Balığın peşinde bir gün

Balık avı bazılarına göre hobi, bazılarına göre stres atmanın bir yolu, bazılarına göre de adeta bir meditasyon. Denize atılan oltayı beklerken hissedilen dinginlik, kimi zaman uzun süreleri bulan bekleme anlarında gösterilen sabır, oltayı dolu çekince hissedilen mutluluk… İşte tüm bunlar balık avı hobisinin neden bu kadar yaygın olduğunu anlamak için yeterli…

Sportif anlamda balıkçılık ülkemizde yeni yaygınlaşan bir kavram. Dernek ve federasyonların kurulması, turnuvaların yapılması da bu gelişmenin en büyük örneği. Siz de Boğaz’a açılıp olta balıkçılığı deneyimi yaşamak istemez miydiniz? Belki biraz stres atar, biraz eğlenir, sonunda da güzel bir ziyafet çekerdiniz. 12 ay boyunca yapılabilen olta balıkçılığı için her gün çok sayıda tekne denize açılıyor. Bunlardan büyük kısmı artık bu isteklere yanıt verecek nitelikteki turlar düzenliyor. Üstelik sadece İstanbul’da değil Hatay’dan Sinop’a Türkiye’nin tüm kıyılarında...

Yolculuk Yeniköy’den

Biz de bu deneyimi yaşamak için 2013 yılında balıkavcılığı.org adlı web sitesini kuran Mehmet Öksüz’ün öncülüğünde güzel bir cumartesi günü Boğaz’a açıldık. Öğle saatlerinde Yeniköy İskelesi’nde buluştuğumuz Öksüz’le 16 metrelik bir tekneye bindik. Üstelik yanımızda 15 kişi vardı. Rumelikavağı’na doğru ilerlerken sohbete başladık.

2013 yılında kendisi gibi balık sevdalılarını tek çatı altında buluşturmak için kurduğu web sitesiyle şimdilerde turlar düzenleyen Öksüz, “Sitemizi ayda 80 binin üzerinde kişi ziyaret ediyor. 160-170 arası tekne sahibi üyemiz var” diyor.

Hayatında ilk defa olta tutan biri olarak zargana yakalayınca alkışlandım.Ne diyeyim; acemi şansı başka oluyormuş...

Kişi başı 45-130 lira

Hem hafta içi hem de hafta sonları düzenlenen balık turlarına katılmak için siteden başvuru yapmak yeterli. Ücretler de kişi başı 45 ile 130 lira arasında. Ödeyeceğiniz tutar, teknenin boyutuna ve ikramlarına göre değişiyor. Diyelim 6 kişilik bir arkadaş grubuysanız, “Tekneyi kapatmak istiyorum” diyerek daha makul bir ücretle size özel bir tur alabiliyorsunuz. 3 kişiyle başlayan turlar, 15-20 kişiye kadar çıkabiliyor. Hafta içi turları, akşam 8’den gece 12’ye kadar. Hafta sonu ise sabah ve öğle sonrası olmak üzere iki tur yapılıyor.

Turlara katılanların kendi oltalarını getirmeleri gerekli. Buna karşın ilk kez bu deneyimi yaşayacak ve olta sahibi olmak istemeyen biriyseniz de çözümü var; Harem’den kalkan turlara katılmak. Beykoz, Sarıyer ve Kartal dahil tüm Boğaz hattından kalkışların olmasına karşın oltanın dahil olduğu turlar, yalnızca Harem’den yapılıyor. Tekneye bindiğimiz anda, turu düzenleyen ekipten hangi noktaya gidileceği ve hangi balığın tutulabileceği konusunda bilgiler alıyoruz.

Denizde her şey nasip

Rumelikavağı’nda yoğun bir rüzgar ve akıntı olması nedeniyle rotamızı değiştirmek durumunda kaldık. Amacımız, tam zamanı denilen çinekop tutmaktı. Ancak suda her şey “nasip”. Yola çıkmadan önce de demişlerdi, “Kısmetten ötesi olmaz” diye... Ekipteki en tecrübeli isimlerden Erkan Güngör’ün yardımıyla biz de balık tutuyoruz… Hayatında ilk kez eline olta alan biri olarak, tek zargana tutan kişi ben oluyorum. Üstelik 3 tane birden… Foto muhabiri arkadaşım Hüseyin Özdemir ise, tüm tecrübesine karşın en fazla üç istavrit yakalayabiliyor.

Yıllardır eşiyle çıkıyor

Ekipteki herkes, özel sektörde yoğun bir tempoda çalışıyor. Uzun yıllardır balık avladıklarını söyleyen Mustafa Ünal, Ayhan Solgun ve Kemal Korkut’un ortak bir dertleri var. O da turlara çıkmak için eşlerinden zar zor izin almaları. Gülümseyerek, bunun için neler yaptıklarını soruyorum. Onlar da, sabahları erken kalkıp kahvaltı hazırlamaktan, çocuklarını bir gün öncesinden sinemaya götürmeye, mutfak siparişlerini tamamlamaya kadar yaptıklarını anlatıyor. Ahmet Kayabay ise bu durumu, eşi Sonay Kayabay’ı da turlara katılmaya ikna ederek çözmüş. 19 yıllık çift, 5 yıldır birlikte çıkıyor. Bu arada teknenin en iyi balıkçılarının onlar olduğunu da söylemeden edemeyeceğim. Bütün ekipte kovayı ağzına kadar dolduran Kayabaylar oldu.

Akşam her evde balık var!

Yaklaşık 4-5 saat süren balık avı turumuz, havanın kararmaya başlamasıyla sona eriyor. Çünkü bizim deneyimlediğimiz tur,
çapari avcılığı üzerineydi. Karanlık olunca balıklar çapariyi görmüyor. Gece yapılan turlarda, ışıklandırma, oltalardaki yemler, av malzemeleri daha farklı… Gün boyu hem sohbet edip, hem balık tutan ekibimiz, mutlu bir şekilde kıyıya yanaşıyor. Ne de olsa o akşam herkesin evinde balık ziyafeti var!