Pazar İşte bunlar hep “Star Wars”

İşte bunlar hep “Star Wars”

13.12.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Kırk yıl kadar önce, çok çok uzak bir galakside yaşayanların sahip olduğu ileri teknoloji, onları ilgiyle izleyen Samanyolu Galaksisi’ndeki küçük bir güneşin dördüncü gezegeninde büyük heyecan yaratıyordu. Hiç görülmemiş türden araçlar, silahlar ve teknolojiler geleceği hayal eden herkese ilham kaynağı olmuştu. Mavi gezegende yaşayanlar, gördükleri her şeye bir gün kendilerinin de kavuşacağını ümit ediyor, gezegenin geleceği gizlice şekilleniyordu...

İşte bunlar hep “Star Wars”

Süper protezler

Haberin Devamı

“Star Wars” serisinin 5’inci bölümünde Luke Skywalker’ın Darth Vader’la kapıştığı sahnenin en vurucu anlarından biri, Vader’ın evladımdır demeden Luke’un elini doğradığı andır. İzleyeni şoka sokan sahnenin ardından Vader’ın tarihi “Ben senin babanım” beyanı gelir. İlerleyen sahnelerde Luke’un yepyeni bir ele kavuştuğunu görürüz. Yeni ve güçlü eliyle Luke, bir sonraki filmde Vader’ı alt eder ve bu kez el doğrama sırası kendisine gelir. Sonunda Vader nihayet babalık vicdanına kavuşur... O günlerde kendi galaksimizde protez teknolojisi plastiğin ucundaki kancalardan daha ileri değildi. Bugün nesneleri hissedebilen, beyinden komut alabilen hassas protezlerle, Luke’un babasına diyetini ödettirdiği teknolojiye adım adım yaklaşıyoruz.

Haberin Devamı

Hologram

Prenses Leia’nın minicik görüntüsüyle bile çekici olduğu hologram sahnesini herkes hatırlar. Hologram, “Star Wars” hikayelerinin olmazsa olmazı, galaktik iletişimin baştacıdır. Günümüzde hologram teknolojisi, şeffaf duvarlar içinde aynalar ve optik illüzyonlara bağlı bir temele dayanıyor Filmdeki canlı holograma en yakın teknolojiyi, fotonları belli noktaya odaklayarak havada basit figürler çizmeyi başaran Japonlar geliştirdi. Bir gün “Star Wars”taki teknolojinin aynısına sahip olabilecek miyiz bilinmez fakat -mış gibi yaparken de hiç fena değiliz.

Hyper drIve

Han Solo’nun muhteşem uzay gemisi Millennium Falcon, çok uzaktaki bir gezegene gideceği zaman motorları ateşlemek yerine boyut atlama teknolojisini kullanır. Kokpitin camından görülen yıldızlar bir anda kayarak uzamaya başlar ve uzayda bir sıçrama gerçekleşir. Sicim Kuramı’nın temelini atan bilim insanlarından ünlü fizikçi Michio Kaku, kendisinin de “Star Wars”taki bu fikirden fazlasıyla etkilendiğini söylüyor. Uzayı bükerek boyut atlamamızı sağlayacak formül bugün elimizde mevcut. Alcubierre formülü, bir uzay gemisinin önündeki uzayı katlayarak ve arkasındaki uzayı çarşaf gibi açarak ışık hızından hızlı yer değiştirebileceğini teoride ispatlıyor.

Yapay zeka

“Star Wars” filmlerindeki robotlar, başta R2D2 ve C3PO, öylesine insani bir mizah anlayışına sahiptir ki birer makine oldukları neredeyse unutulur. C3PO’nun ürkek ve kibar tavırları, R2D2’nun kuş gibi sesler çıkararak sergilediği şakacı ve kahramanca halleri, bilimkurgu teknolojisinde yapay zekanın resmedildiği en keyifli örneklerden. “Star Wars” robotları, yapay zeka teknolojisinin insani duyguları da barındırması gerektiğini hatırlatan ve geleceğin biliminsanlarının yaklaşımını şekillendiren ikonik unsurlar olarak hafızalarda yer etti.

