Boğaza nazır bir çardak

Mekan adını bahçede bulunan çardaktan alıyor. Gazebo İtalyancada ve İngilizcede çardak anlamına geliyor. Aydoğan "Geldiğimde burası perişan bir haldeydi" diyor. "Altı yıl boş kalmış. Her şeyi elden geçirmemiz gerekti. Tek bir şey hariç: Gazebo. Biz de dedik ki sen bu ismi hak ettin. Böylece bu ismi verdik." Yeniköydeki tarihi Faruk Sezerer Yalısı, bir ay önce Gazebo adıyla hizmete giren kafe-restorana dönüştü. Üç katlı ikiz bir bina olan yalının geniş bir bahçesi var. İki kattan oluşan Gazeboyu Necla Aslan ve Nurcan Aydoğan adlı iki arkadaş işletiyor. 14 yıl İngilterede yaşayan Aydoğan, Londrada konuk ağırlama yöneticiliği eğitimi aldıktan sonra büyük otellerde çalışır, sonra kesin dönüş yapıp burayı açar: "Kendime ait bir yer işletmemiştim" diyor Aydoğan. "Bu işi yıllardır İngilterede yapmak istiyordum ama olmadı. Türkiyeye geçen sene döndüm. Böyle bir yeri görünce dayanamadım. Aslında butik otel tarzında bir yer istiyordum ama Türkiyede bu işler biraz daha büyük çapta yürüyor."Dört buçuk ay süren hazırlık çalışmalarının ardından hizmete giren Gazebonun diğer ortağı Necla Aslan ise mekanın açılışından sonra Londraya dönmüş ama Aydoğan birtakım şeyleri oturtunca onun yanına geleceğini söylüyor.Toplam kapasitesi alt kat için 100 kişi olan mekanın bahçesi 60, içerisi 40 kişiyi ağırlayabiliyor. Aydoğan "Alt katı kafe-restoran gibi, üst katını da daha özenli bir yer olarak kullanmayı tasarladık" diyor. "Yani LCD projektörü, laptopu ve internet bağlantısı olan toplantı odaları ya da özel günler için yemek odaları olarak düşündük. Üst katı bir ay içerisinde bitirmek niyetindeyiz."Gazebonun dekorasyonunu Nurcan Aydoğan duvar kağıdından lavabosuna kadar her malzemeyi kendisi seçerek yaptığını söylüyor: "Alt kat daha minimalist, insanları yormayan, rahatlatıcı, detayları fazla olmayan bir mekan oldu. Üst katın biraz abartılı olmasını istiyorum. Çünkü bu binanın ruhunu yansıtmalı. Üst katta abartılı, şık sandalyeler, 20 kişilik upuzun masalar, şamdanlar olacak.Yukarıda iki oda var. Biri 20, diğeri de 10 kişi ağırlayacak. Burası tarihi bir bina, Boğaz manzaralı. İnsanlar yurtdışından gelen misafirlerini burada ağırlasınlar, yemek yesinler, Boğazı seyretsinler istiyoruz."Mekanın daha çok cuma, cumartesi ve pazartesi günleri kalabalık olduğunu belirten Aydoğan, sözlerini "Her özel günü bu yalıda yaşayacağız" diyerek sürdürüyor. "Önümüzde Ramazan var. Ramazan için çorbalar, hafif mezeler, et ya da tavuk ve sebze yemeklerinden oluşan bir set mönü yapacağız.". Tel: (0212) 299 84 87 "Üst katın dekorasyonu biraz daha abartılı olacak" Restoranın mutfağı dünya mutfağı. Eski Downtown personelinden oluşan bir ekibin hazırladığı mönüde sandviçler, salatalar, makarnalar, noodle ve risottolar, et ve balık yemekleri, tatlılar, beyaz ve kırmızı şaraplar bulunuyor. Tai usulü bonfile dilimleri mekanın özel yemeği. Bu konuda çok iddialılar. Aydoğan "Onun için bile insanları buraya getiririz diye düşünüyorum" diyor. Sabah 08.00de kapılarını açan mekanda 12 çeşitten oluşan Gazebo kahvaltısında her şey ayrı tabaklarda, birbirine karışmadan servis ediliyor. İki kişilik hazırlanan bu kahvaltı tabağı için çay ve kahve de dahil 23 milyon lira ödemek gerekiyor. "İnsanlar buraya Tai usulü bonfilemiz için gelecek"