PazarKâbe internetten tavaf edilir mi?

Kâbe internetten tavaf edilir mi?

01.07.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Dinin karanlık, ürkütücü, korkutucu dili çocuklar için şenlendi

Kâbe internetten tavaf edilir mi

tubakyol@yahoo.com Birdirbir dergisi din dilini toptan değiştirmiş. Derginin bölümleri bildiğiniz gibi; Dua, İsimleriyle Rabbimiz, Peygamberimiz Dedi ki, Kur'an Ansiklopedim...Ama dergideki resimler renkli ve Hayta ile Cemşit ya da İcat Taci gibi karakterler eğlenceli.İlginç sorular bölümü de hakikaten ilginç.Çocuk eğitiminden hiç anlamam. Bu dergiyle büyüyen çocukların ya kafası iyice karışacak ya da gelecek nesil dindarlar çok esprili, çok neşeli, pek matrak olacaklar.1. Aşağıdakilerden hangisi bir atasözümüzdür?a) Ayağını seccadene göre uzat.b) Arada bir namaz, Hakk'a yaramaz.c) Damlaya damlaya akan sudan abdest alınmaz.d) Öğlene kadar değil, ölene kadar namaz kıl.2. Aşağıdakilerden hangisi internet üzerinden yapılabilir?a) Google Earth'ten Kâbe'yi tavaf edip hacı olunması.b) Chat yöntemi ile cemaat namazı kılınması.c) Namaz saatlerinin öğrenilmesi.d) Allah'a mail ile dua gönderilmesi. Birdirbir adında çocuklar için çıkan bir din eğitimi ve kültürü dergisi var. Dinin, özellikle okullardaki din derslerinde karanlık bir dili vardır; çarpılacaksınız, cinler gelecek, şeytan dürtecek, cehennemde cayır cayır yanacaksınız... Mısır'da 104 yıl önce bulunan mumyanın DNA testi ile kadın firavun Hatşepsut'a ait olduğu belirlendi. Hatşepsut, sakal güç simgesi olduğu için sakallı bir heykelini yaptırmış zamanında.Ve kadın firavunun hayatı boyunca erkek dünyasıyla mücadele etmek zorunda kaldığı ve bu çekişmenin ruhunu kirletmesini istemediği için zehir içerek intihar ettiği sanılıyormuş.Dünyayı yöneten bir kadını intihar ettirecek kadar erkekmiş o zamanlar dünya.Şimdi?3 bin 500 yıl önce dünyayı yöneten kadın 3 bin 500 yıl sonra kimliğinin belirlenmesi ile ilgili haberlerde "obez ve sakallı kraliçe" diye anıldı.Ölüler niye mumyalanır?Bir gün uyanacaklar diye.İntihar sebebi "erkek dünya" ise dünya hâlâ çok erkek... Değişen bir şey yok, uyumaya devam et kraliçem Larry King'e Paris Hilton çıkacaktı, kaçırmayayım diye zırt pırt CNN'e bakıyordum. Canlı yayında Tony Blair'in başbakan olarak son anlarına denk geldim. Avam Kamarası'nda soruları cevaplıyordu. Ne soruldu, ne cevap verdi; gazetelere haber oldu zaten.Salonu ama görmeliydiniz; alkışlar, tezahüratlar, kahkahalar, kıkırdaşmalar, ayrılık vakti yaklaştıkça duygusal anlar...Tony Blair başbakanlığı bırakma kararını güle oynaya vermedi. Canı sıkıldı diye, tekneyle dünya turuna çıkacak diye falan da bırakmadı başbakanlığı. Hem muhalefetten hem kendi partisinden hem de halktan yoğun baskı geldiği için bıraktı.Kimsenin yapıştığı koltuğu bırakmadığı Türkiye'den bakınca bu istifa zaten tek başına şaşırtıcı. Avam Kamarası'ndaki atmosfer bana daha da şaşırtıcı geldi.Politikacıların normal normal konuştuklarına, sakince dinlediklerine, espri yaptıklarına, güldüklerine, birbirlerini alkışladıklarına o kadar uzun süredir tanık olmadık ki, Paris bahane, oturup elalemin meclisini film izler gibi izledim; iyi mi? Güle güle de gidilebiliyormuş... Veysel Dağ adlı bir kimse, Pepsi'yi Pendik Tüketici Sorunları Hakem Heyeti'ne şikayet etti. Çünkü Pepsi'den içmiş içmiş, fakat reklamdaki gibi Aysun Kayacı ortaya çıkıp onu öpmemiş. Galiba başka biri de öpmemiş."Reklam vaadini yerine getirmedi" diyor Veysel Dağ.Ben de mesela Pepsi Max içmiyordum ne zamandır. Ya Aysun Kayacı beni öperse diye. Gazoz zoruyla lezbiyen mi olunur!Reklama bakar mısınız, vaadini yerine getirse bir dert, getirmese başka dert.Böyle vaat mi olur! Pepsi-Pendik, içtik-öpülmedik Paris Hilton uzun bir zamandır artık burada tekrar bile etmek istemediğim bir sürü hadisede başrolü oynarken, arada sırada tam Türk tipi bir mavra çeviriyorduk biz arkadaşlarla: "Bu kızın babası yok mu?""Kızın babası" Rick Hilton, Paris hapse girdiğinde ortaya çıktı. "Kızımız iyi" falan gibi birtakım açıklamalar yaptı.Aa bak babası... Demek kızına sahip çıkacak...Paris içerideyken, Paris'in hapisten çıkışta vereceği ilk televizyon ve dergi röportajlarıyla ilgili pazarlıkları bizzat babası yürütmüş.Biz de ne bekliyorduk ki, al işte Paris'in babası... Babasını gördük Türkiye'de politika "Mazot 1 YTL" vaadine kilitlendi. Seçimlerin en etkili vaadinin neden mazot fiyatı olduğunun sırrını çözdüm galiba.Havalar ısındı ya; millet tabii klimalara yüklendi. Klimaya yüklenince ne oldu? Elektrik tüketimi arttı. Nasıl üretiliyor elektrik? Yazın barajlardaki su seviyesi de düştüğünden, büyük kısmı doğalgazla üretiliyor. E tabii pahalı oluyor. Dahası elektrik üretiminin de bir kapasitesi var. Ve şu en sıcak günlerde bu kritik eşiğe varmaya sadece 150 MW kalmış. Ki kritik eşik aşılmadığı halde trafolar bu kadar yüklemeyi kaldıramayarak arızalandı biliyorsunuz. Bir iddiaya göre de "arıza dolaştırma" yöntemiyle, yani birçok yerde peş peşe kısa süreli elektrik kesintileri yapılarak artan elektrik ihtiyacı insanlar mümkün mertebe az mağdur edilerek karşılandı. Sonra ne oldu? Elektriği kesilen jeneratörünü çalıştırabilmek için yakıt almaya benzin istasyonlarına koştu.Jeneratör neyle çalışıyor? Mazotla!Seçimlerden sonra mazot 1 YTL'ye düşer düşmesine de, fiyatı düşürenler "Benden buraya kadar" da diyebilirler yani, "Bundan böyle kendi elektriğini kendin üret vatandaş!" Elektriğini kendin üret vatandaş