PazarEski şaraplara dikkat!

Eski şaraplara dikkat!

16.02.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Eski şaraplara dikkat!

Eski şaraplara dikkat



Eski şaraplara dikkat


Birkaç hafta önce Tekel’in ünlü Buzbağ şaraplarının altı değişik rekoltesini "dikey" olarak tatma fırsatım oldu. 1994’ten 99’a kadarki Buzbağ’ları, birbirleriyle karşılaştırarak tattım. (Halen piyasada 2001’ler var). Ve 94’ün Buzbağ’ından birkaç kasa saklamadığıma çok hayıflandım. Bu şarap zengin baharat kokularıyla merhaba diyordu insana. Buruna ilkten çörek otunun özellikle fark edildiği kokular çalınırken, giderek bunların yerini erik kurusu, pestil gibi kuru meyveler alıyordu. Damakta da zengin ve diriydi. Tanenleri güçlüydü ama damağı burmuyor, tatlı tatlı okşuyordu. Şarap, kendini içtikçe içiriyordu.
Hoş, 94’te üç kuruşa satılan bu şarapların ne kadar yıllanmaya uygun olduklarını, üstelik Buzbağ’ın giderek kalitesinin düşeceğini ve o şarapların son görkemli Buzbağ’lar olduğunu nereden bilebilirdim? Meğer 1994 Buzbağ’ı, Elazığ’ın Boğazkere ve Öküzgözü üzümlerinden yapılan bu şarabımızın içebileceğimiz son büyük örneğiymiş. Neden mi? Çünkü 95’e kadar ilkel bir imalathanede yapılan Buzbağ için 95’te modern bir "fabrika" devreye girdi, üretim prosesi değişti, kalite azar azar düştü. İlk bakışta tuhaf gelen, "Modern fabrikayla niye kalite düşsün, bilakis yükselmesi gerekirdi" dedirten bu durumun sebebi tabii sadece proses değişikliği değil. 95’le birlikte hem şarabın "marka değeri" fark edilerek üretimi çok artırıldı ve bu yüzden iyi-kötü demeden binlerce ton üzüm alınıp birlikte işlendi, hem de aynı dönemde Doluca gibi büyük özel sektör şarap üreticileri de bölgeden üzüm almaya ve en iyilerini yüksek fiyatla seçmeye başladılar. Böylece Tekel’in iyi üzüm alma şansı da azaldı.
Tabii konumuz Buzbağ değil. Buzbağ vesilesiyle söylemek istediğim, şaraba ilgi artıyor gibi gözükürken, aslında şarap -hele de eski şarap- kültürümüzün ne kadar cılız olduğu. Türkiye şarap kültürünün geliştiği bir ülke olsaydı, 94 rekoltesi Buzbağ’dan birkaç kasa saklamış olmak, bunların müzayedelerde kapışılmasına yol açardı ve şarapları elden çıkarana hiç değilse küçük bir otomobil parası kazandırırdı!

Eskiye rağbet yok...
Bu satırları yazmama, dokuz yıl önce yapılmış Buzbağ’ın bir şişesinden aldığım hazzın yanı sıra 23 Ocak akşamı gördüğüm manzaranın hüznü de yol açtı. O akşam, Pera Palas Oteli’nin salonunda ilginç bir müzayede vardı. Librairie de Pera müzayede evi, "Yeme-İçme Kültürü" müzayedelerinin ikincisini düzenlemişti ve hiçbir yerde kolay kolay ele geçmeyecek son derece nadir Türk şarapları da artırmadaydı. Ama ne oldu biliyor musunuz? Tıpkı 94 rekoltesi "son büyük Buzbağ" gibi tarihi değere sahip Kavaklıdere Kalecik Karası’nın ilk rekoltesi 89’u, yine Kalecik Karası’nın bulunması çok zor olan en iyi rekoltelerinden 95’i, Kavaklıdere’nin çok uzun yıllar yıllanma kapasitesine sahip ve ilginç şişelerdeki 1970 Tatlı-Sert’leri... Birkaç eski şarap hariç, bu saydıklarımın hiçbiri, fiyatları da uygun olduğu halde alıcı bulmadı! Sadece şaraplar mı, bir zamanlar dünyada efsane olan Tekel’in dövme bakır görünümlü şişedeki "Türk kahvesi likörü" Paşa da az daha satılmıyordu. 50 milyon lira gibi gülünç bir fiyatla artırmaya konulan tamamı dolu ve şişesi açılmamış bu likör, son anda benim bayrak kaldırmamla ani bir yarışa sahne oldu ve birkaç dakika önce kimse yüzüne bakmazken 225 milyon liraya satıldı. Elimde bayrağı görenler "Bu adam anlıyor, bunda bir iş vardır" demiş olsalar gerek...
Çok az ve zor bulunabilen yıllanmış şaraplarımıza karşı bu ilgisizlik, umarım şarapseverlerin bunlara yüz çevirip güncel şaraplarla çok ilgilenmelerinden değil, müzayedenin iyi duyurulamamış ve şarapların iyi sunulamamış bulunmalarındandır. Yoksa bir şişe "cilalı imajlı" genç Türk şarabına verilecek fiyata 10-15 yıllık ve hâlâ büyük zevkle içilebilecek durumda olan eski şaraplarımızın ilgi görmemesini, yorumlayamıyorum doğrusu...
Tabii şarapseverlere de fazla yüklenmemek lazım. Bugün çok iyi yıllandıklarını, olgunluklarının zirvesine çıktıklarını gördüğümüz ve övgüyü esirgemediğimiz şaraplarımızın üreticileri, yıllanmış şarap kültürü oluşturmak için ne yaptılar ki? Hangilerinin kavında ne kadar eski şarap saklanıyor? Hangi özel ortamlarda bunlar ikram edilerek meraklıların keşfetmesi sağlanıyor? Hangi tanıtımlar yapılıyor, hangi dokümanlar hazırlanıyor? Hangi lokantalar eski şarap kavı oluşturmaya teşvik ediliyor? Koca bir sıfır...
O yüzden, yıllanmış şarap kültürü konusunda yazılacak çok şey birikmiş gözüküyor. Şarap nasıl yıllanır? Hangi şaraplar, ne kadar eskitilebilir? Aramaya değer eski şaraplarımız, bugün satın alınıp yıllanmaya yatıracaklarımız hangileri? Onlar da, gelecek haftaya...