Büyük Katerina’nın hazineleriLONDRAAçılalı iki hafta bile olmadı ancak Londra ve yakın çevresindeki "kültür sosyetesi" mensubu herkes ondan bahsediyor. Dünyanın sayılı müzesi Rus Kraliyet başkenti St.Petersburgödaki "Hermitajödan gelen Büyük Katerina külliyatına ait servetin bir kısmı geçici bir süre için Londraönın meşhur "Somerset Evi" nin özel dekoru içinde 25 Kasım’dan itibaren sergileniyor.
Tarihi çok sevmeme rağmen müze gezintileri beni pek açmaz. Ancak bazıları sanat ruhumu okşar, sıkılmadan gezerim. "Hermitaj"ı ise şimdiye kadar sadece düşümde görebildim. Katerina ise beni hep etkilemişti. Bilmediğim bir nedenden çariçeye hem hırs hem hayranlık duydum yıllarca. Belki uzun yıllar tahtta kalması , aşkları, bencilliği, porselene olan düşkünlüğü, zenginliği bana bu duyguları vermişti. Onun bir zamanlar kullandığı ve kolleksiyonuna kattığı muhteşem eserleri görmenin tam zamanıydı işte.
O halde neden daha bekliyordum, Katerinaöyı seçtiği eşyalarının arasında hissetmeliydim. Sergi tam bana göre idi. Hemen toparlandım ve Somerset Eviönin yolunu tuttum. Rağbet o kadar fazlaydı ki ilk gidişimde giremedim. Bu yüzden ertesi sabah erkenden yollara düştüm. Buna rağmen öğleden sonra iki için bilet bulabildim. Serginin girişi 6
sterlin (yaklaşık 6.5 milyon TL.). Bunun içinde Hermitaj müzesine hibe edilen bir sterlin de var. (Müzenin Rus devletinden yeteri kadar kaynak alamadığı zannediliyor)
Somerset Evi’ndeki sergi beş galeriden oluşuyor. 1. galeride en göze batan parça II. Katerinaönın Semyonev Alayı’nın subayı olarak "Vigulus Eriksen" tarafından yapılan beyaz bir at üzerindeki resmi, Yanındaki cam dolapta Almanyaönın dünyaca ünlü "Meissen" porselen fabrıkasında, (İkinci Dünya Savaşı’nda kapandı. Simdi tekrar açılmak üzere) 1770 de baş heykeltraş Johanne Joachian Kandleröin aynı resme bakarak yaptığı şahene bir biblosu yer alıyor. St.Petersburg’daki imparatorluk fabrikasında 1791-1801 yılları arasında yapılmış değerli tabaklar da sergileniyor. Hele üçgen biçimindeki tatlı tabağı dikkati çekiyor. Mine üzerine işlenmiş
altın çerçeveli minyatür portreleri tasvir edecek kelime bulamıyorum.
II.Katerina aslında bir Alman prensesi. 1744 de Almanyaödan Rus veliahtı III.Petro ile evlendirilmek üzere Moskovaöya getirtilmiş. Çocuk ruhlu Petro tahta çıkışının altıncı ayında karısı Katerinaönın arkadaşları tarafından düzenlenen bir darbe ile tahttan indirilerek öldürülünce II.Katerina Rusya’nın çariçesi oluyor, ve zamanla dünyaya şimdiye kadar gelmiş, en büyük sanat eserleri kolleksiyoncularından haline geliyor. Birçok aşklar yaşayan çariçenin en büyük aşkının ise Prens Potemkin olduğu söyleniyor. III. galeride Katerina’nın sevgilisi için Sevr Porselen Fabrikası’na ısmarladığı 60 kişilik, 744 parça altın işlemeli yemek takımından bazı parçalar sergileniyor. Takımın parası ile iflas etmek üzere olan fabrika da kurtuluyor. Rivayete göre, takımın ısmarlandığı haberi gelince prens de çariçeye bir kedi hediye almış! Galerinin, belki de bütün serginin en güzel parçalarından biri ise "Neuviedöli (Alman ) meşhur dolap yapımcısı David Roentgenöe ait bronz ve pirinç işlemeli maun dolap. Seyretmeye doyamadım.
İlk üç galeriyi son ikiden ayıran koridorda M.S. 1. yüzyıldan 17. yüzyıla kadar yapılmış bazı ufak heykeller ve büstler bulunuyor. Bunların içinde M.S. 1. yüzyıla ait 3 su perisi rölyefi, kaymak taşından yapılmış 16. yüzyıla ait Atena heykeli dikkat çekiyor. Yine bu bölümde Charles Louis Cleriseauönun zamklı suluboya ile yaptığı romantik "Latin" harabelerine ilişkin resimler var.
Dışarıdan satın aldığı eserlerin yanısıra, II. Katerina Rus el sanatlarının da koruyucusu imiş. Moskovaönın 100 km. güneyindeki "Tula" adlı küçük bir şehirde gelişen silah yapımcılığı 16. yüzyıldan sonra büyük aşamalar kaydetmiş. Çelik işlemeciliğinin dekoratif eşya yapımcılığının Katerinaönın emrine verilmesi sayesinde çok yüzlü çivilerin kullanılması ile pırlanta görünümünün elde edilmesi hep burada geliştirilen metodlarmış. Bunun en güzel çeşitlerini IV. galeride görüyoruz. Basusta Adrian Sukharnovöun yaptığı satranç takımı ve kutusu buna en güzel örneklerden. Fabrikada o tarihlerde yaptırılan 500 çelik dekoratif eşyadan 300"ü çariçe için yapılmış.
Son galeri
gümüş telkari işçiliğinin nadide örnekleri ile dolu. Aralarında bir masa aynası var ki, gözlerimi bir kaç dakika ayıramadım. Rusyaöya geldiğinde çok sade bulunan aynanın kenarları iğne oyasından farksız, telkari çanlandırılmak için büyük pırlantalar ve incilerle süslenmiş. Alt kısmındaki üç küçük çekmecenin tokmakları da iri pırlantalar. Bu bölümün duvarını ise bir yemek takımının bazı parçaları süslüyor. "Yeşil Kurbağalı" takım. 1773 de "Wedgewood Etruria imalathanesinde (İngiltere) yapılan tabaklar, çariçenin en sevdiği yazlık saray olan Tsarkoye Selo için ısmarlanmış. Sarayın bulunduğu bölgenin adı "Kekerrekesiven" (kurbağalı bataklık anlamına geliyor).
Her parça değişik İngiliz kırsal manzarası içeriyor ve hepsinde bir yeşil kurbağa var. Katerina böyle istemiş.
Sergi çıkışında Katerina’nın aslında dünyaya büyük bir servet kazandırdığını gördüm. Her ne kadar kocasını öldürtmüş, halkı açlıktan ölürken hazine parasını kendi zevki ve kolkeksiyonları için harcamışsa da, zevkinden dolayı kendisine hayran kaldım. Ona olan hırsımın da geçtiğini farkettim. Aslında bizlere böyle bir zevki tattırdığı için kendisine çok şey borçlu olduğumuzu düşündüm.
Acaba ben Katerina olsaydım, ülkenin o parasız devrinde kendi zevkime bu kadar harcarmıydım? Cevabı ise henüz veremiyorum.
Sergi 23 Eylül 2001 ‘e kadar açık. Londra’ya yolunuz düşerse mutlaka ziyaret edin.
PAZAR