PazarGitarın sessiz virtüözü

Gitarın sessiz virtüözü

25.09.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

Sibel Can'dan Sezen Aksu'ya kadar birçok ünlü isme beste veren Bülent Özdemir şimdi kendi albümümün hazırlıkları içinde

Gitarın sessiz virtüözü

Türkiye'ye her yaz tatiline gittiğimde onu bir kez dinlerim. Tek başına bir orkestra eşliğinde çalıyormuş gibi sahneyi ve kulakları doldurur. İzmirli müzisyen Bülent Özdemir'in (uzman olmadığım için anlatılmadığı sürece bilemedim ama) gitarı ters çalması ve enstrümanına hakimiyeti sayesinde, aynı anda ritim, bas, solo, davul ve şarkı duymanız mümkün oluyor. Müziğe çocuk denecek yaşta davul çalarak başlamış olsa da en büyük tutkusuydu gitar çalmak. Arkadaşlarıyla birlikte kurdukları Çılgınlar grubunun gitarcısına ait gitarın tellerini değiştirip çalışıyordu geceleri. Baktı ki her gece tel değiştirmek kolay değil, bu kez kalın teller aşağıda olmak üzere gitarı ters çevirerek çalışıp geliştirdi kendini. Ona ait bir tarz olarak bilinen bu çalma biçimi, ilginçlik arayışının değil, solak oluşunun bir sonucuydu. Onu özel kılanın, solak olup da sağ elini kullanan biri için tasarlanmış gitarla müzik yapması olduğu söyleniyor. Özdemir'in Türkiye'de ciddi bir dinleyici kitlesi var, bestelerini milyonlarca kişi dinliyor ama çoğu onu tanımıyor bile (Laf aramızda, İngiltere'de olsaydı çoktan keşfedilmişti).Kimine göre Türkiye'nin Carlos Santana'sı o. Türkiye'de Türk popunu yeniden sevdiren, zor beğenenlere bile keyifle dinleten bir besteci, gitar virtüözü. Sezen Aksu'nun "Deli Kızın Türküsü", "Kınalı Kuzum", Aşkın Nur Yengi'nin "Siyah Beyaz", "Uslandım Artık" ve Sibel Can'ın "Lale Devri" gibi şarkılarının bestecisi. Dünyada bas telleri aşağıda olmak üzere gitar çalan birkaç müzisyenden biri oluşu bile bir haber konusuyken magazin basınının gidip bulamadığı biri olmaktan hiç yakınmıyor. "Herkes tanısa bu kadar rahat yaşayabilir miydim?" diye sorması boşuna değil. Çünkü o, çok bilinen kalabalıklara karışmadan müzik yapabilmenin biraz geride kalmakla mümkün olabileceğine inanıyor.Herhalde haklı çünkü bu "geride kalış"ın ona uluslararası planda müzik yapabilme fırsatı verdiği de bir gerçek. (ABD'de, Almanya'da caz rock konserleriyle bir hayli beğenilmiş olması, sadece müziğiyle uğraşmasına olanak sağlayan bu "sessizlik"le gerçekleşebilirdi.) Dünyada onun gibisi sayılı Engin müzik bilgisi ve geniş yelpazesine rağmen Türk pop müziği çalmayı inatla sürdürüyor. Akrep Nalan'la, Yıldız Tilbe'yle Türk pop müziğini yeniden dinletmeye başladıklarını söyleyişi, bu tür müziğe ne kadar gönül verdiğinin göstergesi. Yıllarca küçümsenen Türk pop müziğinde ciddi ürünlerin çıkabileceğini kanıtlama gibi zorlu bir mücadelesi var Özdemir'in. Yaşadığı -belki de kimilerine önemsiz gelecek- çok küçük bir olay, ekmek kavgasında, kimsenin canını yakmayan ama yoksulluğa karşı mücadelesinde önemli bir "silah" haline getirdi elindeki gitarı: "Parasız kaldığımda sürekli gittiğim bilardo salonundaki garsonun çayı önüme atar gibi koyuşu çok dokundu bana. Müzik yapıp para kazanmaya o gün karar verdim." "Artık param var, şimdi ideallerimi gerçekleştireceğim" diyor. "Bugüne kadar hep başkaları için çalıştım, şimdi kendi albümümü hazırlayacağım. Ama bunu da beni seven insanlar için yapacağım. Caz, rock ve Türk sanat müziği üzerinde parçalardan oluşan bir albüm."Yakından tanıyanların söylediğine göre yapabilir de bunu. Yakında duyacağız muhtemelen. "Dönülmez Akşamın Ufkundayım"ı caz rock olarak dinlemeye hazırlanın. İdeallerini gerçekleştirecek