PazarRomun anavatanında...

Romun anavatanında...

02.12.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Kasım ayında Havana'da sıcaklık 30 derece... Şekerkamışı suyuyla hazırlanan Mojito'lar, buz gibi Daiquiri'ler hem serinletiyor hem de içindeki bol romun etkisiyle insanı baştan çıkarıyor. Karayipler'in bu enfes içkisi, bir kez daha güzelliğini gösteriyor

Romun anavatanında...

myalcin@turk.net Rom müzesi... Barmenler şekerkamışlarını küçük bir değirmende ezerek özsularını çıkarıyor. Normalde şeker şurubuyla yapılan naneli ve sodalı rom kokteyli Mojito, burada bununla yapılıyor. Şu şuruptan biraz tatsak? "Si sinyor! Bu Küba'nın Viagra'sıdır!"Giderek herkesle ahbap oluyorsunuz. Barmen Jose, Daiquiri'yi bol buzla blender'da hazırlıyor. Bu kokteyli şeykırda çalkalatıp içen Ernest Hemingway'den daha şanslıyız. Bizimki kesinlikle daha güzel. Bir kadeh daha Jose? "Si sinyor!"Önceki hafta Küba'nın milli romu Havana Club'ın dünya çapındaki barmen yarışmasının kazananlarıyla birlikte gittiğim Küba'da, hayat böyle akıp gidiyor. 11 milyon nüfuslu bu cennet adanın insanları, telaşsız ve sakin yaşıyor. Bir yerlerden müzik sesi mi geliyor? Biz kuzeyliler gibi hiç kasılmadan, ritme kapılıp hayatın tadını çıkarıyor.Rom neredeyse bedava. Puro da öyle. Yemek? Eh... Ama "papas", yani patates bol. Kara fasulye ve pilav da... Bunlar da mideyi tutmaya yetiyor. Zaten şişman Kübalı neredeyse yok. Kimi kara derili, kimi melez, kimi de beyaz tenli bir dolu ırktan insanın kaynaştığı bu halk, sosyalizmin de sağlık hizmetlerine büyük yatırım yapmasıyla, dünyanın en uzun ömür ortalamalarından birine sahip. 80-90 yaşında zımba gibi ihtiyarlar görmek insanı şaşırtmıyor. Paltosuz, ceketsiz, keten gömlekli bir hayat... Tek tük yabancılar dışında çok zengin yok. Çok çok fakir de... Si sinyor!" Küba'nın cıvıl cıvıl sokaklarında en çok duyduğunuz sözcükler bunlar oluyor. El sanatları çarşısındaki seyyar satıcının küçük bir palayla tepelerini uçurup içlerine kamış sokarak sattığı hindistancevizlerine mi imrendiniz? "Si sinyor! Hediyesi bir peso!" Hindistancevizinin rayihalı sütünü doya doya yudumluyorsunuz. Castro rejimini uzun yıllar Amerika'ya karşı destekleyen Sovyetler'in de yıkılmasıyla yalnız kalan Küba, bugün kendi yağıyla kavruluyor. Dış yardım olmadığı için, 40 yıldır süren Amerikan ambargosuyla nefes boruları kısılan bu güzel ülke, ayakta kalabilmek için değerlerini iyi pazarlamak zorunda. Fazla da satacak malı yok. Neredeyse yarım asır kaymağını Davidoff'a yedirdikleri puro bunların başında geliyor. Bugün bütün puroları kendileri satıyor, kimseye bir zamanlar Davidoff'a yaptıkları gibi taşeronluk etmiyorlar. Devrim öncesinden kalan markalara da yenilerini ekliyorlar. Puroda son numaraları, Cohiba'nın kara yaprakla sarılan maduro'su. Güneşin altında çok uzun kurutulmuş bu yaprak, puroya kakaomsu bir rayiha veriyor. Yeni Cohiba'nın tadı çok güzel ama biraz kaba mı sarılmış ne?