Pazar"Nefsimi terbiye adına para biriktiriyorum"

"Nefsimi terbiye adına para biriktiriyorum"

09.01.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

Uzan skandalından yorulup Pariste yeni bir hayata başlayan Yeşim Salkım yeniden Türkiyeye dönüşüyle ilgili "Hiçbir şey değişmedi" diyor ama biz Salkımı değişmiş bulduk. Artık para biriktiren, "feministim" diyen ve hacca gitmek isteyen biri var karşımızda...

Nefsimi terbiye adına para biriktiriyorum

axpaz021.jpg Salkım, Arben İçliyle evlenerek Türkiyeyi terk etmiş, artık sanatçı değil evinin kadını olacağını açıklamıştı. Ama şimdi yeni kaseti ve Kanal Dde başlayacak yeni dizisiyle yine karşımızda, Türkiyede...Salkım röportajımızda ilginç sözler sarf etti. Hacca gitmeyi düşündüğünü, Uzanla evliyken ev işi yaptığını, oysa o günlerde para mefhumunu kaybettiğini, şimdilerde nefsini kontrol için para biriktirdiğini anlattı. Bu röportajla bir başka Yeşim Salkımla da tanıştık galiba... Çok kırılgan bir kadın Yeşim Salkım. Röportaja giderken en çok merak ettiğim konu Cem Uzanla yaptıkları telefon konuşmasında kendisine edilen küfürler karşısında nasıl bu kadar sakin kalabildiğiydi. Hatta konuşmayı kaydettiği için bunu bilinçli olarak yaptığını düşünmüştüm. Ama röportajdan sonra gördüğüm, gerçekten çok naif, bütün o sözler içini acıttığı için yanıt verememiş bir anneydi. Bu arzuyla yanıp tutuşur ve beceremeyiz, değil mi? Bizim hayatımız çok yıpratıcı. Belki de hiçbir zaman kendimize ait bir dünyamızın olamayışı neden. Yoz ilişkilerden kurtulma özlemi belki de. Uçlardasınız. O yüzden sahnedeyken birden ev kadını olma isteği duyuyorsunuz. Böyle çıkıyor ağzımızdan herhalde. Parise giderken "Evimin kadını olacağım" demiştiniz. "Ev kadını olmak" bir arınmanın, özüne dönmenin ya da çok daha "namuslu" bir hayata terfi etmenin simgesi mi? Aslında bir şey değişmedi. Arkadaşım Seda Akay "Şu Işın Karacaya, şu Candana" diye birkaç şarkı dinletince kötü hissettim. Emeğimi görmezden gelip gitmek kendime ihanet olmuş dedim. Ne değişti? Niye döndünüz? Çok şey. Dört yılda çok büyüdüm. Para biriktirmeyi öğrendim. Kumbara gibi bir cam kavanozum var, bozuk paralarımı onun içinde biriktirip sonra bütünletiyorum. O parayla da alışverişimi yapıyorum. Geçen dört yıl Yeşim Salkıma ne öğretti? Maalesef para mefhumumu kaybettiğim zamanlar oldu. İnsanların belki de bir yılda çalışıp kazandıkları paraya bile boş gözlerle bakmaya başlamıştım. Şimdi nefsimi terbiye adına para biriktiriyorum. Bu beni manevi bir rahatlığa götürdü. Çeyrek limonu bile atmıyorum. Tanrının verdiği bütün nimetlere sahip çıkmamız gerektiğini öğrendim. Manevi ruhum çok gelişmeye başladı. Hakan Uzanla evliyken para mefhumunuzu kaybettiğinizi duymuştum. Kesinlikle. Allaha inanıyordum ama şimdi inancım çok daha kuvvetlendi. Çok dua ettim. Sadece inançlıyım demekle kalınmaması gerektiğini, bunun nasıl hayata geçirileceğini öğrendim. Kuran okuyorum, namaz kılıyorum. Hatta bir seccade aldım. Bütün her şey bitince üzerinde şükür namazı kılacağım inşallah. Artık bütün insanlar için dua ediyorum. Son yaşanan felaketlere bakılırsa inancımızı kuvvetlendirmenin zamanı geldi. Uyarılıyoruz gibi geliyor bana. Hacca gitmeyi düşünüyorum. Allah nasip ederse 40 yaşımda hacca gideceğim. Maneviyattan söz ediyorsunuz. İnançlarınız mı kuvvetlendi? Kendimi manevi açıdan tam hazır hissedersem kapanabilirim de. Tabii ki dinimiz gereği yapmamız gereken ibadetleri hacca gidip geldikten sonra tam anlamıyla yerine getirmemiz gerekiyor. O gün de başörtüsünü