Pazar Burada kimsenin canı sıkılmaz

Burada kimsenin canı sıkılmaz

13.08.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Kendimden geçercesine yürüdüm Foça'da. Evleri seyrettim, Şen Kahve'de Foçalılarla koyu sohbetlere daldım. Dolunay seyretmeler, gece yüzmeleri falan derken, kendimden iyice geçtim...

Burada kimsenin canı sıkılmaz

fturkmenoglu@milliyet.com.tr Foça'yı oldum olası severdim ama bu sefer de pek bir güzel göründü gözüme. Her şeyden önce, Türkiye'nin her köşesi o kadar bozulmuşken, Foça'da aydınlık suratlı insanlarla bir arada olmak çok iyi geldi. Sonra Foça'da bol bol askeri tesis var. Çocuk aklımla gördüğümde bozulmuştum, şimdi baktım "İyi ki buradalar, yoksa burası da elden giderdi" dedim... Kenti Fokaililerin kurduğu biliniyor. 12 Ion kentinden birisi Foça. Eritrai ve Teoslu göçmenler de bu bölgeye yerleşmişler. Tarih boyunca geçim kaynağı denizcilik olmuş. Hatta denizcilikte o kadar ileri gitmişler ki Marsilya, Antibes, Nice ve Ampuria şehirlerini Foçalı göçmenler kurmuş.Şehrin o dönemlerden beri simgesi olan horoz, denizcilerle Marsilya ve Nice'e kadar gitmiş. Önce bu yeni kıyı şehirlerinin simgesi olan horoz, söylence odur ki, zamanla tüm Fransa'ya yayılmış. Bugün Fransa'nın meşhur horozu, Foça'da, Foça halkından Fransa'ya bir armağan...Eski Foça antik dönemde "Phokaia" ismiyle anılmış. Körfezdeki adaların fok balıklarına benzemesi, bu ismi almasına neden olmuş. Erken Hıristiyanlık döneminde psikoposluk merkezi olan Foça, 1455 yılında Osmanlı topraklarına katılmış. Fatih Sultan Mehmet tarafından burada bir cami yaptırılmış. Fokaililerin kurduğu kent Foça'da hiç canınız sıkılmaz. Bir yanıyla tam bir tatil kasabası; bir yanıyla bayağı bir şehir. İzmir'e bağlı bir ilçe ve şehir merkezine sadece 65 km. uzakta. Ama ilçede mahkemeden adliyeye, bankalardan doktorlara ne ararsanız bulabiliyorsunuz. Yani normal hayatınızda ne yapacaksanız, aynen devam ettirme lüksüne sahipsiniz.Tekne gezileri çok güzel. Adalar ve Siren Kayalıkları mutlaka görülmesi gereken yerler. Bir de şansınız yaver giderse, ben hiç rastlamadım, dünyada yaşayan sadece birkaç bin Akdeniz fokundan birine rastlayabilirsiniz. Ben resimlerini gördüm, son derece sevimli yaratıklar. Şanslıysanız az sayıdaki foktan birini görebilirsiniz "Foçalılar; onlar kentlerini bizim yeryüzünde bildiğimiz en güzel gökyüzü ve en güzel iklimlerde kurdular" diye yazmış Herodot. Plajları, denizi, akşam esintisini, gece serinliğini, yıldızları görünce, Herodot'a hak vermemek elde değil. İnanışa göre, Foça'da bir yerlerde ama nerede olduğu bilinmiyor, siyah bir taş varmış. "Karataş" diyorlar. O taş, bölgeye bir kez gelen herkesi çekim alanına alırmış. Bir kere gelen iflah olmaz, bir daha bir daha hep Foça'ya dönermiş...Ama korkacak bir şey yok çünkü Foça'da her gidişte keşfedecek bir şeyler buluyor insan. Yeni onarılmış eski bir taş ev, açan çiçekler, yeni bir kahve gibi... Karataş'ın çekimi İzmir'e 65 km. uzakta. Çevreyoluna çıkınca oklar yönlendiriyor, Menemen ile Çandarlı Körfezi arasında. Otobüsle İzmir'e giderseniz, otogardan Eski Foça'ya çok sık vasıta var. Hatta o kadar sık ki, "neden" dedim, meğer İzmir'de çalışıp Foça'da yaşayan çok kişi varmış. Günde de neredeyse 150 km. biraz fazla geldi bana. Nasıl gidilir? Önce yürünür ve şehir keşfedilir. Sahili, çarşısı, kalıntıları; her yanı ayrı güzel.Bol bol yüzülür. Deniz serin. Olağanüstü temiz ve taze. Gerçekten deniz sevenler için.Siren Kayalıkları ve adalar turu mutlaka yapılmalı. İncir Adası özellikle çok güzel. Şansınız varsa Akdeniz foku görebilirsiniz. Yoksa çarşıda resimli tişörtler satılıyor!Foça'da yeni yeni bir arkeoloji müzesi oluşturuluyor. Bahçede bir şeyler sergileniyor. Uğramakta fayda var. 7 km. uzakta bir anıt mezar var. Yani, görseniz de olur diyeyim.Beş Kapılar ve surlar hemen sahilde. İçerideki antik tiyatro onarılmış.Foça pazarı hayatımda gördüğüm en düzenli pazarlardan biri. Bayıldım, iki saat çıkamadım, bir sürü ot ve çay yapılacak bitki aldım.Şen Kahve'de uzun uzun oturun. Çok hoş bir yer. Sahibi Mehmet Şen'le sohbet etme fırsatı yakalarsanız da kaçırmayın.Foça-Yeni Foça arası 23 km. Harika bir yol. Manzarayı içinize çeke çeke, yavaş yavaş bu yoldan geçmenizi öneririm. Ne yapılır? Kalacak birçok otel var ama ben tek bir yer önereceğim: İyon Pansiyon. Sadece 10 odalı, şahane bir eski ev. Çift kişilik oda hafta içi 40, hafta sonu 45 YTL. Kahvaltı yok. Odalarda buzdolabı ve televizyon var. Duş ve tuvalet de var. Ortak mutfakta yemek hazırlanıyor, orta bahçede masalar var. Uzunca kalıyorsanız ideal. Nerede kalınır? Balık yiyip rakı içmeden dönülmez. Balık çok lezzetli. Bir de deniz böcekleri... Karides, yengeç, ahtapot salatası, kalamar tava... Yanında bolca salata tabii. Bir tür roka salatası yapıyorlar, bol sarmısaklı, limonlu ve has zeytinyağından. Aman yarabbim, bol tuzla yiyin, acayip bir lezzet. Zeytinyağlılar da çok lezzetliydi ama bildik tatlar. Bu mevsim ot mevsimi değil ama kış sonuna doğru bütün otlar da sofraya gelecek, o zaman da gitmek lazım aslında...Özellikle belirtmek istediğim bir lokanta yok, gittiklerimin hepsi de çok iyi geldi bana. Hem fiyatlar uygunca hem servis çok başarılı hem de balığın ve otların lezzeti anlatılmaz. Ne yenir?