22.04.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:
fturkmenoglu@milliyet.com.tr Yıllar boyunca "İzmir'in sayfiyesi" olan Çeşme'de ne kadar çok şey değişti... Hep İzmir yanar, Çeşme eserdi. İzmirliler yazlıklara hücum eder, otelleri doldururdu. Babalar işlerine gidip gelir, anneler ve çocuklar denizin tadını çıkarırdı. Plajda midye dolması yenir, uzun akşam yemekleri gecelere bağlanırdı... Çeşme, Ege'nin en batı ucunda. Eski adı Kyssus. Bizans'ın egemenliği altındayken, Aydınoğulları Beyliği ele geçirmiş. O dönemde deniz üssü olmuş. Osmanlı idaresinde de deniz üssü konumunu korumuş.1770 Osmanlı-Rus Savaşı'nda, Cezayirli Hasan Paşa komutasındaki Osmanlı donanması, bozguna uğrayıp Çeşme açıklarında yakılmış. Bugün hâlâ sualtı arkeologları, Çeşme Koyu'ndaki batık savaş gemilerini araştırıyor. Ege bölgesinin en batı ucu Ilıca'da kalıyoruz bu kez. Sabahın en erken saatlerinde uyandık. "Haydi" dedim, kahvaltı edip yola koyulduk.Kimseler yokken Çeşme çarşısına vardık. Dükkan kepenkleri yeni yeni kalkıyor. Herkeste bir "Günaydın". Kızım yüzük ısmarlamıştı. Kapısını açan dükkan sahibi, "Bi şifte at yere" dedi. "Siftah benden, bereket yukarıdan" dedim. Gülüştük. Her zaman yaptığımız gibi, gene Cezayirli Hasan Paşa'nın aslanlı heykelini inceledik; sonra yine Sahil Cafe'de oturduk. Sadece ilk turistler var bu saatte, çoğu Alman. Göz ucuyla selamlaşıp yan dükkana yeni gelen gazetelerin iplerinden çözülüp dizilmesini izledik hep birlikte. Koylara gideceğiz, sakız reçelleri alacağız falan ama kalkamadık bir türlü işte. Öylece Çeşme Meydanı'nı izledik. Görgüsüzlük piyasaya çıkmamışken, arabalardan müzikler dışarı yayılmazken, sadece keşfetmek için ilk birkaç turist gelmişken burada olmak ne güzel... Hayat gene basit ve sadeyken, Çeşme ne güzel. Bu mevsimde çok güzel Yeni otobanla İzmir'e sadece 40 km. uzaklıkta. Havaalanından ulaşmak bir saati bile bulmuyor. Arabayla gimek, civarda gezmek için avantaj. Ama toplu taşıma da gayet iyi. Nasıl gidilir? Çeşme Kalesi'ni mutlaka ziyaret edin, en tepesine kadar çıkın. Harika olduğundan değil, başkaca ziyaret edecek pek bir şey yok. Kale, II. Bayezid zamanında yaptırılmış. İçinde Arkeoloji Müzesi de var. Koyların ve plajların hepsi çok güzel. Hele "Hafta sonu Çeşme'deydik" demek için orada bulunan boş ve hoş çıtırlar yokken daha da güzel. Müzikler çalmazken, cahil kahkahalar çınlamazken, insanın oturup en baştan felsefe tahsil edesi geliyor. Eryhthrai Antik Kenti'ni ziyaret etmenizi öneririm. Eski İzmir-Çeşme karayolu üzerinde, Ilıca'ya 20 km. mesafede. Ildırı köyünün sırtlarında yer alıyor. Kent adını, kırmızı anlamına gelen "erythrus"tan alıyor. Ilıca, Çeşme merkeze 10 km. uzaklıkta. Plajı çok güzel. Şifalı sularıyla ünlü. Maalesef kaplıcaları kullanmanın yolu lüks otellerden geçiyor. Fiyatlar çok da uçuk değil, kaplıca suyunun her derde deva olduğu söyleniyor. Acayip güzel yürünüyor. Ilıca-Çeşme, hatta Çeşme-Alaçatı arasında yürüyün. Pişman olmayacaksınız. Çeşme'den Sakız'a geçmek mümkün. Schengen vizeli pasaportunuz yanınızdaysa, ne kadar kolaylıkla gittiğinize siz de şaşıracaksınız. Ada turları ve mini bir mavi yolculuk hiç fena olmaz. Bu mevsimde tanıdık bir kaptan bulup organize etmek gerekiyor. Gitmişken Eşek Adası'nı görmek lazım. Ne yapılır? Ben bu sefer Sheraton Çeşme'de kaldım. 29 Nisan-4 Mayıs arasında, kişi başı 145 YTL olan kampanyaları var. 23 Nisan'a kadar da 125 YTL. Bu fiyata sabah ve akşam yemekleri, masaj dışında spa ve KDV dahil. Üstelik kampanyada bir de "Beş gece kal üç gece öde" bölümü var ki, vakti olanlar için çok iyi bir fırsat. Otelin Botanica Thermal Spa'sı tamamen yenilenmiş. Termal havuzu, ısıtılmış deniz suyu havuzu, kar çeşmesi, masaj ve bakım üniteleriyle oldukça iddialı bir hale gelmiş. Bir ruh ve beden arınması yaşanabilir. Bir de otelin yemeklerine bayıldım. Sabah kahvaltısında keçiboynuzu ve taze otlar bile vardı. Nerede kalınır? Sabahları Kumrucu Hüseyin'de katmer. Nasılsa bolca yürüyüş ve yüzme var, yenir artık. Boyoz ve kumruya "dur" demek ne kadar zormuş... Bir nevi poğaça olan "boyoz", sadece İzmir ve yöresinde yapılıyor. Hamur işi sevenlere şiddetle önerilir... Dalyanköy'de balık yemeden dönmeyin, gezi eksik kalmasın... Ilıca'da, Sheraton'un hemen yakınında bir Dost Pide var ki, aman Allah, yıkılıyor! Pidelerin her biri başka türlü güzel. Enginarı da çok güzel yapıyor... Çarşıdaki Rumeli Pastanesi'ni unutmamak lazım. Sakızlı dondurma ve sakız reçelinin yanında, her şeyi çok lezzetli. Ne yenir?