Pazar 'Kadın gücüyle toplumsal dönüşüm hedefliyoruz'

'Kadın gücüyle toplumsal dönüşüm hedefliyoruz'

01.11.2020 - 03:02 | Son Güncellenme:

Geliştirdiği “Puduhepa ve Kız Kardeşleri” projesiyle binlerce çocuğun eğitimine katkı sunulmasına yardımcı olan Renan Tan Tavukçuoğlu, “Kadın gücüyle toplumsal dönüşüm hedefliyoruz ve bu yolda her yaştan kadın elele tutuşuyoruz” diyor

Kadın gücüyle toplumsal dönüşüm hedefliyoruz

Renan Tan Tavukçuoğlu’nun iki yıl önce hayata geçirdiği “Puduhepa ve Kız Kardeşleri” sosyal sorumluluk projesi kısa sürede büyüyerek onlarca köye ulaştı ve binlerce çocuğun hayalini büyüttü. Proje eğitim hakkından mahrum kalan kız çocuklarına ve iş yaşamına katılamayan pek çok kadına da katkı sundu. Tarihteki ilk barış anlaşması Kadeş’e mührü basılı olan Hiti Kraliçesi’nden esinlenerek yola çıkan ve adını alan proje şimdi de 2018’de kaybettiğimiz Gülriz Sururi bebekleriyle farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Projenin mimarı Renan Tan Tavukçuoğlu ile “Puduhepa ve Kız Kardeşleri”nin geldiği noktayı ve yeni bebekleri Gülriz’i konuştuk.


Kadın gücüyle toplumsal dönüşüm hedefliyoruz


“Puduhepa ve Kız Kardeşleri” için ne zaman yola çıktınız?

Haberin Devamı

15 senedir reklam ve pazarlama alanında çalışıyorum. Ve çoğumuz gibi ülkemizin sorunlarına üzülüyordum. Hepimizin önünde iki seçenek var; dost meclislerinde havanda su dövmek misali yakınmak veya harekete geçip bir şeyler yapmak. Ben ikincisini tercih ettim. Hedeflediğim toplumsal dönüşümü, çocuklara yatırım yaparak gerçekleştirme yolunu seçtim. Toplumun hamurunu kadınlar yoğuruyor. Bu sebeple özellikle kız çocukları büyük önem taşıyor. Ergenliğe ulaşmadan, onlara bazı mesajları aşılayabilirsek ilerideki güçlü toplumun tohumlarını atarız. 6 - 10 yaş arasındaki kız çocuklarının yaşam becerilerini geliştirmek üzere bez bebekleri ve ilham veren hikaye kitaplarını aracı olarak kullanmaya karar verdim. İlhamımızı da sarı saçlı plastik bebeklerden değil, Anadolu’nun gerçek süper kahramanı olan kadınların başarı hikayelerinden alalım istedim. Bu topraklarda 3300 yıl önceye giderseniz karşınıza Puduhepa çıkar. Tarihteki ilk barış anlaşması Kadeş’e mührünü basan Hitit Kraliçesi. Marka ismimiz olarak onu seçtik çünkü barış bugün dünyanın en çok ihtiyacı olan şey. Sonra yanına “kız kardeşleri” ekledik çünkü ilham alacağımız çok sayıda kadın var. 2018’de Puduhepa’yı çıkardıktan sonra 2019’da NASA’da çalışan ilk Türk bilim kadını Dilhan Ege Eryurt’un ilhamını yeniden canlandırdık. Ve 20 Ekim 2020’de, pandemi döneminde en çok yara alan iki konu olan eğitim ve sanata destek olmak amacıyla Gülriz Sururi aramıza katıldı.


Projenin hayata geçtiği günden bu yana neler yaşandı, kimlere ulaşıldı bu süreçte?

Haberin Devamı

“Puduhepa ve Kız Kardeşleri”, gelirini Toçev’e kız çocuklarının eğitimine aktaran ve kâr amacı gütmeyen bir sosyal girişim. Niyet olunca yol açılıyor ve iyi bir yolda iyi insanların yolları kesişiyor. Pek çok samimi, gerçek fayda sağlamak isteyen kurumsal destekçimiz oldu. Üretmek, büyütmek istediğimiz sosyal faydaysa esas mutluluk veren kısım. Onlarca köy okuluna gittik, binlerce çocuğun hayalini büyüttük. Ufacık ama doğru bir dokunuşla bu çocukların hayatlarında ve bakış açılarında yarattığınız değişimi deneyimlemek paha biçilemez. Hatta toplumsal cinsiyet eşitliği ve eğitim sorunlarına çözüm üretme hedeflerimiz dışında daha pek çok sosyal yarayı iyileştirme potansiyelimiz olduğunu gördük.

Haberin Devamı

Puduhepa ve Kız Kardeşleri için bebeği hayata geçirilen son isim Gülriz Sururi oldu. Sururi pek çok açıdan çok önemli bir isim, sizin Gülriz Sururi’yi seçmenizin özel bir anlamı var mı?

Puduhepa’nın ilk kız kardeşi Dilhan Ege Eryurt bir astrofizikçi olarak bilim dünyasından geliyordu. Pandemi döneminden hepimiz çok etkilendik ama sanat alanı kanıyor. Buna dikkat çekmek istedik. Ayrıca 29 Ekim, Cumhuriyet Bayramı’nda fonlamasını açarak bu değerli Cumhuriyet kadınının ilham dolu hikayesini yeniden yaşama döndürmek istedik. Çünkü bizim çok güçlü kadınlarımız ve çok değerli hikayelerimiz var. Unutmamak lazım. Değerlerimize sahip çıkmalıyız.

Özlem Süer’in  tasarımcı olarak imzasını görüyoruz kimlerin emeği var Gülriz Bebeğin hayata geçmesinde?

Puduhepa’nın kıyafetini Arzu Kaprol, Dilhan’ın kıyafetini Zeynep Tosun çalıştı. Zeynep Hanım’ın “Yeniden Doğuş” koleksiyonu kapsamında Bartınlı hanımların tel kırma tekniğiyle işlediği kıyafet tam bir sanat eseri. Kadın gücüyle toplumsal dönüşüm hedefliyoruz ve bu yolda her yaştan kadın elele tutuşuyoruz. Gülriz Sururi bebeğinin kıyafet tasarımı için de sevgili Özlem Süer tuttu elimizden. Bir bebeğin hazırlığı tam iki gün sürüyor. Evlerinden çalışan emekçi kadınlarımızın hakları ödenmez. Bursa’dan Bartın’a, Karabük’ten İstanbul’a elliden fazla kadının ekonomiye katılmasını sağlıyoruz. 

Haberin Devamı

Diğer yandan Demet Kılıç’ın çizgileri ve cümleleriyle ortaya çıkan bir de kitap var…

Demet, hikaye anlatıcısı arkadaşımız Judith Liberman’ın bir etkinliğinde, doğada birlikte üç gün geçirerek seneler önce tanıştığım gönül dostum. Bu iş için o kadar doğru bir isim ki, kitapları okuyunca anlaşılır ancak. Sadece bir yazar-çizer değil kendisi. Derinliği farklı alanlarda olan ve projenin tam ihtiyacı olan derinlikleri bünyesinde barındıran bir kişi. Hikayeleri yazarken TOÇEV gelişim uzmanları ve psikologları ile birlikte çalışıyor çünkü amacımız ortaya bir yaşam hikayesi çıkartmak değil. Okuyan çocukların ilham alabilmesi, o zaman bunları başaran biri varsa ben şimdi daha neler neler yapabilirim, inanıyorum demesi. Çocuklarımıza “yaşam becerileri” kazandırmak en büyük çabamız. Ancak bu şekilde dünya vatandaşı oluruz. Eğitim çok önemli.

Kadın gücüyle toplumsal dönüşüm hedefliyoruz


Haberin Devamı

 “Gülriz Sururi tam bir sanat tanrıçası”

Gülriz Sururi bebeklerinin elbiselerini tasarlayan modacı Özlem Süer, proje hakkındaki düşüncelerini ve Sururi bebekleri için tasarım yapmanın kendisine hissettirdiklerini “Kadın bir modacı olarak kız çocuklarının eğitimine katkı sunan bir projede bulunmak tarifsiz bir anlam taşıyor. Projenin başarıları bize verdiği umut açısından çok vaatkar. Sanatsal yaratıcılığın sosyal fayda ile buluşması bir tasarımcının yaşayabileceği en yüksek tatmin diyebilirim. Gülriz Sururi duruşu, çizgisi ve yeteneği ile Cumhuriyet tarihinin en ilham verici isimlerinden biri. Temsil ettiği değerler ve kamuoyunda yarattığı imajla tam bir sanat tanrıçası. Onun bebeğinin elbiselerini tasarlamak çok kıymetli ve özel oldu. Beklenenden daha fazla kız çocuğunun geleceğine dokunabilmek ve fayda üretebilmek dileklerimizle” sözleriyle anlatıyor.