Pazar"Eğer kadına benzemiyorlarsa kadın olmasınlar"

"Eğer kadına benzemiyorlarsa kadın olmasınlar"

11.06.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Kadın olmak üzere ameliyat masasına yatmaya hazırlanan bir transseksüelin hayatını anlatan "Transamerika" filmini beraber izlediğimiz Sisi: "Herkesin kadın olmasına gerek yok. Adana şalvarından pantolon olmaz. Aynaya baktıklarında tamamen kadına benziyorlarsa yapsınlar"

Eğer kadına benzemiyorlarsa kadın olmasınlar

axpaz021.jpg Niyetimiz tüm dünyada çok ses getiren ve cuma günü Türkiye'de de vizyona giren "Transamerika"yı izlemek. Cinsiyet değiştirme ameliyatı geçirmek üzere olan, bu arada bir oğlu olduğu ortaya çıkan ve geçmişiyle yüzleşmesi gereken bir transseksüeli (Bree) konu eden film üzerine Sisi'den daha iyi konuşacak kimi bulabilirdik ki? Sinemaya geç girdiğimiz yetmiyormuş gibi bir de içeride yüksek sesle konuşunca önümüzdeki hanımefendi biraz sinirlendi. Sonra Sisi tatlı dille ona bir şeyler söyledi, mısır ikram etti. Biz de kendimizi biraz toparladık ve sorun çıkmadı. Sinemadan çıktıktan sonra Sisi'nin Şişli'deki ofisine gittik. Girer girmez köpekleri atladılar üzerimize. "Köpeğime de cinsiyet değiştirme ameliyatı yaptırdım ben" dedi Sisi. Bir an boş bulundum, ne bileyim, "Gerçekten mi?" dedim. Uzun uzun güldü. Ve başladık konuşmaya... Geçmişte "travestiler kraliçesi", bugün ise artık "ünlülerin menajeri" diye anılan Seyhan Soylu, namı diğer Sisi ile buluştuk Beyoğlu AFM Sinemaları'nın girişinde. Filme 20 dakika geç kaldık. Sinemada seans başladıktan en fazla 10 dakika sonra alıyorlar içeri. Kavga kıyamet, yalvar yakar girdik sinema salonuna. Çok. Bunlar yaşanmış şeyler, hâlâ da yaşanıyor. Filmi gerçekçi buldunuz mu? Bir kadının, erkeğin veya bir transseksüelin oynaması çok önemli değil. Felicity Huffman iyi oynamış. Mimikleri ve hareketleri çok gerçekçi. Ama bir transseksüel oynasaydı, yaşamış olduğu ruhundaki dalgalanmaları ve medcezirleri ifade edebilirdi. Bir transseksüelin bir kadın oyuncu tarafından canlandırmasına ne diyorsunuz? İnsanın bedeniyle ruhunun derinliklerinde yatan psikoloji çok farklı şeyler. İnsan hissettiği gibi olmalı. Film bunu iyi yansıtmış. İnsanın bedeni bir kostüm. Ona bir sıfat yakıştırmaya, insanları pembe ve mavi olarak adlandırmaya gerek yok. Bunlar geri kalmış ülkelerde yapılır. İnsan hissettiği gibi olurken toplumdaki üçüncü şahısları da rahatsız etmemeli. Cinsellik kostümün yakasının dik durması, düğmelerinin önde olması, cebinin de altta olması gibi bir şey. İnsan burnunu yaptırınca "Bu bana çok yakıştı" diyor. Bacaklarının arasındaki uzvunu yaptırdığında da yakışıp yakışmayacağına, 15 santim içeride mi dışarıda mı olacağına kendi karar vermeli. Bu filmden ne çıkarırsınız? "Dişlerinizi kestirdikten sonra geri dönemezsiniz" İnsan dişlerini kestirdikten sonra tekrar eski dişlerine dönemez. Bir daha da dönmeye gerek yok. Bu ameliyatı geçirdikten sonra da dönmesine gerek yok ama dönebilir de. O kadar basit bir şeyi tartışıyoruz ki yıllardır. Cinsellik bir kostüm. Bir gün pardösü giyebilir, ertesi gün onu paltoya dönüştürmek isteyebilirim; sıkılırsam da ceket, sonra da yelek yapabilirim. Filmde transseksüel olan Bree'nin annesi onun şimdiye kadar hep