23.03.2008 - 01:00 | Son Güncellenme:
ELİF BERKÖZ ÜNYAY
Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi’nin içinde yer alan sanat galerisi kapılarını antik tıp aletleri sergisi ile açıyor. Tunç Devri ve Roma dönemine ait aletlerin bulunacağı sergi “Tanrısal Gücün Elçileri: Antik Çağda Tıp Aletleri” adını taşıyor. Galeri 29 Mart-30 Mayıs arasında 200’ün üstünde alete ev sahipliği yapacak.
Tıpta kullanılan araçlardan ve kişisel bakım malzelerinden oluşan sergide ilaç ölçekleri, kulak sondaları, merhem sürücüler, bakım setleri, cerrahi aletler ve iğneler var.
Sergideki tüm aletleri Amerikan Hastanesi doktorlarından Prof. Dr. Erdoğan Yalav toplamış. “Tanrısal Gücün Elçileri: Antik Çağda Tıp Aletleri” 50 yılın birikimiyle ortaya çıkmış.
Göğüs ve kalp-damar cerrahı Yalav ile tıp tarihine ışık tutan koleksiyonu hakkında konuştuk.
Bu tarihi tıp aletleri sizin elinize nasıl geçti? Koleksiyon yapmaya ne zaman başladınız?
1950’lerde Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde asistanken köylü hastama “Ne iş yapıyorsun?” diye sordum. “Gavur mezarı kazarım. Mezarlardan çıkan antikaları satarım” cevabını verdi.
İlgimi çektiğini görünce bana mezardan çıkardığı bir kaşığı hediye etti. “Bu ölçü kaşığıdır. Roma devrinden kalmadır. Hekimler kullanırmış” dedi. Ben de ondan bana başka hekim aletleri getirmesini istedim. Köylülere benim ilgindiğim konuyu anlatınca tüm mezar kazıcıları seferber oldu. Ha bire hastaneye gelip bana hekim aletleri satmaya başladılar.
“İngiltere’de müzeye gidip bilgi topladım”
Koleksiyonunuzda yer alan antikaların ne işe yaradığını ve hangi döneme ait olduğunu öğrenmek için bir araştırma yaptınız mı?
Müzelere gittim. Roma Devri’ne, erken Tunç Devri’ne ait olduğunu söylediler. Ama hangi amaçla kullanıldığı konusunda bilgi veremediler.
Köylü müzelerden önce fark etmiş aletlerin kullanım alanını!
Türkiye’de benden önce kimse eski tıp aletleri koleksiyonculuğu konusuna uyanmadı. Bu işi ben başlattım. Ama bunun şerefini ben değil, bana “Bu tıp aletidir” diyen köylü taşıyor. Müzenin dahi haberi yoktu aletlerin kullanım alanından.
Türkiye’deki müzelerden tatmin edici bir bilgi alamayınca ne yaptınız?
Ankara’da asistanken aletlerin ne işe yaradığını anlamak için doktor arkadaşlarıma gösterdim. “Arkadaşlar bu aletler binlerce yıllık. Haydi siz de binlerce yıl öncesinin doktoru olun. Bu aletleri nasıl kullanırdınız?” dedim. Göz doktoru, kulak doktoru, diş doktoru ve ürolog hangi amaç için işe yaradıklarını tahmin etmeye çalıştılar.
Elinizde hiçbir kaynak yokken yanılıp yanılmadıklarını nasıl anladınız?
Tıp tahsilim için İngiltere’ye giderken yanıma koleksiyonumdaki parçaların fotoğraflarını aldım. Oradaki müze yetkilisi tek tek benim aletlerimin benzerlerini gösterdi bana. Bunların köylünün söylediği gibi tıp aletleri olduğunu anlattı.
Bana bunlar hakkındaki bilgileri içeren bir kitap verdi. Onun verdiği bilgilere ve kitaba göre arkadaşlarımın yaptığı tahminler doğruydu. Böylece İngiltere’den dönerken tıpla birlikte eski tıp aletleri konusunda da öğrenim görmüş oldum.
“Satın alamadıklarımı okşayıp geri verirdim”
İngiltere’den döndükten sonra koleksiyonunuzu genişletmeye devam ettiniz mi?
Evet. Bu aletlerin sayısını ve çeşidini artırmaya karar verdim. Bütçem elverdiğince tabi... Ancak bir baktım ki uyanık Amerikalılar bu tarihi tıp aletlerini çok önceden keşfetmiş ve piyasa fiyatını yükseltmiş. Bu yüzden satın alamadığım çok alet oldu. Ama satıcılar benim hastalığımı biliyordu. “Doktor bey alın, bir-iki gün sonra geri getirirsiniz” diyorlardı. Ben de onları evde sevip okşuyor sonra geri veriyordum.
“Roma döneminde kanserli bölgeyi dağlıyorlardı”
Koleksiyonunuz Roma dönemi ağırlıklı. O dönemde hangi hastalıklar görülüyordu?
O yıllarda Roma pislikten geçilmiyordu. Bu yüzden cilt hastalıkları ve cinsel hastalıklar görülüyordu. Yaşlılığa ait hastalıklar çok azdı çünkü ortalama ömür süresi 37’ydi. Prostat mrostat derdi yoktu yani. Yapılan ameliyatlara gelince... Apse açmak, idrar boşaltmak, kulaktaki yaraları temizlemek, su toplayan akciğerin suyunu boşaltmak, dışarıdaki urları tedavi etmek... Kanamalı hastaları ve meme kanserini tedavi ederken koter dediğimiz aleti ateşte ısıtıyorlardı. Kanserli bölgeyi dağlıyorlardı. O dönemde kullanılan bir laf vardır: “İlacın iyi etmediğini bıçak, bıçağın iyi etmediğini ateş iyi eder.”
Sergideki en eski alet hangisi?
MÖ 10000 yılından kalma, kafatasını kırmaya yarayan alet.