Cannes Lions'un yeni yolcuları

Nisan ayının ilk günlerinden beri reklamcıların yolu hep Milliyet'le kesişiyor. Bu yol önümüzdeki günlerde 20-26 Haziran tarihlerinde 2004 Cannes Lions Uluslararası Reklam Festivali'ne kadar uzanacak ama sırayla gidelim... Nisanın ilk önemli olayı 2004 Milliyet Basın İlanları Yarışması'nın ön jürisinin bir araya gelmesiydi. Bilindiği üzere Milliyet geçen yıldan bu yana Cannes Lions'un Türkiye'deki temsilciliğini yapıyor.
3 Nisan'da toplanan ön jüri bir liste oluşturdu.
10 Nisan'da büyük jüri iş başındaydı. Başkanlığını RPM Radar'ın kurucu ortağı / kreatif direktörü Paul McMillen'ın yaptığı jüri, Milliyet tarafından 2004 Cannes Lions Uluslararası Reklam Festivali'ne gönderilecek ilanları belirledi.

Bu sene üç değil beş ilan festivalde
Jüride Milliyet Gazetesi Reklam Grup Başkanı Viki Habif ile geçen yılki yarışmanın jüri başkanı ve Cannes jürisi üyesi Hakkı Mısırlıoğlu'nun yanı sıra Türkiye'nin önemli reklam ajanslarının kreatif direktörleri vardı. Jüri 18 ilanı önce 1-5 arası skala üzerinden derecelendirdi. Ve sonra sonuç ortaya çıktı: Kısa listeyi üç ilana indirmekte zorlanan jüri, geçen seneki gibi üç değil beş ilanın Cannes'a gitmesine karar verdi.
Bu ilanlardan Medina Turgul DDB'nin Milliyet için hazırladığı "Cannes Lions İstanbul'da" başlıklı ilan, jüri özel ödülü çerçevesinde Cannes'a katılacak. Alo için Leo Burnett tarafından hazırlanan "Beyaz ötesi yoksa küsüz" ile İş Sanat için Rafineri tarafından hazırlanan "Deneme bir'ki" başlıklı üç ilanlı kampanya, ajansları tarafından festivale gönderildiği için Milliyet, Manajans / Thompson'ın "Aşık mısın?" başlıklı Lipton ilanını ve TBWA / İstanbul'un "Ne kadar çamaşır, o kadar su, o kadar elektrik" başlıklı Beko ilanını festivale gönderecek.

Gençler Milliyet aracılığıyla Cannes'a gidiyor
Bu yarışmanın en önemli taraflarından biri ilanları hazırlayan ekiplerden ikişer kişinin Milliyet'in davetlisi olarak Cannes'a katılacak olması. "Bu yarışma basın ilanlarına verilen önemin ve bu ilanların içeriğindeki yaratıcılığın artırılması amacı ile her yıl düzenleniyor" diyen Viki Habif şöyle devam ediyor: "Ama en önemlisi bu ilanları hazırlayan ekiplerden ikişer yaratıcı da festivale Milliyet gazetesinin davetlisi olarak gidiyor. Bu yaratıcılar böylece dünyanın en önemli organizasyonu olan Cannes Lions'ta reklam dünyasındaki en son gelişmeleri ve trendleri inceleme fırsatı bulup vizyonlarını geliştiriyorlar."
Milliyet sadece onları değil 6 Nisan'da sonuçlanan Copy Break Yarışması'nda birinci gelen ekipten iki yaratıcının ve bir reklam bölümü öğrencisinin de Cannes'ın festival ortamını görmesine olanak sağlayacak. Dünyanın en prestijli reklam yarışması olarak değerlendirilen Cannes Lions'ta Milliyet'in başka misafirleri de olacak: Bugün, Reklamcılık Vakfı ve Marketing Türkiye tarafından Milliyet gazetesinin ana sponsorluğunda yapılacak Genç Yaratıcılar Yarışması'nın galipleri... Her sene düzenlenen bu yarışmayı kazananlar da Cannes'da konuk edilecek. Habif "Gençlerin Cannes Lions'a katılmaları çok önemli" diyor ve ekliyor: "Bu festival bir reklam yarışmasından çok bir yaratıcılık şarj merkezi. Yaklaşık 9 bin delege burayı ziyaret edip fikir alışverişinde bulunuyor. Dünyanın her tarafından toplam 16 bin çalışma çeşitli kategorilerde yarışıyor... Cannes Lions'u ziyaret eden gençler yaratıcılık birikimlerine çok şey katarak dönüyor. Biz de Milliyet gazetesi olarak buna önem veriyoruz. Bu sene Genç Yaratıcılar Yarışması'nda kazanan ilk üç ekipten ikişer kişi ve internet birincisini Cannes Lions'a delege ücretlerini de karşılayarak götüreceğiz. Ayrıca Doğan Medya Grubu şirketlerinden Doğan Online da internet ikinci ve üçüncüsünü Cannes'a davet edecek."
12 Nisan'da dünyaca ünlü reklam eleştirmeni Bob Garfield'in, Marketing Türkiye'nin organizasyonu ve Milliyet gazetesinin ana sponsorluğunda bir seminerde Türk reklamcılarla buluştuğunu hatırlatıp son sözü Cannes'da Türkiye'yi temsil edecek reklamcılara söyleyelim: Herkese iyi şanslar...

