“Adaletin iki ayrı yüzü”

Onur Tuna ve Rüveyda Öksüz Show TV’de yayınlanmaya başlayan “Cesur Yürek”te başrolleri üstleniyorlar. Siyasi gündemin, aksiyonun ve aşkın bir arada olduğu dizinin Ömer ve Berrin’i olan ikili, projenin iddialı ve özel bir iş olduğunu söylüyor. Fizikleriyle birbirine çok yakışan partnerler, projelerini ve neler yaptıklarını anlattılar.

Karakterleriniz Ömer ve Berrin’i bir de sizden dinleyelim mi?

Onur Tuna: Ömer balıkçı. Başına ailesiyle alakalı bir problem geliyor ve adaletin şiddetli yüzüyle ailevi ve mahallevi tarafı arasında kalıyor. Yavaş yavaş büyümeye başlayıp oyunu daha büyüklerin kurallarına göre oynamaya çalışıyor. O da kendi adaletini sağlamaya çalışan bir karakter. Ailesine, dostlarına çok bağlı, adam satmayacak biri.

Rüveyda Öksüz: Berrin kararlı, inandığı yolda sonuna kadar savaşan, idealist bir avukat. Avukat olduğu için dizinin hem siyasi hem de aşk kısmında olacak. Gösterişten, süsten uzak bir hali var. Tek davası adaleti sağlamak. En büyük hedefi bu.

Diziye özel hazırlık yaptınız mı?

Onur T.: Ömer’i iyi canlandırmak adına çalışmam, okuduğum senaryoyu hayal ederek “Ömer’in yaşadıklarına ne tepki verirdim?”i düşünerek geçti. Ömer benim Ömer’im illa ki, benden çıkıyor. Müzik dinleyerek de çalışıyorum, bence o iyi bir metot. Thai boksla uğraşıyorum, koreografik dövüşle ilgili eğitimlerim var ayrıca.

Rüveyda Ö.: Öncesinde avukatları inceleme fırsatım oldu. Hitap şekilleri, davranışları... Erdem Ergüney’le iki ay boyunca çalıştık karakter üzerine, devam ediyoruz.

Dizinin politik tarafı da var. İlgilenir misiniz, okur musunuz?

Onur T.: Uğur Mumcu’nun “Sakıncalı Piyade”, “Bıçağın Sırtındaki Türkiye” gibi eserlerini, Nazım Hikmet’i okuyarak büyüdük zaten. Ama bizim işleyeceğimiz gündem politikasının içinde hem gerçeklik payı var hem de kurgu kısım var. Bu tarafı es geçmemek gerek. Dediğim gibi hayali boyutta işleyeceğiz; “House of Cards” gibi örneğin. Biz de bu türün bir ürünüyüz.
Rüveyda Ö.: Güncel politikayı tabii takip etmeye çalışıyorum. Ama daha çok bilimsel konularda okumayı seviyorum.

“Evde vakit geçirdiğim arkadaşım gitarım”

Bilim demişken, İstanbul Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü’nde okuyorsunuz.

Rüveyda Ö.: İki yıl okudum, ara vermek zorunda kaldım ama devam edeceğim. Uzaya ilgim vardı, çok gizemli geliyor bana; zaten hâlâ çözülemeyen bir sürü şey var. Farklı bir kültür kazanma adına seçtiğim bir bölümdü. Öyle de devam edecek.

Sesiniz güzelmiş diye duydum...

Onur T.: Müzik hayatımda bir hobi. Evde vakit geçirdiğim bir arkadaşım var, gitarım. Söz de yazıyorum, elimden geldiğince bir şeyler üretmeye devam edeceğim.

Son olarak, seyirciler nasıl bir dizi izleyecekler?

Rüveyda Ö.: Farklı yollarda ilerleyen güçlü insanların çatışmasını izleyeceğiz. Heyecanlı, macera dolu... Daha çok aksiyon işi tabii ama içinde aşk da var. Senaryoyu okurken bir sonraki bölüm ne olacağını heyecanla bekledik. Seyircide de aynı etkiyi yapacağını düşünüyoruz. Yönetmen koltuğunda Kudret Sabancı var, çok güzel bir şekilde hayata geçiriyor. Senaryo, yönetmen, ekip, her şey güzel, biz güzeliz...

Onur T.: Berrin karakteriyle işin daha hukuki boyutta halledilebileceğini düşünen, bu tarafı savunan bir dünya var. Diğer tarafta da kendi kurallarını yazmış, daha çok parayla oynayan insanların dünyası var. Dolayısıyla adaletin iki yüzünü göreceğiz. Günümüz olacak, aşk, aksiyon olacak...

“Aşksız hiçbir şey güzel olmaz”

Türkiye güzelinden başrole kadar uzandınız. Hedefiniz nedir?

Rüveyda Ö.: İlk hedefim yaptığım işte başarılı olmak. Yarışmaya katılmadan önce bu alanda ilerleme hedefim yoktu, bilmiyordum. Kendimi içinde buldum ve çok severek yaptığımı, bu alanda ilerlemek istediğimi gördüm. Başroller hep hikayenin can alıcı kısmında bulunuyor, o yüzden başrol tabii ki tercihim.

Sizin için aşk...

Rüveyda Ö.: Aşk zaten hayattır ya. Aşksız yapınca hiçbir şey güzel olmaz ki. Hayatı güzel yapan biri de var şu an benim için.

Her zaman kadınların ilgi gösterdiği biri miydiniz? Öğrenciyken de üst sınıftan kızlar peşinizdeymiş...

Onur T.: Ortaokuldayken üst sınıflar beni sıkıştırırlardı ya da anneme “Bu niye büyük değil?” diye espriler yaparlardı. Tabii göreceli bir durum, bazısı beğenir bazısı beğenmez. Ama öyle oldu diyeyim.

Aranız hep iyi miydi kadınlarla?

Onur T.: Kadınları severim, kadınlar iyidir, başımızın tacıdır.