kararsız olduğunu ve cinsiyet değiştirme ameliyatı olduktan sonra pişman olabileceğini söylüyor. Pişman olunabilir mi sizce? Bir transseksüel ameliyat olmadan önce, topluma kadın kılığında bir erkek olarak görünür. Ameliyat olduktan sonra onunla beraber olan insan da zaten onu kadın gibi gördüğü için beraber oluyordur. Vücudunda erkeksi bir şey görmediği için, onunlayken bir kadınla birlikte oluyor. Filmde kahramanımız hoşlandığı adama gerçeği söyleseydi adam onu kabul etmeyebilirdi ve kadın üzülürdü. Bir transseksüele erkeklerin yaklaşımı cinsiyet değiştirme ameliyatı olmadan önce nasıldır, kadın olduktan sonra nasıldır? Ben hiç böyle bir şey yaşamadım. İnsanların beni nasıl gördüğü çok önemli değildi. Ben hayattan istediğim her şeyi aldım. Alamayacağım tek şey çocuktu. Bu yüzden ameliyat olmadan önce spermlerimi yurtdışındaki bir sperm bankasına koydum. Niyetim 40 yaşından sonra çocuk sahibi olmaktı. Birkaç yıl sonra kendi çocuğumu kucağıma almak istiyorum. Anne olmak sadece doğurganlık değildir, şefkattir, evladına sahip çıkmaktır. Ben de kendi spermimden olan bir çocuğu kucağıma almak istiyorum. Onu benim kanımdan, bana ait, benim yavrum olarak dünyaya getireceğim. Bir çocuğun annesi veya babası önemli değil. Ona sahip çıkacak, ona her duyguyu verebilecek bir insan önemli. Siz benzer bir durumda kaldınız mı? "Makyaj yapınca güzel olunur, kadın olunmaz" Sokaktaki transseksüellerin fuhuş yapmalarına "Tu kaka" yapmıyorum. Dünyanın en ağır mesleğini yapıyorlar. Toplum transseksüelleri yeni yeni kabullenmeye başladı. 10 yıl sonra bir transseksüeli tezgahtar, sekreter, kameraman ve gazeteci olarak görebileceğiz. Bu bir geçiş. Ama transseksüeller de biraz toplumdan kopmadan yaşamalı. Daha sevecen olup agresif kişiliklerinden uzaklaşmalılar. Biraz daha mücadele etseler başka sektörlerde de başarılı olacaklar. Ben ocakta bir televizyon kanalı açıyorum. Birçok transseksüeli ve eşcinseli çalıştıracağım yanımda. Onları sunucu, spiker yapacağım. Bu bir gay televizyonu olmayacak ama 20-30 kişiye kucak açmak, sokaklarda hayatını idame ettiren insanlara sahip çıkmak istiyorum. Filmde Bree'nin işi telefonda satış yapmak. Transseksüellerin iş bulma dertleri var bir de, değil mi? "Kadın gibi konuşmak çok yapmacık geliyor" Ben hiç kadın gibi konuşmaya çalışmadım. Bu bana çok yapmacık geliyor. Biraz böyle bitirimvari konuşmayı seviyorum. Zaten ses tonum da hünsa (er dişi); kadın gibi konuşsam da olmaz, erkek gibi konuşsam da. Beni baz almamak lazım. Ben topluma kendimi kabul ettirdim. Bülent Ersoy'la bana cinsel kimlik olarak bakmıyorlar. Film Bree'nin ses egzersizleriyle başlıyor. Bu ameliyata hazırlık aşamasının bir parçası mı? Epilasyon yaptırmalı. Hep makyaj yapılması da yanlış. Makyaj yapınca güzel olunur, kadın olunmaz. Okan Bayülgen Şelale hanım tiplemesini yaptığında kadın mı oluyor? Suratına bir parça su değdiğinde kadınlık gitti o zaman! Bir transseksüel nasıl bakım yapar? - Anne ameliyat oldum. - Yıktın beni! Annem aynen Bree'nin annesi gibi çok üzüldü. Londra'dan anneme telefon açtım ve "Anneciğim ben ameliyat oldum" dedim, "Yıktın beni" dedi. "Anne, bende ne şey varmış ki seni bile ayakta tutuyormuş." Sonra onunla gülüştük. "Anne, kızacak bir şey yok. Aslında yeni yapılanma oldu. Temelini attık" dedim. Filmde Bree'nin annesi oğlunun ameliyat olacağını öğrenince yıkıldı. Sizin aileniz nasıl tepki verdi? Erkek çocuğuna özlem duyan bir anne olduğundan oğlunu şımartıp fazla üzerine gitmiş ve çocuk dengesizleşmiş. Bree'nin ruhu akıntıya açılmış bir yelkenli gibi. Bir yere savrulmak istedi, istediği limana yaklaştı ve filmin sonunda da limana demir attı. Anne ise oğlunun nereye demir atmak istediğiyle ilgilenmiyor, kendi istediği limana demir atmasını talep ediyor. Annenin derdi kendi egosunu tatmin etmek. Bunu oğlunda yapamayınca torununda egosunu tatmin etmeye çalışıyor. Erkek çocuğun üzerine fazla gitmemek, onu rahat bırakmak gerek. Çocuk hangi psikolojideyse anne onun yanında olmalı. Zaten genlerinde varsa bunu engelleme şansı yok. O zaman o çocuk askere gidip gelmiş, bıyıklı bir eşcinsel olarak yaşamını sürdürecek. Zorlamayla insan belki bedenini şekillendirebilir ama ruhunu değil. Bu, Atlantis'in ötesindeki yaşama benziyor. Bizim ulaşamayacağımız başka yerlerde yaşamlar varsa, o yaşantının içinde hiçbir şey hissetmemek demek. Bree'nin annesiyle ilişkisi hakkında ne düşünüyorsunuz? "Hiç kadın gibi görünmek için mücadele etmedim" Hayatımda hiç kadın gibi görünmek için mücadele etmedim. Transseksüellere bu anlamda çok kızıyorum. Ben lezbiyen gibi hareket ediyorum. Beni insanlar transseksüel ya da travesti zannetmiyorlar. Çok rahat hareket ettiğim için yurtdışında falan "Lezbiyen misiniz?" diye soruyorlar. Kadın olmak için kadınsı hareket etmeye, abartılı bir kadın olmaya gerek yok. Zaten ruhunun doğrultusunda hareket ettiğinde, yeni kazanılacak bedende hareketleri şekillenecektir. Transseksüellerin kadın gibi görünmeye çalışırken en çok zorlandığı konu nedir? Vardı. 13 yaşında hormon almaya başladım. Zaten kadın hormonlarım ağır basıyordu. Hiç tüyüm çıkmadı. Ağda hâlâ yaptırmam. Bir insan eşcinsel olabilir ama fiziksel olarak tamamen benzemiyorsa cinsel tercihini kadın olarak kullanmasına da karşıyım. Sizdeki değişim nasıl oldu? Delikanlılık çağınızda göğüsleriniz yoktu herhalde. Son nefesine kadar savaşacaksa kadın olmasına da gerek yok. Çünkü onun ne olduğunu bilerek onunla beraber olunuyor. Bu şuna benziyor: Ayağında Adana şalvarı var, onu pantolon yapmaya çalışıyorsun. Olmaz! Herkesin kadın olmasına gerek yok. Aynanın karşısına geçtiğinde, tamamen kadına benzediği zaman cinsel tercihini bu yönde yapmalı. İnce belli falan mı olmalı? Vücudunda tüy olmamalı. Hormonlarının tenine, beline, kalçasına, kavislerine yansıması lazım. Bunun belirtileri nedir? Psikolojik olarak zaten hazırdır. Olmasa böyle bir değişime girmez. O evrelerin tümünü geçirmesi lazım. Bu evreleri geçirmeden, göğüsleri, epilasyonu tamamlanmadan kadın olanları görüyorum. Yanlış hareket ediyorlar. Değişimi yavaş yavaş, soluya soluya yapmalılar. Psikolojik olarak da... Benim evli, muhafazakar giyinen, işi gücü olan çok arkadaşım var. Çevrelerindeki insanlar onların ne olduğunu bilmiyor. Bu sevgi ve aşkla ilgili. Filmde Bree de aşık olmak istiyor. Bree çok muhafazakar bir transseksüel portresi çiziyor. Transseksüellik ve muhafazakarlık temelden birbiriyle örtüşmeyen şeyler değil mi?

EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler