Pazar22 yıllık Evita hesapları yeniden açıldı

22 yıllık Evita hesapları yeniden açıldı

03.04.2011 - 02:30 | Son Güncellenme:

Önümüzdeki günlerde İstanbul’da İngiliz prodüksiyonu “Evita” sahnelenecek. Bu oyun 1989’da Türkiye’nin en parlak sanatçılarını bir araya getiren bir projeydi. O günleri hatırlamak için yıldız isimleri aradık, anladık ki aralarında pek çok sorun bugüne kadar canlı kalmış!

22 yıllık Evita hesapları yeniden açıldı

Türk izleyicisi Evita müzikali ile 1989’da tanışmıştı. Gencay Gürün’ün sahneye koyduğu “Evita”yı dönüşümlü olarak Zuhal Olcay, Füsun Önal, Deniz Türkali ve Arsen Gürzap oynarken, Che rolü Cihan Ünal ve Neco’ya verilmişti. Peron karakterini ise opera sanatçısı Suat Arıkan canlandırmıştı. Cihan Ünal müzikali 1990’ların ortasına kadar yeni Evitalar, Nurseli İdiz ve Ruhsar Öcal ile oynamaya devam etti.
Arjantin’in eski devlet başkanı Juan Peron’un karısı Eva Peron’un hayatını Tim Rice’ın şarkı sözleri ve Andrew Lloyd Webber’in müzikleri eşliğinde anlatan “Evita” müzikali, 12-24 Nisan arasında Avea sponsorluğunda, BKM organizasyonuyla İstanbul Kongre Merkezi’nde sahnelenecek.
Cihan Ünal, Deniz Türkali ve Suat Arıkan 22 yıl sonra bir araya gelerek “Evita” günlerini anlattı. Ünal ve Arıkan müzikalin şarkı sözlerini hâlâ hatırlıyor. Fotoğraf çekilirken ezberlerinde kalan sözleri sıralıyorlar karşılıklı. Türkali “Oynadığım oyunların sözlerini aklımda tutsam kafam çöplük olurdu” diyor.
Ünal’ın oyunu “Özel Hayatlar” öncesi Tiyatro İstanbul’da buluşuyoruz. Röportaj günü ve saati konusunda sadece bu üç ismin programı birbirine uyuyor. Diğer oyunculardan ve oyunun genel sanat yönetmeni Gencay Gürün’den telefonda “Evita”yı dinliyorum. Eski defterler açılıyor. Resmen ateş hattında kalıyorum. Ünal “Bu konulara girmek istemezdim ama madem Neco öyle söylüyor, ben doğrusunu anlatayım” diye başlıyor açıklamaya. Belli ki Arsen Gürzap ile Füsun Önal’ın da arası limoni!

Cihan Ünal

“Neco’ya oyunda notayı ve oyunculuğu ben öğrettim”

Mimar Sinan Üniversitesi’nde tiyatro bölümünde öğretmenken Gencay hanımdan geldi teklif. Londra’da 80’li yılların başında sahneye konan, David Essex ve Elaine Paige’in oynadığı “Evita”yı izlemiştim. Demiştim ki “Şu Che rolünü keşke ben oynasam”.
Che bizim gençliğimizin idolüydü. Bütün kitapları bende vardı.
Che’yi oynamak ayrı bir gururdu bu nedenle.

“Yeni Evita Candan Erçetin olacaktı”

Ben tüm oyunlarımı Zuhal Olcay’la oynadım. Neco’nun belindeki rahatsızlık nedeniyle
tek bir akşam Deniz Türkali ile sahneye çıktım.
Biz yazdan sonra Zuhal’le turneye de çıktık. Sonra yine Şehir Tiyatrosu bünyesinde Nurseli İdiz ve Ruhsar Öcal ile birlikte yine Che rolünde yer aldım. 1994’e kadar da sürdü “Evita”. Yeni Evita Candan Erçetin olacaktı. Ancak eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen “Evita”yı kaldırdı.
“Evita”nın yönetmeni Kenneth Urmston bana dünyadaki Che’lerin içinde en iyi üçe girdiğimi söyledi.
Neco’ya cevap olarak şunu söylemek istiyorum: Neco nota bilmez. Bilmediği için de önce ben söylerdim şarkıları, Neco beni izlerdi, öğrenirdi ve provasını yapardı. Çünkü ben nota bilirdim ve notayla çalışırdım. Belki de bana öncelik hakkını bu yüzden vermişlerdir. Hem notasını hem oyunculuğu ona öğrettiğim için. Neco seyirci konusunda da doğruyu söylememiş. Seyirci benim ve Zuhal’in oynadığı geceleri tercih ediyordu. En dolu geceler bizimkilerdi.

