Pazar“Kimse İspanya’dan ayrılmak istemez. O yüzden giden her sporcu iyi oynuyor”

“Kimse İspanya’dan ayrılmak istemez. O yüzden giden her sporcu iyi oynuyor”

07.12.2008 - 01:00 | Son Güncellenme:

Türkiye’ye geri gelen Neslihan Demir Darnel: “Yurtdışında hangi ülkeye gitsem ‘Acaba burada yaşayabilir miyim?’ diye kendime sorardım. İspanya öyle bir yer ki kendini mutlaka size sevdiriyor”

“Kimse İspanya’dan ayrılmak istemez. O yüzden giden her sporcu iyi oynuyor”

Türkiye’nin en tanınmış voleybolcularından, o meşhur “Filenin Sultanları”nın unutulmayan yıldızı Neslihan Demir iki yıldır İspanya’daydı. Tenerife Marichal takımında işlerin yolunda gittiğini düşünüyorduk, hatta bu dönemde anne de olmuştu.
Neslihan, çok yakından takip etmeyenler için biraz da sürpriz bir biçimde, eski takımı Vakıfbank Güneş Sigorta’ya imza attı geçenlerde. Artık onu yeniden Türkiye’de izleyebileceğiz.

Haberin Devamı

İspanya’dan beklenenden daha erken döndünüz. Nasıl karar verdiniz?
Bu karar benim verdiğim bir karar değil esasında. Elimde olmayan gelişmelerden dolayı dönmek zorunda kaldım. Kulübümüzün her şeyiyle ilgilenen başkanımız kanser oldu ve bir anda birçok şey değişti. Zaten hastalığı da çok ani ortaya çıkmıştı. Bağırsak kanseri ile başlamış ve tüm vücuda yayılmış. Durum böyle olunca beni ve diğer sporcularını karşısına alıp bizimle ilgilenemediği için özür diledi ve tedavi masrafları da eklenince kulübün finansal olarak zor duruma düşmesinden ötürü bizden gitmemizi rica etti. Ben de “Sporcuyum, ileride yine İspanya’ya gelip oynayabilirim” diye düşündüm ve seve seve kabul ettim.

“Voleybolun vücut dili sayesinde takım arkadaşlarımla fazla zorlanmadan anlaştım”

“Yuvanıza”, eski takımınıza döndünüz. Başka kulüplerle anlaşma ihtimaliniz olmadı mı?
Tabii ki başka kulüplerle de görüşmeler oldu ama Vakıfbank Güneş Sigorta’nın anlamı benim için çok farklı. Profesyonel hayatım burada başladı, burada büyüdüm. Mesela İspanya’da oynadığım dönem, hamileliğim biter bitmez İstanbul’a tatile gelmiştim. Kulüp bana “İstersen antrenmanlarını burada yapabilirsin” dedi. Kimse bunu yapmak zorunda değil ve normalde kulüpler ve oyuncular arasında böyle bir ilişki yoktur.

İspanya’ya kolay adapte olabilmiş miydiniz?
İlk başlarda İspanyolca bilmediğim için birtakım zorluklar çektim ama diğer takım sporları gibi voleybolun da bir vücut dili olduğundan hareketlerle anlaşmak çok kolay. İspanyollar diğer Akdenizliler gibi bize benziyorlar. Özellikle Kanarya Adaları’ndaki insanlar fazlasıyla cana yakınlar. Zaten oynadığım takımda sadece dört tane İspanyol oyuncu vardı, gerisi yabancıydı. Hepimiz farklı kültürlerden geldiğimiz için birbirimize daha kolay adapte olduk. Çoğunluk yabancı olduğu için de kendimi “dışarıdan gelmiş” gibi hissetmedim.

Son dönemde Türkiye’den İspanya’ya giden Nihat Kahveci, Mehmet Aurelio, Ersan İlyasova gibi sporcular orada çok başarılı oluyor. İki ülke birbirine benziyor diye mi?
İspanyollar bize benziyor ve bu, sporcuların kendilerini bu ülkede rahat hissetmelerini sağlıyor ama bence başarının esas nedeni İspanya’nın çok güzel bir ülke olması. Gidenler orada kalmak için çaba sarf ediyorlar. Ben yurtdışına nereye gitsem, “Burada yaşanır mı, yaşasam rahat eder miyim?” diye kendime sorardım. İspanya öyle bir ülke ki kendini size sevdiriyor ve ondan ayrılmak istemiyorsunuz. Doğal olarak sevdikleri ve rahat ettikleri yerde başarılı oluyorlar.

