25.03.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:
Türk şiirinin tanınmış ilk şairine ve şiirine Uygurlar'da rastlıyoruz. Ve bu bir aşk şiiri. Şairi de Aprin Çor Tigin ve bu şair ve eserinin ünlü Çuçu'dan daha eski olduğu sanılmaktadır. ***Bu aşk şiirinin son kıtasının orijinal okunuş biçimi ve çevirisi aynen şöyle:Yaruk tangriler yarlıkazunyavaşım birleyakışıpan adrılmalım...küçlüg biriştiler küç birüngközi karam birlekülüşügin oluralım...Nurlu tanrılar buyursun; yumuşak huylum ile (yavaşım ile) birleşip bir daha ayrılmayalımgüçlü peygamberler güç verin; kara gözlüm ile gülüşerek yaşıyalım...***Sevgili Okurlarım, nohut oda bakla sofa köşemden bu haftalık da bu kadar. Yazara e-mail Eğitimci, yazar Seyit Kemal Karaalioğlu, "Türk Şiir Sanatı" üzerine yazdığı aynı adlı kitabında, Türk şiirinin İslamiyetten önceki dönemini anlatırken ulaştığı bazı kaynaklardan da örnekler verir. Geçmişi 9. yüzyıla kadar uzanan bu süreç içinde Türk şiirinin en belirgin özelliği yabancı dil, söyleyiş ve biçim etkilerinden uzak olmasıdır. Ama günümüz şiirine göre de, anlatım zenginliğinden oldukça yoksun bir yapısı vardır. Yazar buna karşın yine de, "Dönem insanının düşüncelerini, duygularını doğal bir dille anlatması açısından ilginçtir," diyor. Ve sözlerini şöyle sürdürüyor: "Şiirimizin kaynağı Orta Asya'dır. Dil, öztürkçe; ölçü, ulusal ölçümüz olan hecedir ve şiir dörtlükler biçiminde söylenir. Bütün uluslarda olduğu gibi bizde de şiir din törenlerinde doğmuştur. Ayrıca müzik, dans, tiyatro, resim, heykeltıraşlık gibi, dinden doğan güzel sanat dalları bütün sanat dallarında olduğu gibi zaman içinde şiirle birlikte yalnızca din için üretim yapmaktan ayrılmıştır. Böylece şiir, yanına kopuz denen sazı da alarak müzikle birleşmiş ve İslamlıktan önceki ilk Türk şiirlerini; koşuk, sagu, destan türlerini üretmiştir."