Deniz Türkali

“Saçımı ancak Evita’yı oynarken sarıya boyarım’ dedim, öyle de oldu”

Londra’da sahnelenen “Evita” müzikalini duyduğumda Türkiye’ye gelirse “Ben oynayacağım” diye kafaya taktım rolü. Gencay hanımla Vedat Türkali’nin oyunu “Dallar Yeşil Olmalı”yı sahneye koyarken Gürün bana “Saçlarınızı sarıya boyayalım mı bu oyunda?” dedi. Ben de “Hayır, ben saçlarımı ‘Evita’da sarıya boyayacağım” cevabını verdim. “Oynamak mı istiyorsunuz?” diye sordu. Hakları da ondaydı zaten. Bense kendimden gayet emin, “Hayır oynayacağım” dedim. Daha “Evita”ya iki yıl vardı ama ben role taliptim. Çünkü sesim müsaitti. Tip olarak en uygun kişi Zuhal’di, Füsun Önal da ikinci en benzeyen kişiydi. Arsen ve ben benzemiyorduk. Sesime çok güveniyordum. Sesim hiç transpoze edilmedi. Yani ses aralığım yetti, diğer Evita’ların sesleri transpoze edildi, benim için gerekmedi.

Suat Arıkan

“4 Müslüman karılı Peron”

Gencay Gürün’e Peron rolü için görüşmeye gittiğimde Gürün beni fiziksel açıdan role uygun bulmadı. Devlet Opera ve Balesi’nden makyöz arkadaşım makyajla beni Peron’a benzetti. Saçlarımın önünü kazıttı falan. Gencay hanım beni görünce inanamadı ve tamam dedi. Zaten sesim de uygundu.
O günlerde benim hakkımdaki manşetler şöyleydi: “4 Müslüman karılı Peron”. Yeni Evita’lar, Nurseli İdiz ve Ruhsar Öcal’ın karşısına yine Peron rolüyle çıktım. Böylece tüm zamanların vazgeçilmez Peron’u oldum (!).

Nurseli İdiz

“Rolün popülerliği sayesinde özel televizyonların dünyasına adım attım”

“Evita” öncesinde baştan sona müzikal değil ama müzikli oyun tecrübem vardı. “Keşanlı Ali Destanı”, “Küçük Adam Ne Oldu Sana”, “Altı Kişi Yazarını Arıyor” gibi oyunlarda rol almıştım.
Evita rolü son derece popüler olmamı sağladı. Onun getirdiği popülarite sayesinde özel televizyon dünyasına adım attım.
Diğer “Evita” Ruhsar Öcal ile rekabet gibi durumlar zaman zaman yaşandı ama sonuçta herkes başarılı bir şekilde performansını sergiledi.
Seyirci açısından “Evita” asla doyum noktasına gelmemişti. Politik sebeplerle oyun bitirilmek durumunda kaldı.


Füsun Önal

Yönetmen ‘En doğru Evita’sın dedi”

Yurtdışındaydım, Gencay Gürün benimle görüşmek istedi, hemen döndüm. Gencay hanım “Evita” müzikalini çeşitli ülkelerde sahneye koyan Kenneth Urmston’un seçmeler yapmak üzere İstanbul’da olduğunu, beni de dinlemesini istediğini söyledi. Piyanistim
Buğra Uğur ile çalıştım. Müzikalin en zor parçalarından “Buenos Aires”i İngilizce söyledim ve dosyamı sundum. Aylarca hiç haber gelmedi. Unutmuşken aradılar ve seçildiğimi söylediler. Daha önce “Hair”
ve “Durdurun Dünyayı İnecek Var” müzikallerinde oynamıştım.
Evita’yı oynayan oyuncular arasında sürtüşme olmadı. “Evita”yı Londra’da seyretmiştim. Nerede oynarsa oynasın oyuncu seçimi yapılırken daima iki Evita, iki Che,
bir Peron oluyor. Neco arkadaşım, meslektaşımdı. Zuhal’le de çok iyi anlaştık, üç şarkıcı iyi arkadaş olmuştuk. Peron’u oynayan Suat ile de o sıralarda zaten flört ediyorduk.
Anı kitaplarında gerçekler yazılırsa anıların değeri olur. 20 kitap yazmış bir yazar olarak gerçekleri yazdım. Tabii yazmadıklarım da var. Asıl onları yazsaydım daha çok üzülürlerdi. “Yönetmenin gözüne girebilmek için yaptığım bazı şeyler olduğunu” söylemiş Arsen hanım. Ama yönetmenimiz Ken kadınlara ilgi duymuyordu. Zaten dedim ya benim de flörtüm vardı. Ken sadece bizlerle iyi arkadaş olmuştu. Benim de oyunculuğumdan yönetmen olarak çok memnundu. Hatta aylık bir dergiye verdiği röportajda benim için “En doğru Evitamdı” diye beyanat vermişti.

