Pazarİki durak ara ile şehrin iki yüzü: Cevahir ve Kanyon

İki durak ara ile şehrin iki yüzü: Cevahir ve Kanyon

15.10.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Alışveriş merkezleri Kanyon ile Cevahir, İstanbul'un iki farklı yüzü. Cevahir orta gelir seviyesindeki muhafazakar kitleye hitap ederken Kanyon, Akmerkez'i bile sollayarak "kaymak" tabakayı çekiyor

İki durak ara ile şehrin iki yüzü: Cevahir ve Kanyon

Cevahir Alışveriş Merkezi ile Kanyon Alışveriş Merkezi arasında birkaç kilometrelik bir mesafe var, metroyla gidecek olursanız iki durak fark ediyor. İkisi de şehrin göbeğinde, ikisi de hayli büyük. İkisi de tüm vaatlere rağmen trafiği keşmekeşe sürüklüyor. Ve birbirine bu denli yakın iki alışveriş merkezi İstanbul'un iki ayrı yüzünü ortaya koyuyor.Cevahir orta gelir seviyesindeki muhafazakar bir kesime hitap ederken Kanyon, ünlü markaların mağazaları ile adeta yeni bir Nişantaşı. Tamam, Cevahir'e Arap turistler geliyor, içeride Arapça anonslar da yapılıyor, ramazanda fasıl müziği çalınıyor. Kanyon'da esen hava ise batıdan geliyor. İstanbul'da yaşıyorsanız Cevahir'e ya da Kanyon'a gitmişliğiniz vardır. İhtimal o ki, bu alışveriş merkezlerinden birine sıklıkla uğruyorsanız, diğerini pas geçiyorsunuzdur. Çünkü müşterileri, buraları uğrak yer haline getirenler birbirinden o kadar farklılar. Ramazan Kanyon'a pek uğramamış gibi. Kutlama yazısı yok, süslemeler yok. Kanyon'a sabah ya da iş saatlerinde giderseniz gayet sakin bir hava ile karşılaşırsınız. Hafta sonları ise tıklım tıklımdır. Restoranlar ve sinema çekim merkezi Öğle vakti iki tür insan geliyor Kanyon'a. Birincisi, bir yerlerde oturup kahve muhabbeti yapan sonra da alışverişe çıkan kadınlar. İkincisi işadamları ve işkadınları. Alışveriş arasında dinlenmek isteyenlerin çoğu Kitchenette ve Le Pain Quotidien'e oturuyor. Alışverişten çok yemek sektörü Kanyon'da patlamış durumda. Çalışan kesim civardaki işyerlerinden dışarı adımlarını attıkları an Kanyon'da alıyorlar soluğu. En çok Num Num ve Wagamama'da yiyip içiyor, Starbucks'tan kahvelerini alıp işyerlerine dönüyorlar. Ve Kanyon da med-cezir misali aniden boşalıyor.Akşamüstü aynı ritüel tekrarlanıyor. İş çıkışı gelenler önce yemeklerini yiyor, sonra sinemaya geçiyor. Sinemaların açılması da Kanyon için avantajlı bir durum oldu. Öncesinde daha sakin bir yerken şimdi artık özellikle hafta sonları çekim merkezi haline geldi. Eskiden Akmerkez'e giden gençler da artık hafta sonları Kanyon'da buluşuyor. Kadınlar tuvaletine girecek olursanız kızların cümbür cemaat orada süslendiklerini göreceksiniz. Restoranlar çok iş yapıyor Hafta içi öğlenleri Kanyon'a uğrayan erkek müşterilerin hemen hepsi takım elbiseli, kadınlar tayyörlü ya da şık giyimli. Müşterilerin çoğu ya baştan aşağı marka giyinenler ya da bariz bir marka kokusu almasanız da kıyafetiyle stil sahibi olduğunu açıkça yansıtanlar.Kanyon'un 37 bin metrekarelik çarşı alanında 160 mağaza var. Aylardır en büyük mağaza alanına sahip olan Harvey Nichols'ın (8 bin metrekare), namı diğer Harvey Nichs'in ise açılması dört gözle bekleniyordu. Ve işte bu hafta sonu açılıyor. Buranın lokomotifi olacağı söylenen mağaza Kanyon'a iyice varlıklı bir tabakayı çekecektir. Kanyon'daki dokuz sinema salonu 600 kişi alıyor. Alt katındaki meydanda performanslar ve sokak gösterileri gerçekleştiriliyor. Çoğunluk takım elbiseli Kanyon Türkleri, aralarında lüks dondurma markası Haagen-Dazs, gömlekleriyle tanınan Thomas Pink, ayakkabı markaları Bally ve Cesare Paciotti, çantalarıyla ünlü Furla ve Mandarina Duck olmak üzere 40 yeni dünya markasıyla tanıştırdı.Kanyon'daki mağazaların metrekare fiyatı 100-200 dolar arasında değişiyor. 40 yeni marka getirdi Kanyon'a giderken aklınızda bir marka olması gerek çünkü burası aradığınız her şeyi bulabileceğiniz bir yer değil. Örneğin, "Kendime bir Paciotti alacağım bugün" diye evden çıkmalısınız. Aksi takdirde eliniz boş dönebilirsiniz. Kanyon biraz Nişantaşı, biraz dev bir butik havasında. Mağazaları ise Nişantaşı'ndaki Louis Vuitton gibi sakin. İçeride genellikle bir siz varsınız ve gözler üzerinizde. Aradığınız her şey yok Tüm sözlere rağmen trafiği olduğundan daha kötü hale sürükleyen Kanyon'un otoparkı ücretsizdi. Ama artık ücretli olacak. Otopark ücretli oluyor 200 milyon dolara mal olan Kanyon, 30 Mayıs'ta açıldığında ilginç mimarisiyle övgü almasına rağmen bu mimari kötü havalarda sorun yaşatıyor. Hatta geçenlerde, yağmurlu bir günde burayı su bastı. Yazın bile değil serinlemek, adeta üşüdüğünüz bina "Kışın neye benzeyecek?" diye konuşuluyor. 200 bin avroya mal olan alttan ve üstten ısıtma sistemleriyle herhangi bir sorun yaşanmayacağı söylense de insan şüphe duymadan edemiyor. Kötü havada "uçuyor" Ramazan ayında Cevahir'e uğrayacak olursanız, kapıdan girer girmez en üst katın balkonundaki çini motifleriyle süslü 15 metrelik "Hoşgeldin Ya Şehr-i Ramazan" yazısı gözünüze tam anlamıyla "çarpacak". Bu yazının Türkçesi "Hoşgeldin Ramazan ayı". İçeride arada bir "Avrupa'nın en ünlü, Türkiye'nin önde gelen alışveriş merkezi Cevahir'e hoş geldiniz" türünde anonslar yapılıyor. Önce Türkçe, sonra İngilizce ve en son da Arapça... Mimarisinden dolayı Cevahir hakkında açıldığı günden beri "Şişli'nin ortasında koca bir türbe" gibi sözler ediliyor, şimdi de 750 milyon dolara Arap yatırımcılara satılacağı konuşuluyor ama ortada henüz kesin bir anlaşma yok. Cevahir yürü yürü bitmiyor Hafta sonları burada gruplar halinde dolaşan Araplara rastlanıyor. Bu gruplar daha çok kadın ve çocuklardan oluşuyor. En çok Zara ve Oysho'ya uğruyorlar. Bershka mağazası başka bir yerde olmadığı için Cevahir'de iş yapan mağazalardan ve normalde Cevahir'e uğramayan gençler de sırf bu mağazadan alışveriş yapmak için buraya geliyor. Koçtaş'ın da buraya müşteri çektiği söylenebilir.Burada daha çok kuru bir kalabalık hakim. Mağazalar kan ağlıyor dersek yeridir. Bir çay içecek parası olan da buraya geliyor, food court'ta çayını içiyor ve Cevahir'de saatlerini geçirebiliyor. Her kesimden insan geliyor buraya ama özellikle hafta içinde emekliler ve öğrenciler dikkat çekiyor. Müşteriler ağırlıklı olarak orta gelir seviyesinde. Cevahir'in bizzat holding patronu İbrahim Cevahir'in yeğeni Ayşe Cevahir tarafından tasarlanan mimarisi ne dışarıdan ne de içeriden bakıldığında gerçekten de pek etkileyici değil. İşi bilen mimarlar Cevahir Alışveriş Merkezi'ni "İstanbul'un en çirkin binası" ilan ettiler. 