takarım. Dinimizin çıktığı toprakları gezmek, o enerjiyi orada fark etmek, insanların dua edişlerini yaşamak istiyorum. Her insanın gözleri kapanmadan görmesi lazım bunları. Bu duygularım son dört yılda olgunlaştı. Çok yoğun şu anda. Müziğe de çok uzun süre devam etmeyi düşünmüyorum. Sonuçta evli, çocuk sahibi bir insanım. İleride aileme daha fazla vakit ayırmak, dünyayı dolaşmak istiyorum. Başka bir evlat sahibi olmak istiyorum şartlar elverirse. Hacca gittikten sonra kapanacak mısınız? "Gülben Erginin seks kasetini biliyordum ama eski kocamın kasasında olduğundan haberim yoktu. Gülben adına üzüldüm" Çok çok kötü. Her şeyden önce çok savunmasız hissediyor. Yalnız bir kadın ve anne olduğunuz unutuluyor. Yer yarılsa yerin yedi kat altına girsem diye düşünüyorsunuz. Hiç kimse için, sevmediğim biri için bile dilemem böyle bir şeyi. İnsan bu kadar özeli ortaya serilince ne hissediyor, ne yaşıyor? Böyle bir şey yapmışım da, bu kaseti alıp ayrıldığım kocamın kasasına mı koymuşum? Allah Allah! Ama Gülben Ergenin seks kasetini sizin satın aldırttığınız söylendi. Hiç hatırlamıyorum. Herkes bu kasetin varlığını biliyordu zaten ama aldırmak istemem söz konusu değil. Benim yaşadıklarımı yaşamış bir kadın nasıl böyle bir kasetin ortaya çıkmasından memnun olur? Öğre- nince "Çok zor günler geçirecek, Allah yardımcısı olsun" dedim. Kimsenin böyle bir şeyi yaşamasını istemem. Çünkü hayatta birinin bir şeyi yaşamasını isterseniz aynısı sizin de başınıza gelir. Allah zaten yanlış yapana yaşatır. Ben de hatalar yaptıysam ben de yaşadım. Aykut Işıklar, yıllar önce bu kaseti soruşturduğunuzu hatta nasıl bulabileceğinizi kendisine de danıştığınızı yazdı köşesinde... Bunu konuşmayalım bence. Öyle bir husumet vardı yoktu, bütün bunlar geçmişte kaldı. O şimdi evli, mutlu bir yuvası var. Benim de öyle. Bunları gündeme getirmeyelim. Herkes evinde huzurlu huzurlu yaşasın. Aranızda bir husumet mi vardı? "Hakan Uzanla evliyken de ev işi yaptım" Çok sakin. Boş boş oturuyorum. Çok kitap okuyorum buna boş boş oturmak denirse. Marketten evin günlük alışverişini yapıyorum. Eşimle sinemaya gidiyorum. Yemek, ütü, temizlik yapıyorum. Ev işleriyle ilgileniyorum. Pariste nasıl bir yaşamınız var? Yoo o zaman da yapardım. Her zaman mutfağa girip yemeğimi kendim yaptım. İnsanın kendi kendine hizmet etmesi çok büyük bir efendilik. Bazen yatıyorum akşamları "Ya bu Sharon Stone hiç iş yapıyor mudur?" diye düşünüyorum. Yeni mi ev işi yapmaya başladınız, Hakan Uzanla evliyken de yapıyor muydunuz? "Cem Uzanın ettiği hakaretlere dava açamazdım çünkü bunu yapmaya gücüm yoktu. Ayrıca o konuşmayı ben kaydetmedim" Hayatta her şeyin bir bedeli var. O da benim yaptığım hataların bedeliydi. Belki de kadın olmanın bedeliydi. Dünyada ve Türkiyede böyle hakaretlere maruz kalmış o kadar çok kadın var ki, ben onların yanında hiçbir şeyim. Davacı olmadım çünkü o anda bunu yapacak gücüm yoktu. Çok yorgundum. Davacı olsaydım her duruşmada aynı hakaretler bir daha gündeme gelecek, yine yazılacaktı. Kızıma bunu yaşatmak istemedim. Gitmeyi tercih ettim. Cem Uzanla aranızdaki telefon konuşmaları yayımlandığında sizin adınıza çok üzülmüştüm. Bu kadar şiddetli hakaretleri ve küfürleri hiç kimsenin hak ettiğine inanmıyorum. Neden davacı olmadınız? O konuşmayı ben kaydetmedim. Küfüre aynı şekilde yanıt vermek benim hanımefendiliğime yakışmazdı. Herkes aldığı terbiyeyle yaşıyor. Susmak haklılığınızı gösterir. O kadar küfür karşısında nasıl olup da bu kadar sakin kalabildiniz? Konuşmayı