Arsen Gürzap

“Bu müzikale ait kötü anım Füsun Önal’dır”


“Evita” benim ilk müzikalimdi. Böyle bir prodüksiyonda yer almak kariyerim için güzel bir şeydi. Çok çok abartılacak bir şey miydi? Hayır. Denk geldi, içinde yer aldım.
Oyun sırasında diğer Evitalarla aramızda bir sürtüşme, kıskançlık yaşanmadı. Ama Füsun Önal yıllar sonra çok saygısız bir kitap yazarak çirkin şeyler söyledi o günler hakkında. Çok ayıp etti. Çalışmalar esnasında onun düştüğü duruma hiçbir sanatçının düşmesini istemezdim. Yani yönetmenin gözüne girebilmek için yaptıklarını kast ediyorum...
Bana ait bir şey değildir ama benim kötü anım Füsun Önal’dır. Varlığı bende kötü bir anı yarattı bende. Ama oldu, bitti, geçti.
Yurtdışında bu kadar büyük prodüksiyonlar yıllar yılı oynuyor. Bizdekine yazık oldu. Sadece bir yaz boyu sürdü. Sonra Şehir Tiyatroları’nda Nurseli İdiz ve Ruhsar Öcal Evita’yı oynadı.

Mal varlığı: 400 Dior elbise, 2 milyon dolarlık mücevher

Eva Duarte 1919’da yoksul bir çiftçinin evlilik dışı çocuğu olarak dünyaya gelir. 1926’da babası ölür. Eva 15 yaşında küçük bir kulüpte çalışan profesyonel bir şarkıcıyla, Augustin Magaldi ile tanışır ve onunla bir ilişkiye girer. Magaldi ile birlikte Buenos Aires’e kaçar. Bir süre sonra onu terk eder ve gece kulüplerinde, tiyatrolarda çalışmaya başlar. 1943’te hükümete yer edinmeye başlamış ve genç aktrislere olan ilgisiyle ün salmış Albay Peron’la tanışır. Eva 23, Peron 48 yaşındadır. Çift 1945’te gizlice evlenir. 1946’da Juan Domingo Peron Arjantin Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanır. Eva 1947’de Sosyal Yardım Vakfı’nı kurar. Aç ve fakir insanlara hediyeler ve para dağıtmaya başlar. 1952’de kocasının ikinci kez başkanlık koltuğuna oturuşundan bir süre sonra, 33 yaşındayken kanserden ölür.
Peron 1955’te başkanlıktan uzaklaştırıldı ve sürüldü. 1974’te öldü. Eva ve Juan Peron Arjantin yönetimindeyken inanılmaz bir kişisel servet yaptı. Sürgüne gönderilmesinden sonra Peron’un kişisel mal varlığına el koyan yönetim, mal varlığını açıkladı:
5 villa, 16 araba, Eva’nın 400 Dior elbise, 600 şapka, yaklaşık 2,5 milyon dolar tutarında mücevher, 3 bin 500 işçinin aylık ücretleri toplamına eşit değerde sayısız kürk...
(1989 tarihli oyunun kitapçığından alınmıştır)

Ruhsar Öcal

Nurseli ile çekişme konusu reklam olsun diyeydi”

“Evita” özel bir müzikaldir. Şan ve müzikal çalışmaları yapmayan solistlerin kolay kolay söyleyemeyeceği bir şekilde yazılmıştır. Bu nedenle tekrar sahnelenmesi düşünüldüğü zaman bu handikapı atlatmak düşüncesi ile sanıyorum operadan arkadaşım Suat Arıkan tavsiyesi, Gencay hanımın da oluru ve Kenneth Urmston’un beni dinleyip “Tamamdır” demesi ile kadroda yer aldım. Nurseli İdiz zaten Şehir Tiyatroları kadrosundaydı. İkimiz ikinci versiyon “Evita”da rolü paylaştık. İkimiz arasında bir çekişme olduğu söylense de böyle bir şey olmadı. Sanırım bu havanın verilmesi biraz eserin reklamı olması içindi. “Evita” müzikali, çok zor opera eserlerini oynayan bir solist olarak bana çok kolay gelmişti. Bazı günler hem matine hem suare oynuyor hiç yorulmuyordum. Onun içindir ki Nurseli’ye nazaran çok daha fazla oynamam tercih edildi. Türkiye’de en uzun soluklu “Evita” oyuncusu olma şansına sahip oldum.
“Evita” benim hayatımda büyük bir dönüm noktasıdır. Operanın ağır primadonnası olma yolundan çıkıp tamamen farklı bir kulvara yöneldim. Artık seçimim hep müzikallerden yana oldu: “Kiss Me Kate”, “Tatlı Charity”, “Kral ve Ben”, “Hisseli Harikalar Kumpanyası”, “Mançalı Adam”...

