Pazar Bağcılara dokunmayın!

Bağcılara dokunmayın!

01.12.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Bağcılara dokunmayın!

Bağcılara dokunmayın





Görevim gereği son yıllarda Avrupa’nın bağlarla kaplı pek çok köyünü, kasabasını gezdim. Çoğunda gördüklerim insanların refah içinde yaşadıkları, köylerde kâğıt inceliğinde porselen tabaklarla yemek yenilen birinci sınıf lokantaların bulunduğu, bağcıların en güzel villalarda oturup en son model arabalarla gezdikleriydi. Bordo’nun Medoc bölgesinde kasabalardaki taksi duraklarında Mercedes’lerin E serileri diziliydi! Asfaltlar kaymak gibiydi, insanların üstü başı son derece düzgündü. Elma yanaklı çocuklar bakımlı ve mutluydu.
Bağcılık ve ona bağlı şarapçılık dünyanın en ince ve sofistike tarımsal üretimi. Bir kilo üzüm bir dolar civarındayken, ondan yapılan bir şişe şarabı iki sene sonra 100 dolara bile satabiliyorsunuz. Şarap bazı yerlerde belki de dünyanın en yüksek katma değerli ürünü haline geliyor.
Bir Ramazan gününde bunları niye mi gündeme getirdim? Türk bağcılığını ve yeni yeni büyüyen şarap endüstrisini mahvedecek, önünü tıkayacak bir yönetmelik çıkmak üzere de, ondan... Sonra "Tarımımız çöküyor, karnını doyuramayan köylü kente göçüyor, sosyal dengeler bozuluyor" diye feryat ediyoruz da, onun için.
Bağcılığı ve şarapçılığı baltalayacak bu yönetmeliği, Tekel’in içki sektöründeki denetim yetkilerini devralan Tütün ve Alkollü İçkiler Kurulu hazırlıyor. Aynı kurul geçen ay bir yönetmelik çıkararak bira, şarap ve sert içki üreticilerinin üretim sırasında uymaları gereken kuralları düzenlemiş, daha bu yönetmelikte sektörün üzerine dar bir elbise geçirilmişti. Yönetmelikte şimdiye dek tıkır tıkır çalışan, halk sağlığına da hatalı bir üretim sonucu zarar vermemiş olan bira ve şarap üreticilerine çok ağır bürokratik şartlar getirilmiş, piyasaya sürecekleri her parti ayrı ayrı izne tabi kılınmıştı. Aslında yakında başlayacak özel rakı üretimini sıkı kontrole tabi tutmak için hazırlanan bir yönetmelik, hiç gerekmediği halde bira ve şarap üreticilerini de kapsamıştı.

Dağıtıma engel
Şu anda son şekli verilmek üzere olan taslak da, aslında özel sektörün rakı üretimini disiplinli bir şekilde başlatmak, ortalığın sahte içkilerle, sağlığa zararlı boğma rakılarla dolmasını önlemek açısından isabetsiz değil. Ama bira ve şarap üreticileri de bu yönetmelik kapsamına alınıyor ve şartlar onlar açısından çok ağır.
Mesela bugün Mürefte’deki fabrikasında yılda bir-iki milyon litre şarap üreten bir üretici, kamyonunu doldurup bayi bayi, restoran restoran gezerek ürünlerini satıyor. Yeni yönetmeliğe göre ise, Alkollü İçkiler Kurulu çok az sayıda büyük dağıtıcıya yetki belgesi verecek ve bütün alkollü içkileri bu büyük dağıtıcı şirketler dağıtacak. Belki Doluca ya da Kavaklıdere dağıtıcı ruhsatını alabilecek ama butik bir şarap üreticisi de ürünlerini bu büyük rakiplerinin kamyonlarına verip dağıtmak zorunda kalacak! Haksız rekabet doğuracak bu uygulamanın yanı sıra bira ve şarap üreticileri her üç ayda bir üretimleriyle ilgili rapor verecek, daha bunun gibi birçok bürokratik işlemle uğraşacaklar. En komiği, yaptıkları reklam ve tanıtımlar "tüketimi özendirici" olamayacak! Tüketimi özendirmeyen bir reklam veya tanıtım yapmayı başarabilecek üreticinin ya da reklamcının, dünya reklam literatürüne geçeceği kesin.
Turist sayısı her geçen gün artan, turistlerin kaliteli şaraba talep gösterdiği, hükümetin de her türlü ihracatı artırmayı en önemli hedef gösterdiği bir dönemde, bu konularda büyük potansiyele sahip şarapçılığımızı baltalamanın vebali ekonomik olarak ağır olacaktır. İç piyasadan beslenemeyen, sermaye birikimi yapamayan bir sektörün dışa açılmasını, kalitesini yükselterek ihracatta başarılı olmasını beklemek hayaldir. İş işten geçmeden, yazayım dedim...