29.12.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:
Meyhaneleri, bol mezeli masaları, çalgısı, eğlencesiyle Beyoğlu’nda bir keyif cumhuriyetidir Nevizade. Bir yanı Balo Sokağı’na, bir yanı Balıkpazarı’na o sokakta her akşam alacası başlayan telaş gece yarısı son müşteri kalkana kadar sürer. Hayat alkole ve lezzete havale edilir.
Nevizade; derneği, özel güvenlik birimleri olan bir meyhaneler sokağı şu anda. Ve çoğu İstanbul’un önemli markaları arasında yer alan altmışa yakın meyhaneyi bir arada barındıyor. Ama eğlencesi, lezzeti, ünlü müdavimleri bir yana başka bir özelliği daha var: Bu da, tarihi boyunca bir erkek mesleği sayılan meyhaneciliğe kadınların da adım attığı bir yer oluşu. Şu an Nevizade’nin iki meyhanesi iki kadının maharetli ellerine teslim edilmiş durumda: Süheyla’yı on yıldır Süheyla Kınay, Çardak’ı yedi yıldır Nevin Okumuş işletiyor. Kınay ve Okumuş, meyhane raconunu ve erkeklerin dünyasında var olmanın sırlarını anlattı.
On yıl önce, Nevizade’ye açılan bir çıkmaz sokakta kendi adını taşıyan meyhanesini açan Süheyla Kınay, 30 yıldır yeme-içme sektörünün içinde. Henüz 15 yaşındayken Almanya’ya giderek barmaid’lik öğrenen Kınay; biri ayrılık, öteki eşinin ölümüyle sonuçlanan iki evlilikten sonra 23 yaşında Pera Palas’ta çalışmaya başlamış. Emekli olduktan sonra da şu an Beyoğlu’nun gözde mekanlarından biri olan Süheyla’yı işletiyor.
"Nevizade’nin kaderini ben değiştirdim"
10 yıldır Beyoğlu’nun en ünlü meyhanelerinden birini işletiyorsunuz. Ama yanılmıyorsam 30 yıldır bu sektörün içindesiniz...
Evet, ben bu işe 15 yaşında Almanya’da barmaid’likle başladım. O yıllarda abim Almanya’da üniversitede okuyordu. Birkaç yıl barmaid olarak çalıştım, sonra bir Amerikalıyla evlenerek Amerika’ya yerleştim. Yürümeyince ayrılıp Türkiye’ye geldim. Sonra bir evlilik daha yaptım ama henüz 23 yaşındayken kaybettim eşimi. Üç çocukla dul kalınca da yeniden eski işime döndüm.
Barmaid’lik mi yapıyordunuz yine?
Eşimin bir fabrikası vardı ama ortağı bizi kazıkladı. Ben de barmaid’liğe başladım tekrar. Pera Palas’ta çalıştım, oradan da emekli oldum.
Hep barmaid olarak mı çalıştınız Pera Palas’ta?
Barla da, restoranla da ilgileniyordum. Ben zaten Güneyliyim, Mersinliyim. Bizim Güney mutfağı çok zengindir, bir de el mahareti var tabii.
Emekli olduktan sonra bar, restoran falan değil de neden özellikle meyhane açmayı tercih ettiniz?
Ben meyhaneciyim biraz. Meyhaneyi çok severim. Emekli olduktan sonra baktım, herkes meyhane açmış. Ama adam gibi meyhane çok az. "Ben denesem nasıl olur acaba?" diye düşündüm. Bir de yaşamak için para kazanmak zorundaydım. Burayı açtım, 10 yıldır da sürüyor.
"Adam gibi meyhane çok az" dediniz. Sizce meyhane nasıl bir yer olmalı?
Bence bir otelcinin bakışıyla sıradan bir meyhanenin bu sektöre bakışı farklı. Bir kere temizlik, hijyen çok önemli. Sonuçta insanlara yemek satıyorsunuz. Ayrıca personelin saygılı olması çok önemli. Bir de meyhane salaş olmalı gibi bir saplantı var insanlarda. Oysa meyhane şık olmalı, temiz olmalı, göze hoş gözükmeli. Mezeleri, salataları, yemekleriyle bir renk cümbüşü yaratmalı.
Peki bu durumda işletmecinin kadın olmasının bir etkisi var mı?
Bence var. Ama önce bu işi bilmek lazım. Hobi olarak bir iş yapmak meselesi değil bu. Bilerek ve severek yapmak lazım.
Kızınız Ceyda Kınay da sizinle birlikte çalışıyor. Onu da siz mi yetiştirdiniz?
Ben yemek yapmayı ailemden öğrendim. Kızlarım da benden öğrendiler. İki kızım var, ikisi de benim gibidir. Ben nasıl yemek yapıyorsam, onlar da öyle yapar. Mesela meyhaneyi ilk açtığımızda aşçı tutmadık, çünkü adam geliyor göbeği tak tak kesip tabağa koyuyordu. Kendimiz kolları sıvayıp başladık işe. Kızımla mutfağa giriyorduk, ben ocağa geçiyordum, o mezeleri yapıyordu. Akşam da servis yapıyorduk. Sonra yerimize bu delikanlıları alıp onlara öğrettik.
