PazarKitaplar iki yakayı bir araya getirdi

Kitaplar iki yakayı bir araya getirdi

28.09.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Türk ve Yunan masalları ile yemekleri aynı dönemde yayımlanan iki kitapta toplandı

Kitaplar iki yakayı bir araya getirdi

Türk ve Yunan masallarından oluşan "Denizin İki Yakasından Masallar" adlı kitap serisi çocuklara Türk - Yunan barışı duygusunu kazandırmayı amaçlıyor. Masallarda; kitapların editörlüğünü yapan Sezai Kaynak dışında eski Kültür Bakanı Fikri Sağlar, Milliyet yazarları Can Dündar, Yalvaç Ural ve yazar-sinemacı Çetin Önerin imzaları var. Seride iki de Yunan anonim masalı bulunuyor. Angora Yayınevi tarafından hazırlanan ve Nilgün Bayraktaroğlunun resimlediği kitap serisinin yakın zaman içinde Yunanistanda da yayımlanması planlanıyor. Sezai Kaynak (Angora Yayınevi) Okullarda verilen düşmanca eğitimi aşmak için işe çocuk masallarıyla başlamanın iyi bir fikir olduğuna karar verdim. Dört yıl önce şekillenen bu projeyi yazarlara anlattım. "Denizin İki Yakasından Masallar"ı yayımladıktan sonra Yunanistan Başbakanı Costas Simitis bizi kutlayan bir yazı gönderdi. Ardından dört Yunan yayımcı kitaplar için talip oldu. "Yunanistan başbakanından kutlama geldi" Fikri Sağlar Bu projeyi aslında halkların birbirleriyle bir sorunu olmadığını, siyasetçilerin iki toplumu ayrıştırma doğrultusunda hareket ettiğini, barışın çocuklarla kalıcı olacağı düşünerek geliştirdik. İlk defa bir çocuk hikayesi yazdım. Hikayem Türk Yankı ile Kos Adasından Yiannisin Bodrumda buluştuktan sonra aynı kültür çevresinde büyüdüklerinin farkına varması üzerine. "İlk kez bir çocuk hikayesi yazdım" Can Dündar Masal yazma tecrübem yoktu. Ancak oğlumun masalla haşır neşir olduğu bir dönemdi. Oğlumun düş gücünden yararlandım. O anlattı, ben de yazdım. Oğlum 6 yaşındayken yani iki sene önce yazdık bu masalı. İki kardeş halkın çocuklarını duvarla bölünmüş bir bahçenin iki yakasında oynayan çocuklar olarak hayal ettik. Topun öbür yakaya geçmesi üzerine topu almak için duvarı geçiyorlar ve görüyorlar ki benzer kıyafetlere, oyunlara, müziklere sahipler. Daha sonra birlikte duvarı yıkmanın bir yolunu buluyorlar. "Yazarken oğlumun düş gücünden faydalandım" Yalvaç Ural Anadolu kültürüne ait öyküleri kitaplaştırdığım, içinde Türk-Yunan dostluğunun yer aldığı "Anadolu Efsaneleri"nden iki öykü seçildi ve ben de "Denizin İki Yakasından Masallar"a dahil oldum. Kitaplar Yunanistanda da basılırsa barışa katkısı olacak. İki ülkenin çocuklarının aynı masalları dinleyerek büyümesi onları ilerde kardeş yapacaktır. "Aynı masalları dinleyen çocuklar kardeş olur" "Kaynaşmanın en iyi yolu: Yemek" İki ülkenin tanınmış iki kadın yemek yazarı Engin Akın ve Mirsini Lambrakinin "Aynı Sofrada İki Ülke: Türk-Yunan Mutfağı" adlı kitabı Yunanistandan sonra Türkiyede de yayımlandı. Dört yıllık bir çalışmanın ürünü olan kitapta iki komşu ülkenin lezzetleri bir araya geldi. Kitap, okurunu benzer kültüre sahip bu iki ülkenin mutfaklarında yolculuğa çıkarıyor. İkili, Giritte düzenlenen bir sempozyumda tanıştı. Birlikte kitap yazma teklifi Lambrakiden geldi. "İki kadın olarak birtakım engelleri lezzet yoluyla aşabileceğimiz aklıma geldi. Lezzet iki ülkeyi kaynaştırabilir" diyor Lambraki.Kitap dokuz ay önce Yunanistanda, geçen hafta da Türkiyede yayımlandı. İş Bankası Kültür Yayınlarından çıkan kitapta Türk ve Yunan mutfağından özgün yemek tarifleri var. Geleneksel yemeklerin tarifleri tarihsel ve kültürel bilgilerle, bazen de yazarların anılarıyla şekillenmiş. Akın eserlerinin sadece bir yemek kitabı olmadığını ifade ediyor: "İki ülkenin kültürel portresini de çizerek birbirimize ne kadar çok benzediğimizi, kültürlerimizin nasıl örtüştüğünü lezzetler yoluyla anlatmaya çalıştık." Lambraki ise "Aslında bu kitapla bir lezzet haritası içinde toplanabileceğimizi gördük" diyor. İki yazar da yemeğin insanlarla tanışmak için en güzel araç olduğu konusunda hemfikir. Akın "Yemek olunca konuşamayacağınız kimse yok. Yemek herkesin dilini çözer" diyor.Lambraki, Türk yemeklerinden en çok üzlemeli pilavı, fıstıklı dizmeyi ve pazılı kapamayı severken; Akın, kitaptan sonra Yunanlıların biberiyesini mutfağına soktuğunu ve pekmezli balığa bayıldığını anlatıyor. Tahılları artık zeytinyağlı yapıyor. Akın pastaneden paskalya çöreği ve açma almıyor çünkü şimdi çok daha güzellerini pişiriyor.

EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler