21.02.2021 - 03:00 | Son Güncellenme:
Seyhan Akıncı
Mohanji, hayatını dünyanın daha iyi bir yer olması için yaşayan bir 21’inci yüzyıl gurusu... Yolu bir kez daha kalbinde sıcak bir yeri olduğu İstanbul’a düştü. Four Seasons Bosphorus’ta bugün başlayan ve 1 Mart’a kadar sürecek etkinliklerde pandemiyle birlikte yorulan zihinlerimize ve bedenlerimize enerji yükleyecek. 25 ülkede faaliyetlerini sürdüren Mohanji Vakfı’nın kurucusu da olan Mohanji, modern hayatın kaotik düzeni karşısında dünyanın pek çok yerinde insanlara koşulsuz sevgi mesajını taşıyor. Ünlülerden sporculara, hasta insanlardan mahkumlara kadar pek çok kesim tarafından takip edilen Mohanji’ye İstanbul’u ve pandeminin zorluklarını aşmanın yollarını sorduk.
İstanbul’dasınız… Her şehrin ruhu vardır İstanbul’u nasıl tanımlarsınız? Size nasıl bir enerji veriyor?
İstanbul çok eski bir şehir. Sahip olduğu farklı kültür ve etnik yapılar benim ilgimi çekiyor. İstanbul’a daha önce defalarca iş sebebiyle geldim. Buraya her gelişimde şehrin sunduğu farklı seçenekler ve insanların sıcaklığı beni büyülüyor. İstanbul’a her defasında tekrar gelmek istiyorum. Burada olduğumda her zaman hoş karşılandığımı, insanların bana hep sıcak ve sevgi dolu davrandığını hissediyorum. Bu şehrin kalbimde her zaman sıcak bir yeri var.
Bir yıldır pandemide yaşıyoruz. Herkesin stresle, baskıyla daha yoğun yüzleştiği bir dönem. Yaşadığımız stresi yönetebilmek için neler tavsiye edersiniz?
Kişinin kendisiyle bağlantı kurması gereken bir zamandayız ve bu da stresin azalmasını sağlıyor. Pandemi süreci, hayatımızın geçmişteki alışkanlıklarımıza dair birçok seçeneğini elimizden aldı. Bu alışkanlıkların birçoğu artık pratik, uygulanabilir değil. Eskisi kadar seyahat edemiyoruz, en sevdiğimiz mekanlara gidip sevdiğimiz aktivitelere katılamıyoruz. Artık kendimizle bağlantı kurmamız, kendimizi keşfetmemiz, potansiyelimizin farkına varıp elimizden gelenin en iyisini yapmamız gerekiyor. Bu noktada içsel keşif, kendini bulmak ve anlamak, bireysel yetenekleri en iyi şekilde değerlendirmek çok değerli bir hal alıyor.
Belirsizlik kavramı ilk defa bu derece keskin hayatlarımızda. Plan yapmak modern insan için neden bu kadar önemli?
Aslında planlamadan çok esneklik zamanı, çünkü eskiden yaptığımız birçok plan artık uygulanabilir değil. 2020 için yaptığımız planlar altüst oldu ve hâlâ geleceğin ne getireceğini bilmiyoruz. Bu zamanda, bu dünyada ve bu şartlarda, yapılabilecek tek şey esnek olmak. Her günü, her durumu yeri geldiğince yaşamalıyız çünkü şu anda ne kadar esnek olabilirseniz o kadar başarılı olursunuz. Plan yapsanız dahi yaptığınız planlar esnek ve değiştirilebilir olmalı. Su gibi akmalı, akışkan olmalıyız.
Peki, planlı yaşam sizin hayatınızın neresinde?
Bir hedef olarak planlama hayatımda önemli bir yer tutuyor çünkü hayatta nereye gittiğimi bilmeyi, önümdeki yolun belirli bir ölçüde açık bir şekilde görülebilmesini isterim. Planlama benim için önümüzdeki günlerde gideceğim yönü belirlemek gibi. Ama her zaman esnekliğimi korur, yoluma bir engel çıktığında engeli aşmak için başka bir yol seçerim. Hedefimi bilirim, planlama da hedefime odaklanma konusunda yardımcı olur. Bu odaklanma ile doğrudan hedefe giderim, bu nedenle planlama benim için önemlidir. Planlamam genellikle bana bağlı olan, benimle buluşmak isteyen insanların ihtiyaçlarına yönelik olur; Türkiye’deki bu programın asıl sebebi de bu.
Yogayı keşfeden insanların sayısı giderek artıyor. Yogaya henüz başlamamış olanlara ne tavsiye edersiniz?
Yoga, kendini bulmak, kendinle bağlantı kurmak için bir metot ve doğal bir egzersizdir. Yoga yolu dünyaya açıldığında, insanlar yoga ile kolayca bağlantı kurabildi çünkü yoga insanlar için çok doğal bir metot. Yoga uygulayan bir kimse, kendiyle doğal olan bir kimse anlamına gelir. Yoga insanların kendisiyle bağlantı kurmasına yardımcı olur ve gerçek, ayrılamaz, kalıcı bağlantı da budur. Kendinizle bağlantı kurduğunuz anda kalıcı bir bağlantı kurmuş olursunuz. Her türlü dış bağlantı geçicidir. Sonuç olarak yoga bir kişinin kendisiyle bağlantı kurmasıdır ve bu sebeple çok önemlidir.
“Kendine yetebilmenin büyük bir güç olduğunu öğrendim”
Peki, sizi pandemide en çok zorlayan ne oldu?
Bir yerden bir yere gitmek pandemi sırasındaki en büyük zorluk oldu. Alışkanlıklarımızı gerçekleştirmek, insanlarla buluşmak, seyahat etmek, programlarımızı tamamlamak, programların büyüklüğü, insanların seyahat edip bir yere ulaşması, bütün bunlar zorlaştı. Benim için en büyük zorluk seyahat problemi oldu. Pandemi bir süre daha bizimle olacak gibi, geleceğin neler getireceğini bekleyip göreceğiz.
Hepimiz bu zorlu süreçten bir şeyler öğrenerek yola devam ediyoruz. Size neler öğretti pandemi?
Pandemi bana kendime yetmeyi, alışık olduğum birçok şeye artık ihtiyacım olmadığını öğretti. Ayrıca kendine yetebilmenin büyük bir güç olduğunu öğrendim. Bu güzel bir dersti, çünkü şartlar değişti, eskiden yapabildiğimiz şeyleri artık yapamıyoruz. Bu, bana kendime yetmek konusunda önemli bir mesaj verdi.