PazarAtatürk ve Selanik

Atatürk ve Selanik

21.05.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Atatürk'ün bundan 125 yıl önce doğduğu Selanik nasıl bir şehirdi? II. Abdülhamid dönemindeki gelişmeler bu şehri nasıl etkilemişti?

Atatürk ve Selanik

Aslına bakarsanız aileler de doğum tarihine dikkat etmez, pek az kişi dışında, özenle kaydetmezlerdi. Bu nedenle 19 Mayıs'ı doğum günü olarak seçmek; Atatürk'ün "Samsun'a çıkışla" anlamlı bir biçimde eşleştirilmesidir. "Niçin bir 19 Mayıs olmasın?" denmiştir. Biz burada 1881 yılında onun doğduğu şehrin o zamanki halini ve imparatorluğun benzer metropollerini ele alacağız. Bu yıl Atatürk'ün doğumunun 125'inci yılı. Büyük tarihi şahsiyetlerin 125'inci doğum veya ölüm yıldönümleri özel olarak anılır. Zira tarihi muhasebe için uygun bir süredir. Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın tam doğum günü ekseri eski Türklerinki gibi kesin değildir. Zira nüfus kayıtlarımız çok yakın zamanlara kadar, hatta bizim nesilde dahi, yıl olarak tutulur. II. Abdülhamid artık cülusunun altıncı yıldönümünü kutlamıştır. Baş düşman Rusya'da bu yıl Çar II. Aleksandr katledilmiştir ve kendisini izleyen III. Aleksandr muhafazakâr, fakat barışçı ve inşaatçı bir devir açmaktadır. Bu paralellik dolayısıyla II. Abdülhamid döneminde de barışçı ve demiryollarına, okullara önem veren bir dönem başlamıştır.Bir müddet sonra hiç değilse bazı bölgelerdeki kırsal alanlarda önemli değişmeler başlayacaktır. Çukurova, Ege, Selanik civarında, Vardar Ovası, Halep, Şam ve Basra'da önemli zirai ve teknik değişimler başladı. Demiryolları hayatı kolaylaştırdı; kolay asker nakli sayesinde asayiş güçlendi ve ürünler pazara ulaşıp para etmeye başladı. Yunan Savaşı'nda Rumeli'deki birlikler ilk defa Anadolu buğdayıyla beslendiler. 19'uncu yüzyılın son çeyreğinde Sultan 19'uncu yüzyılın son çeyreğinde İstanbul halen Osmanlı İmparatorluğu'nun en büyük şehriydi ama Rumeli'den akıp gelen muhacirlere rağmen nüfus halen bir milyonun altındaydı. Trakya-Makedonya çizgisindeki ünlü liman Selanik, birkaç yüz binlik nüfusuyla İstanbul'dan daha müreffeh, altyapısı mükemmel bir şehirdi. İzmir gelişiyordu, mahalli basının parlaklığı yanında, tiyatroları, resmi ve özel okulları inkişaf halindeydi. Bu şehirlerin dış dünyayla teması çok daha kolaydı. Ama asıl; Beyrut, Yafa ve Şam; Arabistan kıtasının gelişen şehirleriydi. İstanbul'dan daha zengindi Sonraları imparatorluğu parçalayan ünlü projenin mimarı Mark Sykes, 20'nci yüzyıl başında Halep ve Şam gibi şehirleri 510 yıl öncesine göre çok daha gelişmiş, altyapıları kurulmakta olan şehirler diye nitelendiyordu. Buralarda Osmanlı eğitim kurumları da misyoner kurumlara karşı doğrusu kayda değer bir gelişme gösteriyordu. Örneğin Şam'da tıp fakültesi, Beyrut'ta hukuk fakültesi, Rumeli'de, Selanik'te hukuk fakültesi ve yine Konya'da da hukuk fakülteleri kurulmuştu. Düzenli eğitimin verdikleri dışında gençliğin başka merakları hoş karşılanmazdı. Doğrusu sansür hayatın tadını kaçırmaktaydı ama Helenler, Bulgarlar, Araplar bu sansürden Türkler kadar çok etkilenmiyordu. Dışarıda basılan ulusal dillerdeki gazete ve kitaplar anında onların eline geçiyordu. İmparatorluğun asıl unsuru olan Türkler ise irfanı kıraathanelerde, tekkelerde, arkadaş evlerindeki sohbet toplantılarında kulaktan kulağa yöntemiyle ediniyorlardı. Eğitimdeki gelişme Atatürk'ün doğduğu Selanik buydu. Kıyıdaki beyaz kulenin bulunduğu yerdeki kafe ve lokantalarda toplananlar, iktisadi ve içtimai nazariyeleri ve tarih bilgilerini sohbet üniversitelerinde ediniyorlardı. Ama şehrin hayatında edebi faaliyetin ve akımların yeri Türk unsur için her şehirde olduğundan daha yoğundu. Zaten şehirdeki mükemmel resmi eğitim kurumları yanında sayıları artan özel eğitim kurumlarının varlığı da bunu gösteriyordu.Makedonya'daki askeri okullar ise oldukça iyi eğitim veriyordu. Şehir kozmopolitti. Çeşitli diller ve dinler bir aradaydı. Tolerans ve dünyaya ilgiyi burada edinmek kolaydı. Rumeli kökenli memurların Sicill-i Ahval dosyalarına bakıldığında, çoğunun Bulgarca ve Rumca tekemmül eder, Arnavutçayı biraz bilir gibi vasıflarla kaydedildiğini görürüz. Özellikle Selanik iyi bir öğretmendi ve insanlar bu şehirde İstanbul kadar bunalmaz, kolaylıkla dünyaya açılırlardı. Yaşam daha ucuzdu.İşte Mustafa Kemal'in doğup büyüdüğü ortam buydu; buralarda yetişen genç adamın kısa bir süre sonra Şam'da, Trablusgarp'da erkenden olgunlaşacağını biliyoruz. İmparatorluk son muhteşem neslini yetiştiriyordu. Kozmopolit bir şehir

EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler