New York Times'ın ucuz tatil için önerdiği otel

16 odası, üç mini süiti olan otelde konaklama ücreti 85 avro. "Paris'te olsaydık, en az 130 avro olurdu fiyatımız" diyor Babüroğlu. Yemek servisi yok ama isterseniz kardeşlerin otelin karşısındaki restoranlarında karnınızı doyurabiliyorsunuz. Otelin en büyük özelliği ise terası. Biraz küçük de olsa manzarasına diyecek yok. Topkapı, Ayasofya ve Sultanahmet Camii'ni çok güzel bir deniz manzarası eşliğinde görebiliyorsunuz. Ünlü Amerikan gazetesi New York Times'da birkaç hafta önce çıkan bir yazıda Hotel Nomade, İstanbul'da 125 avrodan ucuza kalınabilen güzel otellere bir örnek olarak gösteriliyordu. Sultanahmet Meydanı'nda Sultanahmet Köftecisi'ni geçtikten sonra ilk sağda bulunan butik oteli Hamra Teker Babüroğlu ve Esra Teker Erkmen adlı ikiz kız kardeşler yönetiyor. Ailede bu işlerle ilgilenen kimse yok. Ben ve ikizimin ilgisi çocukluktan geliyor. Mesela Kemalettin Tuğcu'nun kitaplarını okuyup çok fakir ve çok çocuklu bir aileyi yanımıza aldığımızı düşünür, şu şu işle meşgul olur, bu bunu satar diye bir görev dağılımı yapardık. Yani hayalimizde resmen ticaret yapardık.Saint Benoit'da okurken okulu asar, dönüp dolaşıp Sultanahmet'e kaçardık. Burayı çok seviyorduk. Sonra kilim ve halı üzerine uygulamalı bir eğitim vakfında çalışmaya başladık. Doğal boya çalışmaları ve dokuma yapıyor, kilim ve halı satıyorduk. Ayrıca Esra'nın Club Med'de, benim de Miltur'da çalışmışlığımız vardır bir dönem. Otel işine girmeye nasıl karar verdiniz? Ailenizde otelcilik ya da turizmle ilgilenen var mıydı? Binayı burada dolanırken tesadüfen bulduk. Eski bir handı. Bir anda ikimiz de "Neden olmasın, neden bir otel açmayalım ki?" dedik. 1983'te 23 yaşında iki genç kız olarak kiraladık binayı. Ev sahibi başta biraz zorluk çıkarsa da bize kiralamayı kabul etti.Oteli kiraladığımızda civarda neredeyse hiç otel yoktu. Dolayısıyla Ayasofya Pansiyon'dan sonra civardaki ilk turistik oteliz diyebilirim. Nasıl buldunuz bu binayı? Sultanahmet o dönemde turistik bir yer miydi? "Kadın ve ikiz olmanın avantajlarını kullandık" O dönemde Sultanahmet'in genel durumunu göz önüne alırsak biraz zorluk çekmemiz beklenirdi. Çünkü burası erkek egemen bir mahalleydi. Daha önceleri de genelevlerin olduğu bir bölgeymiş. Ayrıca burada yaşayan ahaliye göre de farklıydık. Ama hiç de beklendiği gibi olmadı. Tam aksine kadın olmamızın getirdiği avantajlarını kullandık. Gerçi önce biraz yadırgandık ama hiç suiistimal edilmedik. Herkesten yardım gördük. Polisinden belediyesine, esnafından bakkalına... O yaşta hiç zorlanmadınız mı bu işe girdiğiniz için? Vallahi işin kokusunu iyi alırız biz. Bu durumun okulla, meslekle pek ilgisi yok. Şu an Rumeli ve Mozaik adında iki restoran kafemiz ve bir otelimiz daha var. Ayrıca kadın ve ikiz olmanın verdiği avantajlar var. Sevimli bir imaj yaratıyor galiba. Bunun dışında bu otelden çok insan yetişti. Burada çalışan birçok kişi şu an restoran, otel ve mağaza sahibi oldu. Yani Hotel Nomade bu bölge için bir ekoldü. Bunu neye bağlıyorsunuz? "Oteli iki kız kardeşin işletmesi yabancılara güven veriyor" Evet, eskiden daha çok sırt çantalı gezginler, Fransız Nouvelle Frontiere acentesinin macera grupları ve yalnız kadınlar gelirdi. Oteli frankofon iki kız kardeşin işletmesi yabancılara güven verirdi, hâlâ öyle. Şimdi ise daha entelektüel bir müşteri kitlemiz var. Ayrıca Fuat Eczacıbaşı, Güngör Uras, Buket Uzuner, Ece Temelkuran, Hasan ve Ayşe Cemal gibi isimler de ziyaretçilerimiz arasında. Esasında şu an Nomade ismi pek yakışmıyor otele ama... Nomade Fransızcada göçebe demek. Neden bu ismi koydunuz? Bu bölgeye gelen insanlara bir atıf mıydı? Ayasofya'yı yenileyen ekip burada kalıyordu. Belki onların kaldığı döneme rastlamıştır New York Times muhabirleri. Yoksa bu devirde arkeolog bulmak kolay mı? New York Times'da Hotel Nomade, emekli arkeolog ve uzmanların kaldığı bir otel olarak sunulmuş. Bunun bir sebebi var mı?