“İki yıl daha buradayım gibi görünüyor, sonrasını bilemem”

En çok neleri özlediniz?
Televizyon seyretmeyi. Dil problemi yüzünden televizyon seyrederken buradaki keyfi alamıyordum. Sonra tabii ki yemeklerimizi çok özledim. Oranın mutfağı da çok güzel hatta yemekler şaşırtıcı şekilde bizim yemeklerimize benziyor ama yine de hiçbir şey Türk mutfağının yerini tutamaz.

Tekrar yurtdışına gitme ihtimali var mı?
Olabilir, neden olmasın, her şey kısmet işi. Şu an iki sene için buradayım gibi görünüyor ama sonra ne olur bilemem. Türkiye Ligi’nde oynamak çok keyifli ama yurtdışında da yer almak isterim.

Haberin Devamı

“Annelik beni fazla değiştirmedi, yine deli doluyum. İnsanlar bir çocuğumun olduğuna inanmıyor”
Annelik nasıl gidiyor? Neleri değiştirdi?
Annelik süper bir şey. Kızım neredeyse altı aylık oldu ve hissetiklerimi tarif etmem imkansız. Şöyle diyebilirim ki annelik önceden planlanacak bir şey değilmiş. Ben eskiden bu konuya farklı bakar, rahat rahat konuşurdum. Anne olacağım, sonra spora devam edeceğim derdim. Şimdi çocuğumu bırakıp antrenmana gelirken bile zorlanıyorum. Yine de anneliğin beni yapı olarak değiştirmediğini düşünüyorum. Fazla hareketli ve deli doluyum. Bu nedenle benim bir çocuğum olduğunu duyunca insanlar şaşırıyorlar. Hamilelik sürecimde de bu böyleydi. Plansız programsız hamile kaldım ve hayatımın en güzel dokuz ayını geçirdim.

Kariyerinizin ilerleyişi de böyle mi? Voleybolda bu noktaya gelmeyi planlamış mıydınız?
Ben kariyer açısından bu noktaya geleceğimi düşünmemiştim. Yani voleybol oynamayı seviyordum ama kariyer anlamında hırslarım yoktu. Zaten sporculuk bence plan programla yapılacak bir meslek değil. Biraz sonra antrenmana girdiğimde sakatlanmayacağımın garantisi yok. Bu yüzden plan ve programla hareket eden değil de şanslı biriyim diyebilirim.

Hamilelik döneminde de voleybol oynadınız mı?

Üç aya kadar voleybol oynamaya devam ettim. İstersen bırak dediler ama ben bırakmak istemedim. Üç aydan sonra da hep yattım. Komik gelecek ama hayatım boyunca yaptığım en uzun tatildi ve belki de bu yüzden çok keyif aldım. Kendimle ve bebeğimle koşuşturmadan, istediğim gibi vakit geçirdim. Bu ruh halim kızıma da yansıdı galiba ki çok neşeli bir çocuk.

Sporcu bir anne olmanın avantajları ve dezavantajları neler?
Dezavantajı deplasmanlara gittiğimde ondan ayrı kalmak ama diğer çalışan annelere bakarsak bu o kadar da önemli değil. Normalde ben sabah ve akşam ikişer saat antrenman yapıyorum ve geri kalan tüm zamanımı kızımla geçirebiliyorum. Sizden daha şanslıyım.

Çocuğunuzun sporcu olmasını arzu eder misiniz?
Kendi tercihlerini kendisinin yapmasını isterim ama mutlaka hayatının bir döneminde bir takım oyunu oynamalı. Takım oyunu oynayan insanların hayatın her alanında daha başarılı olduklarını düşünüyorum. Paylaşmayı, yardımlaşmayı, uyum sağlamayı yani bütünün bir parçası olmayı en iyi böyle öğrenebilir.

Çocuğunuzu yurtdışında doğurdunuz. Orada büyümesi için Türkiye’ye dönmek yerine başka bir ülkeye transfer olmayı neden düşünmediniz?
Ben onu İspanya’da doğurarak geleceğini garanti altına aldığımı düşünüyorum. En azından doğduğu ülkede okumayı tercih ederse bedava okuyacak. İleride nerede okumak isterse okur. Şimdiden onun adına kararlar vermek istemiyorum.

EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler