Pazar En seksi çağda romantizm kasıp kavuruyor

En seksi çağda romantizm kasıp kavuruyor

15.07.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

En seksi çağda romantizm kasıp kavuruyor

En seksi çağda romantizm  kasıp kavuruyor





• İslamcı entelektüel erkeklere özgü bir medeni hal trendi
• Karadeniz’de desentralize eğlencenin sonu mu geldi?
• İstanbul gecelerinde sürek avı: İlhan Mansız’ı ilk kim yutacak?

Modern hayatlarımızda seksle aşkı birbirinden kopardık koparalı sevişmek bir fikstür, skor, çetele oyununa dönüştü. Bedenlerimiz, "sermayenin serbest dolaşımı" ya da "bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler" gibi çağdaş ilkelere göre hareket ederken, aşk da romantik bir sanatoryuma kapatıldı. Ama bir türlü ziyaretine gidemediğimiz bir veremli akraba gibi dilimizden de düşmüyor.
Bu arada romantik edebiyat da aldı başını gidiyor. Selim İleri’nin editörlüğünde Doğan Kitapçılık’tan yeniden yayımlanan Kerime Nadir, Muazzez Tahsin Berkant romanları peynir ekmek gibi satılıyor. Kerime Nadir hanımefendinin "Kalp Yarası", "Hıçkırık", "Gelinlik Kız"ı ve Muazzez Tahsin hanımefendinin "Sonsuz Gece", "Küçük Hanımefendi"sine Ethem İzzet Benice’nin "Yosma"sı eklendi.
"Biri erkek, biri dişi; biri zengin, biri fakir kişi" formülüne, "Biri erkek, biri dişi, biri dindar, biri dinsiz kişi" formülünün denk düştüğü diğer cenahta, İslamcı kesimde de "hidayet romanları" yeniden revaçta. Sevgililerin hem vuslata hem de hidayete erdiği romanlarıyla birkaç kuşağı romantize etmiş olan Ahmet Günbay Yıldız’ın "Çiçekler Susayınca", "Sitem", "Siyah Güller" gibi kitapları İslamcı gençliğin elinden düşmezken, İskender Pala "LM" adında yeni bir yayınevi kuruyor. "LM",
Leyla ile Mecnun’un kısaltılmış hali.
Ahmet Günbay Yıldız bir süre önce "Afedersin Hayat" diye bir kitap yazmış ve İslamcı burjuvalar ve entelektüeller arasında hızla yayılan "mikro harem kurma" ya da "düpedüz kuma getirme" trendini afişe etmişti. Bugün televizyonlarda program yapan, gazetelerde köşe yazan, radyo
yöneten (birçoğunun isimleri bizde mahfuz) birçok ünlü İslamcı adam orta yaş krizindeki erkeklere uygun yaşta genç kızlarla imam nikahı yapmış durumdalar. Laikler modern iktisadın, İslamcılar da modern dinin
ilkelerine göre davranarak aşktan kaçıyor anlayacağınız. Ama bu arada her iki kesim de aşk romanları okuyor.
***
İstanbul, Bahçelievler Belediye Başkanı Saffet Bulut’un gazetecilerle Trabzon yaylalarına yaptığı artık gelenekselleşmiş gezilerden bir tanesi daha geçen hafta sonu gerçekleşti. 30’a yakın gazeteci pazar günü Bulut ve Maçka Belediye Başkanı Ömer Yıldız’ın davetiyle Lişer Yaylası’nda yapılan Soğuksu Şenliği’ne katıldı. Temmuz sıcağında enfes bir serinlik, hormonsuz domatesin kokusu ve her tonda yeşilin arasında gezinen kemençenin yayı... Toprağı titreten horon.
Ama bu güzel şenliğin organizasyonunda bu sene bir hata yapılmıştı. Daha doğrusu şenliğin "organize edilmesi" hataydı. Soğuksu Şenliği’ni şenlik yapan onun dezorganize olması. Yayladaki eğlenceyi eğlence yapan, hatta yaylayı yayla yapan onun merkezsiz, desentralize olması: Yaylaya yayılan bin horon çemberi, bin kemençe, bir kenarda rakı, bir kenarda çay. Ama bu kez yaylaya bir sahne kurulmuş, zoraki bir merkez icat edilmişti. Eğlencenin merkezine de Karadeniz’in Ricky Martin’i Davut Güloğlu alınmıştı. Horon teperken iftiharla ve keyifle kendi bedenlerine, kendi adımlarına bakan Maçka halkı, Güloğlu sahneye çıkınca horon halkalarını bozdu ve sahnenin önüne koşup Güloğlu’na baktı. O zaman da şenlik şenlik olmaktan çıktı.
***
Karadeniz gecelerinde ateşböcekleri yanıp sönerken, İstanbul gecelerinde de Diyojen kadar az örtünmüş kızlar elde fener İlhan Mansız’ı arıyorlar. Manken kızların terminolojisiyle söylersek İlhan’ı ilk kimin "yutacağı"na ilişkin iddiaya tutuşuluyormuş. Hedefe en yakın manken Çağla Şıkel’miş.
Artık Görgün Taner tarafından yönetilen İstanbul Caz Festivali konserleri sırasında harekete geçen bedenleri dansla dindirmek için uygun mekan bulmak, festival klanının konserler sonrasında en temel uğraşı. Lütfü Kırdar Kongre Merkezi’nde, açılan Loft Restoran da konser sonrası partileri için seçilen mekanlardan biri. Geçen çarşamba Miles Davis ve John Coltrane anma konserinin Fatih Erkoç’un çaldığı parti Loft’taydı.
İmam nikahı hiç beklenmediği bir kesimde daha, televole cemaatinde de sık başvurulan bir yöntem olmuş durumda. Hem de yıllardır. Şu aralar Metin Güneş ile Gülben Ergen’in, Cengiz İmren ile Seren Serengil’in imam nikahı kıydıkları konuşuluyor magazin çevrelerinde.