Blue Ivy basamakları hızlı tırmanıyor

ANT ARIN ŞERMET- Beyoncé Jay Z çiftinin 2012’de doğan 13 yaşındaki kızı Blue Ivy Carter, ebevynlerinin izinden gitmeye erken yaşta başladı. 2019’da Beyoncé’nin “The Lion King: The Gift” albümünde yer alan “Brown Skin Girl” parçasındaki vokali ve adının krediye yazılmasıyla birlikte Grammy kazandı. Bu sayede 7 yaşındaki Blue Ivy, Grammy kazanan en genç ikinci kişi oldu. Ancak bununla sınırlı kalmadı. Blue Ivy, üst üste ikinci kez YoungStars Ödülü’ne uzandı. Cowboy Carter turnesinde annesiyle sahneye çıkması ise tartışmalara konu oldu. 

Blue’nun büyükannesi Tina Knowles, ELLE’e verdiği söyleşide başta endişelense de ardından desteklediğini şu sözlerle anlatıyor: “Bu annesinin kararıydı. Ama ben bunu teşvik ettim çünkü kızlarımın kendilerini yaratıcı bir şekilde istedikleri şekilde ifade etmelerine izin verildi. Eğer performans sergilemek istiyorlarsa, o zaman performans sergiliyorlardı. Yapmak istedikleri her şeyi, sahip oldukları her hayali teşvik etmeye çalıştım.”

Blue Ivy, tarzını annesinin müziğinin de etkisiyle buluyor. “Rennaisance” albümü, Blue Ivy’nin afrobeat temelinde dolaştığı R&B, soul esintili müziğinin yapı taşı konumunda. Blue Ivy’nin şu ana kadarki şarkı söyleme stili, fazlasıyla kontrollü ve net. Elbette yaşına uygun olarak yumuşak ve içten bir sesi var. Ancak anlattığı temalar, çoğu yetişkinin de çözemediği öz sevgi ve öz saygıyı barındırıyor.

Peki, genç yaşta başarılı olan sanatçı çocukları, yetenekleri sayesinde mi öne çıkıyorlar? Yoksa içlerine doğdukları dünyada kendilerine yol açmaları daha mı kolay? Blue Ivy Carter, Beyoncé  Jay Z ilişkisi sonucunda değil de Brooklyn’deki normal bir ailenin çocuğu olsaydı 13 yaşındayken böyle bir cv’ye sahip olur muydu? Özetlemek gerekirse, yetenek bile sınıfsal bir gerçek mi?

Şunu da kabul etmemiz lazım, kulağı geçen boynuzlar var. Ya da bununla ilgilenmeyip sadece işine bakıp nepo olmanın avantajlarını pek de kullanmayanlar.

Kulağı geçen boynuzlar ve kendi olabilenler

Başlangıç noktasında ünlü bir anne, babanın çocuğu olmak hayatı kolaylaştırıyor. Ancak bunun getirdiği sorumluluğun altında ezilmeyenler de var. 2014 yılında “The Leftovers”la hayatımıza giren ve özellikle geçtiğimiz sene “The Substance”taki harika performansıyla adını ezberleten Margaret Qualley, “The Groundhog Day” filminin başrollerinden Andie MacDowell’ın kızı.

Bir başka isim için sinemayla, müzik dünyasının kesişimine gitmemiz gerekiyor. Lenny Kravitz ile Lisa Bonet’nin 6 senelik evliliğinin ilk zamanlarında, 1988’de doğan Zoe Kravitz de ailesinden gelen mirasın ötesinde kendi mirasını kurmayı başarmış bir oyuncu. Portfolyosunda süper kahramandan drama, bağımsız filmden komediye birçok türü barındıran Kravitz, eski partneri Channing Tatum’un başrolünde olduğu “Blink Twice” ile yönetmenlik yapmaya da başladı.

Henüz yolun başında olsa da “The White Lotus”un 3. sezonundaki performansıyla birçok yönetmeni etkileyen Patrick Schwarzenegger, tahmin edebileceğiniz gibi Arnold Schwarzenegger’in oğlu. Luca Guadagnino’nu yeniden uyarlayacağı “American Psycho”da Patrick Bateman rolü için en ciddi adaya dönüşmesi, sonraki yıllarda atacağı adımlarla babasını aşabileceği düşüncesini oluşturuyor.

Bir de elbette ailesini geçmek ya da o mirasın altında ezilmekle uğraşmayıp kendi olabilmeyi başaranlar var. Bunların en başındaysa bu sefer sinemaya değil, müziğe gideceğiz. Son 50 yılın en başarılı gruplarından U2’nun frontman’i Bono’nun oğlu Elijah Hewson’ın grubu Inhaler, yıllardır müzik yapıyor. Babasının müzikal mirasıyla anılmayı tercih etmediği gibi kendi ayakları üstünde durmaya çalışan Hewson, özellikle bu sene çıkardığı “Open Wide” albümü sayesinde başarılı olmaya da başladı.

Hollywood’un bugüne kadar gördüğü en karizmatik çiftlerden Ethan Hawke - Uma Thurman ikilisinin kızı Maya Hawke da anne ve babasının açtığı yoldan ilerleyenlerden. “Stranger Things”te yaptığı büyük sıçramayla dikkatleri çeken 26 yaşındaki sanatçı, bir oyuncudan fazlası olduğunu zaman içinde gösterdi. Anne ve babasının şöhretinden değil, yeteneği ve yaratıcılığından ilham alarak kendi yolunu bulan Hawke, bugüne kadar birbirinden özgün üç albüm çıkardı. 2020, 2022 ve son olarak 2024’te albüm çıkarırken Wes Anderson gibi bir yönetmenin filminde yer almaktan da geri durmadı.

Nepo ebeveynler

Skarsgård ailesi, yıllardır dünya sineması için bir maden gibi değerli isimler çıkarıyor. O yüzden nepo bebekler konusundaki belki de en önemli örnek bu aile. Stellan Skarsgård’ın başarılı ve saygıdeğer bir kariyeri olsa da özellikle oğullarından Alexander ve Bill, seviyeyi başka bir yere taşıdı. Ortanca oğlu olan Gustaf’ın da 2010’larda “Vikings”te canlandırdığı Floki karakteriyle hafızamıza kazındığı bir gerçek. Stephen Colbert’in programına katılan Stellan Skarsgård, bu duruma dair “Bugüne kadar hep ünlü ve başarılı ebeveynlerin çocuklarına nepo dendi. Ancak benim durumuma bakacak olursak nepo bebeklik bir durum yok. Nepo baba var. Oğullarım benden daha başarılı ve bu programa benden daha önce çıktılar,” şeklinde konuşmuştu. Her nepo bebeğin var olmak için ailesine ihtiyacı var mı? Pek sanmıyoruz.