"Cannes katılanlar için çok besleyici bir ortam"
Nil Bağcıoğlu (Rafineri / Ajans başkanı)
Cannes hem Türkiye'nin tanıtımı açısından hem de Türkiye'deki reklam sektörünün gelişmesi açısından çok önemli... Bu sene Cannes'a giden ilanımız İş Sanat'ın açılış ilanıdır. Bir hazırlık ruhunu yansıttık. Fotoğraftakiler orada çalışan insanlar. Geçen yıl Cannes'da Gümüş Aslan almak bize çok gurur verdi. Bu yıl da iyi sonuç alacağımızı umuyorum. Milliyet'in girişimini takdir ediyorum. Bu yarışma Cannes'ın Türkiye'deki önemini artırıyor, daha fazla ajansın oraya gitmesini sağlıyor. Cannes sadece bir yarışma değil; bütün reklamcıların bir araya geldiği çok besleyici bir ortam. Bu yüzden Milliyet'in, kazananları Cannes'a götürmesi gerçekten önemli.

"Yarışmaya katılacak tüm ilanların kazanma şansı var"

(Manajans / Thompson Ajans Başkanı-Kreatif Direktör)
Milliyet'in yarışması öncelikle basına olan ilgiyi artırıyor. Bir ilanı yaratma sürecinde herkes fikri, uygulamayı tartışıyor ancak sonuçta ödüller tartışmasız bir başarıyı ilan ediyor. Daha güzeli, ilanların
Cannes'da Türkiye'yi temsil edecek olması. Yarışmaya katılacak olan tüm ilanların Cannes'da kazanma şanslarının olabileceğini düşünüyorum... Lipton'un Sevgililer Günü ilanında "aşık olanın dalgınlığı" var. İlanda zorlama yok, öyleymiş gibi böyleymiş gibi yapmaca yok. Çok evrensel, insani bir an yakalanmış, insanın bir bakışta anlayıp gülümseyebileceği bir iş.

"Sponsorlarımızın verdiği ödül desteği bizim için çok önemli"

(Reklam Yazarları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı)
Copy Break 1998'den beri düzenleniyor. Bu yıl Türkiye Çocuk Hakları Koalisyonu'nun reklamveren olduğu ve çocuklara hakları olduğunu hatırlatmak üzere hazırlanan 30 yaratıcı çalışma arasından, İlhami Duman ve Alpay Gümrükçü ekibinin hazırladığı ilan birinciliği kazandı. Bu ekip Milliyet sponsorluğuyla final yarışmasının en büyük ödülü olan Cannes Lions'a katılım hakkı kazandı. Sponsorların verdiği ödül desteği bizim için çok önemli. Milliyet de Cannes Lions ödülü ile Copy Break'e büyük bir heyecan kazandırdı.

"Bu yarışmalar kreatif rekabeti sıcak tutuyor"

Her türlü kreatif yarışmanın çok ciddi bir önemi var çünkü bu yarışmalar kreatif rekabeti sıcak tutuyor. Cannes tabii biraz farklı, bu farkın nedeni Türkiye'nin uluslararası bir rekabetin içine girmesi. Üstelik geçen sene bu rekabetten eli boş dönmedi; bu da hem çok teşvik edici hem de gurur verici. Katılım arttıkça Türkiye uluslararası platforma daha fazla girmiş oluyor. Hiç şüphesiz bu platformda sesinin duyulmasının, boy göstermesinin tanınmamız ve kabulümüz açısından çok büyük faydası var... Bu tür yarışmaların mutlaka desteklenmesi gerekir. Milliyet'in bunu sahiplenmiş olması ve bu desteği vermesi çok iyi. Aksi takdirde bunu bir dernek ya da vakıf kanalıyla yapmak gerekirdi ki bu da zor.

"Nitelikli reklamcılığın hac mekanı"

Cannes dünyanın en önemli reklam olayı. Burada short list'e girmek bile reklam ajansı ve reklamı yapılan marka için onur sayılır. Bu festival sunumlarıyla da reklamcılık dünyasına yön verir. Örneğin dünyanın en büyük reklamverenlerinden P&G geçtiğimiz yıl 30'a yakın yöneticisiyle katıldığı festival sonrası kendi reklam değerlendirme kriterlerinde değişikliklere gitmiştir... Cannes yüksek nitelikli reklamcılığın hac mekanıdır... Cannes'a giden
Alo çalışmamıza gelince: Fikrimizi aktarmak için mandalları kullandık. Hiç kimse gerçek beyaz olmayan bir çamaşırı üzerinde taşımak istemez. Bunu bir mandal nasıl ifade eder diye düşündüğümüzde fikrin söylemi kendiliğinden ortaya çıkıyor zaten...

"Giden işler rakiplerini zorlayacak nitelikte"

Finalde basının gücünden en iyi şekilde yararlanmaya çalışan "temiz" işler vardı. Bu sene niteliğin açık bir şekilde yükseldiğini gördük... Milliyet'in yarışması çok olumlu. Böylece "Yarışmaya katılmak için uğraşacağım" gibi şeyler ortadan kalkıyor. Bizden bir üyenin Cannes jürisinde yer alması da çok güzel. Bunun bize getirdiği deneyim, bilgi de sektöre yayılıyor. Ne kadar çok iş gönderirsek o kadar çok ödül alacağımızı biliyoruz artık... Bu sene seçilen işlerin kategorilerinde rakiplerini zorlayacağını düşünüyorum. Ben ödül bekliyorum.