kaydettiğiniz için mi? Hayır. Hiç kimseden, hiçbir şeyden korkmuyorum. Bir tek Allahın gazabından korkarım. Hayatta korktuğunuz biri, bir şey var mı? Hayır. Ben zaten kamu yararı olan her şeyi yetkililerle paylaştım. Bana "Bir şey bilmediğinizi zaten biliyoruz" dediler. Ama beni üzen, kadın köşe yazarlarının hakkımda acımasızca yazdıkları yazılardı. Uzan ailesinden korkuyor musunuz? Onlar sadece bana karşı değil, hayata karşı öfkeli. Okuduğunuz zaman görüyorsunuz, devamlı birilerini aşağılıyorlar. Bana hayatı anlatmasın Perihan Mağden. Benim için sosyopat dedi mesela. Ben aslında onun sosyopat olduğunu düşünüyorum. Neden bu kadar eleştirdiler sizi? Sosyoloji okuyan insanlar da bilir bunu, ülkenin sosyal gelişimine engel olan ve tecavüz eden insan demek. Ben ne yapmışım tek bir birey olarak çok merak ediyorum. Elinde kağıt kalem olan o. Nedir sosyopat? Feministim. Hem de çok koyu feminist. Bu yönümü pek göstermedim. 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde bir şiir kitabı çıkaracakmışsınız. Bu tarihi seçtiğinize göre soracağım, feminist misiniz? Duygu Asenanın "Kadının Adı Yok"unu okuduğumda. Sanırım 14 yaşındaydım. Ben erkekleri ezmeye çalışan ve feminist geçinenlerden değilim. Onlar koca bulamıyorlar. Onların sorunu bu. Ben kadın ve erkeğin birbirini tamamladığını düşünüyorum. Kitabımda ise Zeynep Talunun, benim ve kızımın şiirleri olacak. Çiğdem Talunun anısına çıkarıyoruz. Perihan Mağden benim şiir yazmamla bile alay etti. Dünyayı kurtarsam alay eder bu kadın. Ne yapayım, ben onun kadar kültürlü değilim! Ne zaman feminist oldunuz? "Bağışladığım tablo sahte çıkınca çok şaşırdım" Sahte olduğunu öğrenince çok şaşırdım. İyilik yapmaya çalıştım. Zaten bana satan yerle bu işi hallettiler. Bu kadar da talihsiz bir insan mıyım ben, diye düşündüm. Geleceğin Çocukları Vakfına bağışladığınız İbrahim Çallı tablosu sahte çıkınca çok eleştirildiniz. Ama ben sizin bu kadar da kötü niyetli olabileceğinize inanmıyorum. Haberiniz var mıydı sahte olduğundan? "İlk kez benim bestelerim var" Evet. "Seher Vakti". Şu an beni en çok heyecanlandıran şey bu dizi. ANS çekiyor.Her tür şartı kabul ederek tamam dedim. Çünkü konu bana çok etkileyici geldi. Bir sinema filmi derinliğinde ve Türk seyircisinin hak ettiği kadar kaliteli. Mezhep farklılıklarından doğan ve ailelerin yaşadığı çatışmaları anlatan bir aşk öyküsü. Mezhep farklılığı yüzünden bir araya gelemeyen aşıkların 20 sene sonra buluşmasını konu ediniyor. Ben, 18 yaşında kız çocuğu sahibi Sabahı oynuyorum. Uğur Polat ve İdil Fıratla birlikte oynuyoruz. Çağatay Tosun yönetiyor. İlk bölümü 24 Ocakta Kanal Dde izleyeceğiz. Albümüm "Ayna" için de çok heyecanlıyım. İlk kez bir albümümde sözü ve bestesi bana ait dört şarkım var. Sizin Altın Portakalınız da var ama oyunculuğunuz ön planda olmadı hiçbir zaman. Kanal Dde yeni bir diziye başlayacaksınız şimdi, değil mi? (Gülüyor) Hesaplı olsun diye yaptık! Popüler olmayan ama iyi müzisyenlerle çalıştım. Hesaplı oldu! Şu an eskiler biraz fazla para istiyorlar. O kadar para vermeyelim dedik! Çok büyük konuşmayayım ama ben bestelerimi satmam. Zaten ben öyle çok şarkı üretebilecek tipte bir kadın değilim. Ancak kendime yeter. Albümdeki şarkıları yaşadıklarımdan yola çıkarak seçtim. Çıkış şarkım "Meğer". İnsanlar bazı olayların içindeyken gerçekleri göremiyormuş. Dışına çıkıp baktığı zaman görüyormuş. Bu şarkı bunu çok iyi anlatıyor. Daha mı hesaplı oluyor böylesi?

EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler