07.09.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:
Başına geleceklerden habersiz, arabaya doğru yöneldi. İçinde zayıf ve esmer tenli bir adam vardı. Yaşı 40 civarındaydı.Esmer adam ile gece için 50 milyon liraya anlaştılar. Bir süre yol aldıktan sonra arabaya sarışın, tombulca bir adam daha bindi.Bu an onun için, kabus dolu saatlerin başlangıcı olacaktı.Avukatı Fatma Karakaşın bürosunda görüştüğümüz 33 yaşındaki Hülya kimliğinin gizli tutulmasını istiyor. Öte yandan başından geçenlerin de bilinmesini istiyor. Hülya o geceki tecrübelerini acı çekerek anlatıyor; anlatırken uzun aralıklarla duraklıyor, olayı yeniden yaşıyordu: Sabaha karşı sahil yolunda yürüyordu. Görüntüsü, hal ve tavırlarıyla mesleğinin ipuçlarını taşıyordu. Kızıltopraka geldiğinde önünde bir araba durdu. "Arabadan inmek istedim. Hayır inemezsin, biz polisiz, seni şubeye götüreceğiz dediler. Arabayı kullanan, arkadakine komiserim, amirim diye hitap ediyordu. Araba durmuyor, sahil yolunda ilerliyordu. Kartala, şubeye götürecekler sanıyordum. Bir süre sonra İstediğimizi yaparsan seni şubeye götürmeyeceğiz dediler."Hülya istediklerini yapmayı kabul etmez. Polis olduklarını söyleyen bu kişilerden onu şubeye götürmelerini ister. Onlar ise Hülyayı taciz etmeye başlarlar. Hülya arabadan inmek isteyince yanında oturan kişi başına silah dayar. O anı şöyle anlatıyor:"Kafama silah dayadı. Soyun. Bizim dediğimizi yapacaksın, yoksa beynine sıkarım. Eğer dediğimizi yapmazsan yavaş yavaş acı çektirerek öldüreceğiz seni dedi. Ayağımda sigara söndürdü. Sonra bıçak çıkardı ve bacağıma batırmaya başladı."Hülya kesik kesik konuşuyor, yaşadığı dehşet yüzüne yansıyordu. Eteğini sıyırdı bıçak yarasını gösterdi. Korkudan kendisine söylenilenleri yapmıştı. Ona sırayla tecavüz etmişlerdi. Hem tecavüz ediyor hem de dövüyorlardı. Ayakkabısını çıkarıp topuğuyla yüzüne vuruyorlar; bir yandan da tehdit ediyorlardı: "Kökünüzü kazıyacağız. En ufak bir hareketinde kafana mermiyi yersin." Sizin gibilerin kökünü kazıyacağız Onu Tuzlada bir inşaata götürürler. Kafasına silah dayayıp arabadan indirirler. Aralarında onu nasıl öldüreceklerini tartışmaktadırlar. Birisi "Kafasına sıkıp gidelim" der. Diğeri itiraz eder, "Ateş edersek çevreden duyarlar." Bu sırada durmadan Hülyayı tekmelemektedirler. Derken biri arkasından başına bir tuğlayla vurur. Hülya çığlık atıp sendeler. Bir tuğlayı daha başında parçaladıklarında bayılır.Sabah 6.30 sularında ayılır Hülya. Çırılçıplaktır ve kanlar içindedir. Saldırganlar, üzerindeki her şeyi alıp gitmişlerdir. Kendini saklamaya çalışarak yola çıkar. Geçen bir servis minibüsünü durdurur. İçindeki kadınlardan elbise ister. Kadınlardan biri iş elbisesini verir Hülyaya. Ardından polis gelir. Hülya yaşadığı şokun etkisiyle saldırganların eşkalini hatırlayamadığını söylüyor. Halen tedavi altında. Kartal Adli Tıp Şube Müdürlüğünün raporu olay sırasında aldığı darbeleri göstermekte. Tuzla Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlık soruşturması yürütülüyor. Onu nasıl öldüreceklerini aralarında tartışırlar Avukatı Fatma Karakaş benzer şiddete maruz kalan insanların sustuğunu, Hülyanın davasının örnek bir dava olabileceğini söylüyor. O korkunç saatleri yaşayan Hülyanın toplumun gözünde iki kusuru var: Hem bedenini satıyor hem de bir travesti. Erkek bedeninde kendisini kadın gibi hissediyor. "Türkiyede bize karşı şiddete başvuran insanlar korunuyor" diyor Hülya: "Böyle şeyler hep karanlıkta kalıyor. Kimse şikayet edemiyor. Çünkü biliyor ki şikayet ettiği zaman daha kötü baskı olacak, şiddete uğrayacak. Ben üstüne gidiyorum ki onlar yakalansın. Başkalarının da canı yanmasın." "Hülyanın başına gelenler örnek bir dava olabilir"