İkinci silahları da rom. Küba dünyanın en büyük şekerkamışı üreticilerinden ve geçen yüzyıllardaki "stratejik" önemi de biraz bundan kaynaklanmış. Zira bir zamanlar şeker, sadece şekerkamışından elde edilen değerli ve nadir bir ürünmüş. Bugün teknoloji sayesinde pancardan mısıra hemen hemen her nişastalı bitkiden şeker yapılabiliyor. O yüzden şekerkamışının yüzüne bakan yok. Kübalılar da bu kamışın en yüksek katma değere ulaştığı ürüne, roma odaklanmışlar. Hammaddesi şekerkamışı olan romun daha da iyilerini üretip dünyaya pazarlamak için Fransız içki devi Pernod-Ricard'la yarı yarıya ortaklık kurmuş, Havana Club markasını dünya pazarlarına sunmuşlar.Havana Club'ın Türkiye'deki eğitimlerinde başarı gösteren barmenler Barış Yıldırım, Mete Ak, Berrak Tarhan, Mert Sütçüoğlu ve Turan Çabuk'un yanı sıra, markanın Türkiye temsilcileri Selçuk Tümay, Serpil Kılıçlı, Murat Kulluk ve Hürriyet yazarı Figen Batur'la birlikte kalabalık bir Türk heyeti oluşturuyoruz. Diğer davetliler genelde Kuzey Avrupa ülkelerinden ve Kanada'dan. Onlar Kübalılara biraz mesafeliler, biz ise sıcak ülke insanları olarak sevimli ev sahiplerimizle hemen kaynaşıyoruz. Şekerden roma Devrimden önce Bacardi'nin başını çektiği Küba romlarının bugünkü lideri Havana Club, devrimden sonra üretimini Porto Riko'ya kaydıran ve Amerika'da üslenen Bacardi ile büyük mücadele içinde. Bu mücadele, Küba romunun da yeni nesil Bacardi'ler gibi hafifletilmesine yol açmış. İyi de olmuş, zira 15 yıl öncesinde sert bir gemici içkisi durumunda olan Küba romu, bugün daha iyi damıtılan, daha temiz ve rafine bir içki halinde. Havana Club'ın en gencinden en yaşlısına hiçbirinde o zor içimli sertlik yok, rom yıllandıkça brendiyi andıran ince nüanslara bile kavuşuyor. Nitekim Kübalılar da bunun farkında ve pazarlamada Havana Club'ın Türkiye'de de birkaç aydır bulunabilen yedi yıllığını öne çıkarıyorlar. Kızarmış muz, tütün, tarçın ve zencefil gibi koku ve tatların hissedildiği bu kompleks ve zengin karakterli rom, asla bir kokteyl içkisi değil. Küba'da kokteyllere bile konsa da, bence bir malt viski veya konyak gibi sek olarak yudumlanması gereken bir iksir.Küba'daki dört günümüz bu romlarla yapılan kokteylleri yudumlamak, köhne trenlerle şekerkamışı tarlalarına yolculuklar yapmak, Hemingway'in Mojito ve Daiquiri'lerini yudumladığı barlarda büyük yazarın anısına birer kadeh parlatmak, puro fabrikalarını ziyaret ve bizim Antalya'yı andıran Varadero sahillerini "teftiş"le geçti...Dönerken, bu güzel ülkeye giden hemen herkesin söylediği gibi, "Kalbim Küba'da kaldı". Neyse ki, valizimde bana Küba'yı en az birkaç ay hatırlatacak kadar purom vardı. Ve bana Küba'yı hatırlatacak dört çeşit Havana Club, artık Türkiye'de bol bol bulunuyordu... Artık daha rafine

KEŞFETYENİ
Elendikten sonra ilk paylaşım! Yiğit Poyraz detayı dikkat çekti
Elendikten sonra ilk paylaşım! Yiğit Poyraz detayı dikkat çekti

Cadde | 01.05.2025 - 07:11

Survivor'da 25 Nisan Cuma akşamı elenen Pınar Saka elendikten sonra ilk sosyal medya paylaşımını yaptı.

Yazarlar