PazarAlperen ve Efe dünyayı dövüyor

Alperen ve Efe dünyayı dövüyor

27.10.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Alperen ve Efe dünyayı dövüyor

Alperen ve Efe dünyayı dövüyor





1983’ten beri dünya oyun sektörüne "First Samurai", "Last Ninja 2" ve "Street Racer" gibi ünlü oyunları kazandıran Mevlüt Dinç’in, Alperen ve Efe gibi Türk karakterlerin de bulunduğu "Dual Blades" adlı dövüş oyunu 7 Ekim’de Amerika’da piyasaya çıktı. Dünyadaki ilk Türk patentli oyun "Dual Blades"in yılbaşına kadar Japonya’da satılmaya başlanması bekleniyor.

İngiltere’deyken birçok ünlü oyun geliştirdiniz. Neden Türkiye’ye döndünüz?
Türkiye’ye dönmek hep aklımdaydı. 2000 Kasım’ından bu yana da bilgisayar oyunları konusundaki birikimimi buradaki gençlere aktarıyorum. Amacım sektörün Türkiye’de de gelişmesi. Türkiye’de gençler bilişimin ve yazılımın öneminin farkında. Benim gibi insanlar bu potansiyeli harekete geçirebilir. Bir buçuk yılda yaptıklarımız da bunun kanıtı.

Dünyaya ilk Türk patentli oyunu sattınız. "Dual Blades"i anlatır mısınız?
"Dual Blades", Nintendo’nun Game Boy Advance’i için yapılan bir oyun. Birçok farklı ülkenin karakteri dövüşüyor. Türk öğelerin yer almasına özen gösterdik. Efe ve Alperen, Türkleri temsil ediyor.

Ekip kaç kişiden oluşuyor?
Çeşitli üniversitelerin gençlerinden oluşan yedi kişilik bir ekibimiz var. Oyunu bitirmemiz yaklaşık bir yıl sürdü.

Oyun ne zaman para kazandıracak?
Oyun satıldıkça elimize para geçecek. Satılmadan aldığımız para ancak geliştirme aşamasında harcadığımız miktarı karşılıyor. Oyun için cebimden para bile verdim.

Dünyada isminiz Mev Dinc olarak biliniyordu. "Dual Blades"in basın bülteninde isminiz Mevlüt Dinç. İsminizin bu şekilde yer alması satışları olumsuz etkiler mi?
Ben Türk olduğumu hiç gizlemedim. Mevlüt Dinç ismi kolay anlaşılmadığı için Mev Dinc’i kullandım. Adımı ön plana çıkarmadım çünkü Türkiye’de yapılanlar çok abartılıyor, "Bilmem neye imza atan ilk Türk" gibi. Bense Türkiye’ye gelip oyunu yaptıktan sonra doğru bir şekilde basında yer almak istedim.

Sponsorunuz var mı?
Hayır yok. Türkiye’ye geldiğimde büyük ilgi göreceğimi biliyordum. İTÜ Yazılım Geliştirme Merkezi bize kucak açtı. Halen çalışmalarımızı burada sürdürüyoruz. Ama beklediğim desteği bulamadım. Söylenen destekleri almak inanılmaz bir cambaz işi olsa gerek. Ben cambazlık yapamıyorum. Herkes bilişimin önemini biliyor ama yaptıkları nutuk vermekle kalıyor. Biz milyonlarca dolar istemiyoruz. Birkaç yüz bin dolar bizim için yeterli. Bunu vermek büyük bir risk değil. Çünkü bu oyunların kazancı çok fazla. Vizyon eksikliğinden ötürü beni ciddiye almadıklarını düşünüyorum. Ancak 70 milyonun içinde beni anlayıp bize destek verecek birinin olacağına inanıyorum. Bu para ile Türkiye’deki hevesli gençleri toplayıp eğitmek ve yeni oyunlar geliştirmek istiyorum.

Bundan sonraki projeleriniz neler?
İlk amacımız burada ürettiğimiz oyunu yurtdışına satmak olacak. Bunun için iki yılda dört veya beş oyun yapmayı hedefliyoruz. Türkiye için ayrı, yurtdışı için ayrı oyunlar üretmeyi planlıyoruz. Ayrıca yurtdışına yaptığımız oyunların Türkiye versiyonlarını yapabiliriz. Oyun geliştirme kültürünün oluşması kopyacılığı da engelleyebilir. Türkiye’de ortada ürün ve emek yok.
Üç-dört yıl içinde 60 kişilik bir ekip kurarak bu hedeflerimize ulaşabiliriz. Türkiye’de bu sektör önemli bir yere gelecek ve oyunumuz tarihe geçecek. Biz bu sektörün temelini attık.

Galip Kartoğlu
"Yıldız Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği dördüncü sınıftayım. Aynı zamanda Yazılım Geliştirme Merkezi’nde çalışıyorum.
Dört yıldır oyun yapımı ve programcılığı ile ilgileniyordum. PC için yaptığım bir dövüş oyununu Mevlüt abiye gösterdim. O da Game Boy Advance’a oyunun başka bir versiyonunu yapabileceğimizi söyledi. Oyunun tasarımını ve programlamasını yaptım. Abdül Kerim Keskin animasyon konusunda bize yardımcı oldu."