Neco

“Erkek başrolünde sükse hep bana dönüktü”


1971’de “Hair” müzikalinin başrolünü üstlenmiştim. Oyuna Gencay hanım beni davet edince hemen kabul ettim çünkü 1985’te Londra’da “Evita” müzikalini seyretmiştim ve çok beğenmiştim. Provaları o kadar erken bitirdim ki yabancı rejisör diğer oyunculara “Neco’yu takip edin” diye beni örnek gösterir, onları ikaz ederdi.
Benim oyuncularla herhangi bir sürtüşmem olmadı ancak Gencay Gürün hanımın davranışlarıyla ilgili bazı problemler yaşamıştık. Ben zaten oyun süresinin bitiminde müzikalden ayrıldım. Gerekli sükselerimi, başarımı elde ettim ve ayrıldım. Gürün ile anlaşamadığımız konu prömiyer hakkındaydı. Che rolünde çok başarılı olduğum için, prömiyer gecesinde Che rolünü benim oynamak istediğimi Gencay hanıma söylemiştim. Ancak Gencay hanım Cihan’ı oynattı. Sürtüşme de oradan başladı.
Dört Evita ile oynayan tek kişi bendim. Cihan genelde Zuhal Olcay’la oynadı. Bugün şunu söylemekte hiçbir beis görmüyorum: “Evita’da erkek başrolünde sükse hep bana dönüktü. Che’yi ben oynadığımda daha güzel oluyordu. Ayrıca beni izlemeye gelen seyirci sayısı daha fazlaydı, Açıkhava’da benim Che olduğum oyunlar daha çok doluyordu. Daha kalabalıktı.”

Gencay Gürün


Erdal İnönü sayesinde sahneleyebildik”

Şehir Tiyatroları’nın başındayken “Evita”yı sahnelemek istedim çünkü çok güzel bir müzikaldi. Üstelik tarihi bir karakteri anlattığı için Türk seyircisinin ilgi duyacağı bir prodüksiyon olacaktı. Oyunun genel sanat yönetmeni olarak oyuncuları ben seçtim. Zuhal Olcay o yıllarda bu kadar popüler değildi. Zuhal’in sesinin çok güzel olduğunu öğrenmiştim ve teklifi yapmıştım. Tek kişiyle götüremeyeceğimiz belliydi çünkü Açıkhava’da beş bin kişiye oynayacaktık oyunu. Böylece Arsen Gürzap girdi kadroya. Zaten Can Gürzap prodüksiyona yardım ediyordu. Füsun Önal ve Deniz Türkali de girmek istediklerini söylediler ve “Evita”ya dahil oldular. Ancak dahil olmadan önce her birinin sesini yabancı rejisör dinledi ve onay verdi.
Türkiye’de bu rolü Cihan kadar iyi oynayacak başka biri yoktu. Cihan Ünal Che’ye hem benziyordu hem çok iyi bir oyuncuydu. Hem de çok iyi sesi vardı. İnanılmaz güzel bir Che oldu. E, Neco’nun da sesi çok güzeldi. İkinci olarak da o seçildi.
Oyuncuların hepsi çok olgundu. Aralarında bir sürtüşme olduğunu hiç hissetmedim. Onları birbirini aleyhinde konuşurken hiç duymadım.
Kış boyunca Amerika’dan gelen rejisörle provalar yaptılar. Yazın sahnelenmeye başlayacaktı. Mayısta seçimler oldu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Bedrettin Dalan ayrıldı, yerine Nurettin Sözen geldi. Sözen “Evita”nın oynanmasını istemediğini söyledi. Ben altı ay boyunca çok sayıda kişiyi ücretsiz çalıştırdım, yazın başlayacak diye. Halimi düşünün. Tam başlayacakken siyasi sebeple durduruluyor. Halbuki belediyeden hiç para istememiştik, sponsorumuz Efes Pilsen’di.
Hayatımın en zor günleriydi. Şehir Tiyatroları’nın başındayım. Ya istifa edeceğim ya çaresini bulacağım. Nur içinde yatsın, Erdal İnönü’ye gidip durumu anlattım. Yardımcısı Deniz Baykal’ı aradı ve durumu düzelttirdi. İkisi araya girdi. Erdal bey sayesinde oyun sahnelendi. Ancak sonra yine belediyenin istediği oldu. 1994’ten sonra oyuna son verildi.