Nevizade erkek işletmecilerin yoğunlukta olduğu bir sokak. Hiç sıkıntı çektiniz mi burada çalışırken, bir kadın meyhaneci olarak yadırgadılar mı sizi?
Ben burayı açtığımda Nevizade’de üç tane meyhane vardı. Biz bu sokağın kaderini değiştirdik. Bizimle birlikte bakan arabaları, sanatçılar, işadamları girip çıkmaya başladı sokağa. Müşterilerimiz de düzeyli, saygın kişiler. Bu yüzden pek sıkıntımız olmadı, kimse gelip kapımıza dayanmadı. Zaten biz tipini beğenmediğimiz insanları sokmuyoruz içeriye. Bu işi uzun yıllardır yapa yapa kim kimdir anlıyorsunuz. Gelip uygunsuz bir tavırda bulunsa, hesap almadan anında yolluyoruz.
Mesleğe 15 yaşında barmaid olarak başladı.
Sadece rakı içiyor.
Sakıncalı bulduğu kişiler için bir kara listesi var. Listede adı olanları meyhaneye sokmuyor.
"Sezen Aksu’nun doğum gününde meyhanede bando çaldı"
"Sezen Aksu’nun doğum gününde menajeri Mustafa Oğuz telefon edip ‘Sezen’in doğum gününde sana geleceğiz’ dedi. Sezen de o sıralar İzmir’de bando takımını görmüş tesadüfen, çok beğenmiş. Mustafa ‘Süheyla, Sezen’e sürpriz olsun diye bando da gelecek, sakıncası var mı?’ dedi. Doğum günü akşamı misafirler geldi, herkes Sezen’i bekliyor. Sezen arabadan inince bando başladı çalmaya, bütün Beyoğlu buraya toplandı ne oluyor diye. Sezen çığlık çığlığa... Çocuk gibi sevindi."
Nevin Okumuş 15 yıl önce Galata Köprüsü’ndeki bir meyhanede başladığı meslek yaşamını şu an Çardak’ta sürdürüyor. 8 yaşında bir kız çocuğu olan Okumuş "Bu işte kadın olmanın zorluğunu yaşamadım. Tersine birçok avantajı var" diyor.
"Eşim işime karışmaz"
Siz 15 yıldır meyhanecilik yapıyorsunuz, nasıl başladınız bu mesleğe?
85 yılında eski Galata Köprüsü’nde başladım. Ben aslen Giresunluyum. Giresun’da bir ayakkabı mağazası işletiyordum. İflas edince kardeşimin yanına İstanbul’a geldim. Babam çok içki içtiğinden bu kültüre yabancı değildim. Köprüde de Samsunlu bir abimizin küçük bir yeri vardı. "Kızım, gel burayı büyütelim, sen de işlet" dedi, öyle başladım.
Ne kadar süre işlettiniz o meyhaneyi?
Köprü yanana kadar işlettim.
O arada bir kafe de işletmişsiniz sanırım.
Evet, bir kafe vardı. Bir arkadaşla beraber açmıştık ama yürümedi. Sonra başka bir ortak buldum. O ortağım şimdiki eşim. Evlendikten sonra da burayı açtık. O sıralar Nevizade berbat bir yerdi. Popüler değildi. Şimdi derneği var, güvenliği var.
Eşiniz aynı zamanda ortağınız. Ama mekanı siz işletiyorsunuz. Nasıl bir işbölümü var aranızda?
Benim bir prensibim var. Her iş yerinin bir patronu vardır, iki patronu olmaz. Eşim de bu prensibe saygı duyuyor. Bizim işbölümümüz şöyle: Eşim akşam saat 6’ya kadar hesaplarını yapıyor, sonra bana bırakıyor meyhaneyi.
Sokakta 60 civarında meyhane ama iki kadın işletmeci var. Hiç zorluk çektiniz mi bu işte?
Başta bir yadırgama oldu. Ama herkes çabuk alıştı. Bir de ben köprüaltında yetiştiğim için alışıktım bu işlere. Kadın olduğum için hiç zorluk çekmedim. 11 yıldır buradayım sabah 04.00’te, 05.00’te işten çıktım, hiçbir tatsızlık yaşamadım.
Çocuğunuz var mı?
Bir kızım var 8 yaşında.
Peki bu iş aile düzeninizi etkilemiyor mu?
Gündüzleri hep kızımın yanındayım. Okuldan dönünce beni evde buluyor. Pazarları ona ayırıyorum. Bir sıkıntı olmuyor çok şükür.
15 yıldır meyhane işletiyor.
Ağzına biradan başka içki sürmüyor.
Meyhanede kavga çıkarsa personelden önce kendisi müdahale ediyor.
Bir işyerinin bir patronu olur diye düşündüğü için eşini işlerine karıştırmıyor.
Cevat Kurtuluş’un midyeleri
"Cevat Kurtuluş haftada birkaç kez köprü altına midye tava yemeye gelirdi. Sadece benim yaptığım midyeyi yerdi. Bir gün gelmiş, ben yokmuşum. ‘Nevin’in midyesi yoksa yemem’ demiş. Bunu hiç unutamıyorum."