26.03.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
GİZEM COŞKUNARDA - gizem.coskunarda@milliyet.com.tr
İnsanlar, sosyal hayatları içerisinde kullandıkları kültürel alışkanlıkları artık sanal ortama da taşıyor. Bu sonucu İzmir Yaşar Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Ayda Sabuncuoğlu’nun Instagram üzerinden yaptığı araştırmadan çıkarıyoruz. Çevrelerinden beğeni/onay almak için fotoğraf paylaşan bireyleri “e-nazar” korkusu sarıyor. Bu korkuyu yaşayan kullanıcılar fotoğraf paylaşmaktan vazgeçmek yerine, paylaşımlarının altına, #masallah, #hanibizemasallah, “birmasallahınızıalırım” gibi etiketler kullanıyor. İşte tam da burada başlayan sosyal çelişkiyi Ayda Sabuncuoğlu’yla konuştuk...
- Instagram kullanıcılarının paylaştıkları fotoğraflardaki gibi bir hayat yaşayıp yaşamadıklarına dair bir araştırma ya da kişisel fikriniz var mı?
Sosyal medya platformları insanlara kimliklerini temsil edebilme olanağı da sağlıyor. Birey yaşamadığı hayatın resmini çok güzel çizebilir sosyal medyada. Araştırmalara göre; bireyler sosyal medya platformları için dijital kimlikler yaratıyor ve belirli bir süre sonra gerçek yaşamdaki kimliği ve ideal olarak kabul ettiği siber kimliği arasında tutarsızlıklar yaşayarak depresif belirtiler gösterebiliyor.
- Takipçilerini kıskandırmak üzere yapılan paylaşımlara ne diyorsunuz?
Sosyal medyada kıskançlık da son dönemlerde üzerinde önemle durulması gereken konulardan. Sosyal psikologlar bunun adını koydular; “Instagram kıskançlığı” (Instagram envy) ya da “yaşam tarzı kıskançlığı” (lifestyle envy). J. Walter Thompson araştırma şirketinin çalışması çok ilginç; insanlar eskiden ünlü olayım, çok zengin olayım gibi büyük hayallere sahipken artık bunların yerini iyi bir aile ve güzel bir hayata sahip olmak ve en önemlisi içinde bulunulan toplumsal sınıfta fark edilir ve statü sahibi olmak almış. Artık diğerlerini kıskanmamız için ünlü ya da çok zengin olmalarına gerek yok. Sadece güzel hayatlara sahip olmaları yeterli. Sosyal medya da bu “kıskanılası güzel hayatların” resmini çizebilmenin en uygun ortamı.
“Gündelik hayat sosyal medyada yaşanıyor”
- Son yaptığınız araştırmada
en çok kullanılan etiketin #masallah olduğu ortaya çıktı. İnsanların hem fotoğraf paylaşıp hem de nazar değmesinden korkmasını nasıl açıklıyorsunuz?
Bunu ben bir çelişki olarak görüyorum. Aslında bu çelişkinin zaman içinde oluştuğunu ve normalleştiğini düşünüyorum. Şöyle ki; nazar inancı toplumsal ve kültürel olarak yaygın bir ürün ve biz gündelik hayatımızda nazardan korunmak için tahtaya vurma, nazar boncuğu simgesini üzerinde taşıma, dua taşıma, kurşun dökme gibi pek çok pratiğe sığınmaktayız. Ayrıca nazara inanıyorsak başkalarının nazarının değeceğini düşündüğümüz durumlarda “maşallah”, “nazar değmesin” vb. sözler ederek de korunma pratiklerini gerçekleştiririz. Gündelik yaşam neredeyse artık sosyal medyada yaşanır hale geldi. Bu durumda birey hem beğeni/onay almak, kıskanılacağını düşündüğü mükemmel anlarını diğerlerine gösterme çabası güdüyor hem de nazar değmesin istiyor. Çelişki burada, nazardan korkuyorsan neden paylaşıyorsun? Aslında cevabı biliyoruz; beğeni almak için.
- #masallah etiketi en çok hangi fotoğrafların altında paylaşılıyor?
Kesinlikle çocukların altında en çok paylaşılıyor. Ayrıca bu etiketler aile, sevgili, hazırlanan sofralar, yeni yıkanmış araba, evcil hayvan, gezilen yerler gibi resimlerde paylaşılıyor. Hatta bireyler kendi selfie’lerinin altına da bu etiketleri koyuyorlar.
- Bazı kullanıcılar, bebeklerinin fotoğraflarını paylaşıp yüzlerini emoji ile kapatıyorlar, hatta hesaplarını kapatanlar bile var...
Daha önce de bahsettiğim gibi çok büyük bir çelişki söz konusu. Bence nazardan korkuyorsa sosyal medya hesabını kapatıyor olması, resim paylaşıp altına “#masallah”, “#bimasallahinizialirim”, “#nazardegmesin” yazmaktan daha mantıklı geliyor bana. En azından çelişmiyor.
Nazara karşı kullanılan etiketler
- #maşallah (#masallah) - 1.5 milyon
- #maşallahbize - 52 bin
- #maşallahsana - 19 bin
- #allahnazarlardankorusun - 10 bin
- #masallahdemeyiunutmayın - 4 bin