356 bin metrekarelik bir alan üzerine inşa edilen bina "Dünyanın en büyük ikinci alışveriş merkezi" olarak lanse edilse de sonradan bunun asılsız olduğu anlaşıldı. İkinci sırada Kanada'daki West Endmonton Mall bulunuyor. Meğer Cevahir dokuzuncu sıradaymış. Zaten şehrin göbeğinde dünyanın en büyük alışveriş merkezlerinden biri olmakla övünmek de pek doğru olmasa gerek. Ne Avrupa ne de Amerika'da şehrin trafiğinin en yoğun olduğu bölgelerde böylesine büyük bir alışveriş merkezine rastlıyorsunuz. İnsanlar trafik yüzünden çıldırma noktasına gelmişken herhalde istedikleri son şey yeni bir alışveriş merkezi. Arap turistler geliyor Yapımına 1997'de başlanan ve 250 milyon dolara mal olan binada 320 mağaza ve 34 fast food alanı, 14 restoran, 86 tane yürüyen merdiven bulunuyor. Alışveriş merkezindeki mağazaların 14'ü Türkiye'ye ilk kez giren markalara ait. Toplam büyüklüğü yaklaşık 40 futbol sahasına denk gelen altı katlı yapıdaki koridorların genişliği yer yer 20 metreye ulaşıyor. 9 bin metrekarelik ve 2 bin 500 kişilik sinema kompleksi, biri üç boyutlu IMEX, biri de İstanbul Devlet Tiyatroları'nın salonu olmak üzere 12 salondan oluşuyor.Altı katlı binadaki koridorların genişliği bazı yerlerde 20 metreyi buluyor. Binayı koşarak ya da ginger'a binerek gezseniz yeridir. Kapıdan girdiğinizde gideceğiniz mağazayı gözünüze kestirmeniz ve derin bir nefes alarak yürüyüşe geçmeniz gerek. Zira yolunuz uzun. Burada bir katın bir ucundan diğer ucuna gidebilmek için uzun uzun yürümeniz gerekiyor. Ve belki de en büyük eksiği koridorlarda tek bir bank bile bulunmaması. Ayrıca bir mağazayı bulmak için her katı dolaşıp kat haritalarına bakmanız gerekiyor çünkü genel harita yok, haritalar katlara özel.Arka koridorlardaki mağazalar pek iş yapmıyor. Bunlara metrekaresi 125 dolardan bir yıllık peşin ve altı aylık hava parası alınmış. Yani tek seferde 18 aylık kira. Cevahir'in 2 bin 500 metrekarelik dev cam çatısında rakamlarının her biri üç metre olan "dünyanın en büyük saati" olduğu söylenen dev saat yer alıyor. Bu alışveriş merkezinin adı önceleri adı Mall of Istanbul olarak kararlaştırılmış fakat sonra Cevahir İstanbul olarak değiştirilmiş. İçeride 12 salon var Binanın içindeki 11 bin metrekarelik beş katlı Atlantis Eğlence Merkezi hem çocuklara hem de yetişkinlere yönelik. Kapıda en az 15 YTL'lik bir kart alıyorsunuz. En ucuz oyun 2, en pahalısı 6 YTL. Eğlence merkezinde roller coaster, aşağı ve yukarı hareket eden 24 metrelik Atlantis Kule, akülü araba pisti, bowling salonu, bilardo, çocuklara yönelik oyun bahçesi ve atlı karınca bulunuyor.Eğlence merkezi hafta içi 12.00-22.00, haftasonu ise 11.00-22.00 saatleri arasında açık. Normalde Cevahir'den alışveriş etmeyen ancak çocuklarını eğlence merkezine getiren müşteriler de var. Eğlence merkezi Cevahir'in marka konumlandırmasına gelirsek, burada iki büyük grubun hakimiyeti söz konusu. Bunlardan biri Zara'nın da içinde bulunduğu Inditeks grubu, diğeri ise bünyesinde TopShop ve The Body Shop gibi markaları barındıran Shaya grubu. Shaya'nın 18 markası da bu binada bulunuyor. Inditeks de Kiddy's Club dışında tüm markalarını Cevahir'e soktu. Bu grupların Cevahir'i tercih etme nedenleri ise buradaki mağazaların büyüklüğü. Büyük alanlara sahip oldukları için markaların koleksiyonlarının tümü mağazalarda yer alabiliyor. Yine Shaya grubundaki Debenhams'in buradaki mağaza büyüklüğü dudak uçuklatacak cinsten: 4 bin metrekare.Cevahir'de otopark ücreti 5 YTL. Açıldığında otoparkı ücretsizdi, birkaç ay sonra 1 YTL ücret alınmaya başladı, en son karar kılınan ücret ise 5 YTL. Mağazalar büyük

KEŞFETYENİ
Bayhan'ın baba acısı! 'Ateş düştüğü yeri yakar'
Bayhan'ın baba acısı! 'Ateş düştüğü yeri yakar'

Cadde | 29.04.2025 - 07:27

Şarkıcı Bayhan Gürhan trafik kazasında hayatını kaybeden babası Sabahattin Gürhan ile ilgili konuştu. Ünlü şarkıcı, 'Ateş düştüğü yeri yakar' dedi.

Yazarlar