Haberin Devamı

Robotik

“Star Wars”un ünlü ikilisi R2D2 ve C3PO’nun tüm dünyadaki robotik teknolojisine olan katkısı pek az bilinir. Tüm Amerika’yı dolaşan “Star Wars: Bilimin Hayal Gücüyle Buluştuğu Yer” sergisinin koordinatörü Ed Rodley, ABCNEWS’e verdiği röportajında, sergiyi hazırlarken tüm dünyadan robotik uzmanlarıyla konuştuklarını ve neredeyse hepsinin filmlerden etkilendiğini anlatıyor. Robotik uzmanları kendilerini R2D2’cular ve C3PO’cular olarak ikiye ayırıyor. R2’cular robotların formuna ve işlevine, C3PO’cular ise insanla iletişimine önem veriyor.

Haberin Devamı

Havada duran araçlar

Pek çok bilimkurgu filminde araçlar havada asılı durabilir fakat hiçbiri “Star Wars”takiler kadar etkileyici ve çekici değildir. Luke Skywalker’ın imkansız manevralar yapabilen taşıtı Land Speeder ve Tatooine çöllerinde gezen gizemli uzay makineleri, tıpkı “Geleceğe Dönüş” filmindeki kaykay gibi havada durabilen araçlara dair hayal gücümüzü şekillendirenlerin başında geliyor.

Lava tüneli

“Star Wars: Empire Strikes Back” filminin bir sahnesinde Han Solo, imparatorluk savaşçılarından saklanmak için Millennium Falcon’uyla bir lava tüneline sığınır. Dışarısıyla tam izolasyon sağlayan tünel sayesinde Han Solo’nun gemisi fark edilmez olacaktır. Bugün NASA, gelecekteki Mars ve diğer kolonizasyon projelerinde astronotları radyasyon ve diğer etkilerden korumak için yeterli alanlar inşa edilene
kadar öncelikle lava tünellerine yerleştirmeyi planlıyor.

Işın kılıçları

“Star Wars” denince akla cızırdayan ışın kılıcından önce bir şey gelir mi? Tartışmasız bütün filmin en seksi silahı, Jedi’ların ve Karanlık Taraf savaşçılarının vazgeçilmezi Lightsaber’dır. Işın kılıçları filmde gördüğümüz şekilde var olmasa da aynı işi yapan, metalleri kesebilen lazer teknolojisi dünyada mevcut. Lazer silahlarının cephede kullanılması da çok uzak bir geleceğe kalmayacak.

Haberin Devamı

Yıldız savaşları

“Star Wars” öylesine büyük bir fenomen ki dünyadaki süper güçlerin mücadelesine bile damgasını vurmayı başardı. ABD ve Sovyetler arasında 1950’lerde başlayan nükleer silahlanma yarışı, iki ülkenin de birbirini yok edecek derecede silahlanmasıyla son bulmuştu. Ronald Reagan başkan seçildiğinde yarışı tekrar başlatmak istedi ve merkezinde uzaya konuşlandırılacak misilleme sistemleri yer alan bir strateji belirledi. Sıcak savaşın uzay boyutuna taşınması, basında ve kamuoyunda “yıldız savaşları” olarak anıldı. Üstüne Reagan, bir konuşmasında Rusya’ya “şeytani imparatorluk” atfında bulununca ortam iyice film setine döndü. Filmde Darth Vader’ın yönettiği imparatorluk, “şeytani galaktik imparatorluk” olarak anılıyor.

Kırmızı halıda yürüdü

Yeni “Star Wars” filminin fenomen robotu BB-8, henüz film vizyona girmeden serinin takipçilerini kendisine hayran bıraktı. Bilgisayar grafikleri yerine daha iyi bir etki için gerçekten üretilen BB-8, tıpkı R2D2 gibi filmin kutlama etkinliklerinde kırmızı halıda yürüdü. BB-8’in oyuncakları ve resimli ürünleri her yeri kapladı. Top gibi yuvarlanan gövdesinden ayrı hareket eden başıyla dikkat çeken BB-8’in nasıl çalıştığı herkesçe merak konusu oldu. Öyle ki sır gibi saklanan mekanizmayı çözmeye çalışan HowBB8works.com adlı bir site bile var.