadar sürdü?
Tam bir sene. 106 müzisyen yer aldı. Saly Karavan sponsorluğunda bir ay süren bir karavan yolculuğu yaptık. Böylece müzisyenleri gerçekten bulundukları yerde kaydetme ve görüntülerini çekme fırsatını yakaladık.
* Parçaların ve katılımcıların seçiminde nelere dikkat ediyorsunuz?
Herkesin bildiği ve sözleri uzun olan müzikleri seçmeye çalışıyoruz. Sözler ne kadar uzun olursa o kadar çok kişi bir arada bu projede yer alabilir. Katılımcıların hepsi müzisyen değil ancak içlerinde müzik aşkı olan insanlar. Bu da Doğa İçin Çal’da yer alabilmek için yeterli bir kriter. Şu an 10 bin kişi başvurmuş durumda. Aklımızda olan kişilere de biz teklif ediyoruz. Herkes hiç bir maddi beklenti olmadan bu projeye gönülden destek veriyor.
* Neden doğa için çalıyorsunuz?
Bizler müzisyeniz, yapabildiğimiz en iyi şey bu. Amacımız herkesin katılımda bulunduğu bir proje yaratıp insanların dikkatini çekmek, dikkatleri bizdeyken insanlara “Ben doğa için ne yapabilirim?” sorusunu sordurmak, bu sorunun cevabını da doğa derneklerinde bulmalarını ve onlara üye olmalarını sağlamak.
* Doğa için “çalmak dışında” neler yapıyorsunuz, doğa derneklerine üye misiniz?
Ekip olarak Türkiye Çevre Koruma ve Yeşillendirme Kurumu (TÜRÇEK) üyesiyiz. Doğa İçin Çal’ın yapım ekibinden oluşan bir grup ile çeşitli konserlerde sahne alıyoruz. Bu festivaller sadece doğa ile ilgili değil; Engelli Çocuk Festivali’ne de gidiyoruz örneğin. Türkiye İş Bankası’nın 81 ilde 81 Orman projesini de destekliyoruz.
“Twitter’da en çok konuşulan konular arasına girdik”
* Videoalarınız başta Facebook olmak üzere sosyal paylaşım sitelerinde çok rağbet görüyor.
İnternetin artık televizyonun önüne geçtiği günümüzde eğer doğru projeyi yaparsanız ekstra bir tanıtım yapmanıza gerek kalmıyor.
Facebook’ta yayımlandıktan sonra 10 binlerce kişiye birkaç saat içinde ulaşmak mümkün. Bu hafta Twitter’da Doğa İçin Çal 3’ün en çok konuşulan konular arasında olması sanırım başka bir tanıtım yapılmadan gelinen başarıyı gösteriyor. Elbette ki televizyon kanalları da projeyi yayınlayarak bize destek veriyorlar.
* Projeye destek veren dernekler ya da sponsorlar kimler?
TÜRÇEK dışında bir dernek yok. Biz her fırsatta bu projeyi doğa dernekleri için yaptığımızı söylesek de, henüz onlardan bir tane bile tebrik ya da davet almadık. Doğa İçin Çal 3’e Türkiye İş Bankası, Allergo ve Oğlak Yayınları, Loft giyim ve Microsoft destek verdi.
* Orijinal proje olan Playing For Change’den esinlendiniz; onlar sokak çalgıcılarıyla çalıştı, onlarla aynı işi mi yapıyorsunuz?
Playing For Change ekibi bizim esin kaynağımız. Doğa İçin Çal projesine başlamadan önce onlar ile konuşup izinlerini aldıktan sonra projeye başladık. Onlar sokak çalgıcıları ile başladı çünkü etraflarında birçok sokak çalgıcısı var. Türkiye’de o kadar çok yok ne yazık ki. Sadece funikülerde keşfettiğimiz Cihan Gülbudak ile çalışabildik.
“Hasankey!fsiz” kaldı
Hasankeyf’in yok olmasını istemeyen Mavi, tişört koleksiyonuna Hasankey!fsiz tişörtünü dahil etti. “2’de 1”den Erel Eryürek’in tasarladığı tişört bu antik kentin yok edilişine sessiz kalmak istemeyenlerin sesi oluyor. Sesli Tişörtleri giyenler, aynı zamanda Toplum Gönüllüsü gençlere de destek oluyor.
Hem kendi annenizi hem doğayı mutlu edin
Buğday Derneği Anneler Günü’nde hem annelerine hediye verip hem de doğa için bir şeyler yapmak isteyenlere önerilerde bulunuyor:
* Buğday Derneği Üyeliği: Ekolojik Yaşam Rehberi’nin de çizimlerini yapan Bryan Nance’in çizimiyle hazırlanan kart, sizin adınıza annenize gönderiliyor. Bunun için selma@bugday.org’a mail atmanız yeterli.
* Ona bu ilkbaharda domates-biber-patlıcan fideleri armağan edebilirsiniz, varsa bahçesinde, yoksa balkonunda yetiştirmesi için.
* Onun adına bir meyve fidanı dikebilirsiniz. İsmini de koyar, beraber büyümesini izlersiniz.
* Beraber çok istediği bir tatile çıkabilirsiniz. Hatta bunun ekolojik bir tatil olmasını istiyorsanız TaTuTa ekolojik çiftlik ağından birini seçebilirsiniz: www.tatuta.org. Ekolojik pazarlardan güzel bir sepet yaparak “sağlık” hediye edebilirsiniz.